Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.Yıldönümü’nü kutluyoruz. Bir gazeteci olarak, böyle bir tarihin tanıkları arasında olmak ve kaleme almak, meslek hayatımızın en güzel anısı olarak, hafızamızda yer edecek.

Atatürk için…

Bilinenleri anlatma gerek yok, ne anlatmak istediği; onlarca yıldır bizzat yaşanarak anlaşılıyor.

Bugün…

Kurucu lideri olarak;

Bir ülkenin, ülkemizin milli kahramanını anıyoruz, ama aynı zamanda tüm dünya tarafından da bilinen ve övgüyle mazhar olmuştur.

Gelişmiş;

Batı’da bile…

Büyük ülkeler, bugün geçmişte tarihe geçen liderleriyle övünmek bir yana, anmak dahi istenmiyor.

Çünkü…

Milli bir eyleme değil, kişisel hırslarıyla kanlı maceralara sürükleyen ve soykırım yapmakla dahi, tarihte yok sayılan yapraklar arasındalar.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ne kadar ileri ve doğru görüşlü olduğunu, bugün gayet iyi anlıyoruz.

İsrail’in Filistin halkına zulmüne, sözde gelişmiş ve insan hakları kavramından dem vuran dünya seyirci kalıyor.

Dahası…

Petrolün zenginliğiyle gelen paralarını dünyaya tedavül eden İslam Alemi’nin Arap ülkeleri de, üzerine düşeni yapmıyor.

Yıllar öncesiyle;

Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi, bir ülke ve küresellik için ne kadar güçlü ihtiyaç olduğunu gösteriyor.

Geçen akşam…

Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şubesi’nin kutlama yemeğindeyken, sahnedeki ünlü veciz söylemiyle karşı karşıyaydık.

“Yurtta Barış” diyen;

Velakin…

Dünyada;

Çıkarları için başkalarının topraklarına, egemenliklerine, değerli tüm kaynaklarına göz diken ve hatta geçmişi soykırımlarla dolu Batı, keşke Atatürk kadar güçlü bir ilkesellik gösterseydi.

Alman Hitler’i tarafından soykırıma uğrayan bir halkın bugünkü devlet yönetimi, Müslüman halkı, kadın ve çocuk demeden katlediyor.

Fok balıkları için seferber olan dünya, bugün eli kanlı yönetimsel anlayışlara karşı, bir şey yapmıyor.

Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Dünyada Sulh” sözü ne kadar ilkesel ve olgusal bir ihtiyaç durumuna geldi ise, Birleşmiş Milletler’in anlamını yitirmesi de, o kadar da talihsiz gelişmedir.

Zira…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler’de kıtasal 5 ülkenin daimi ve bağlayıcı karar yetkisine tepkisi, boşuna değildir.

Erdoğan’ın “Dünya 5’ten Büyüktür” demesi, geçmişte Bosna’da ve günümüzde ise Filistin’in yaşadıklarıyla haklılığını gösteriyor.

NATO var, ama neden İslâm Alemi’nin güçlü bir teşkilatı, barışın gerektirdiği sıcak coğrafyalarda görevlendireceği asker birliği neden yok?

Zira…

Arap Birliği’nin de, İslâm Ülkeleri Teşkilatı’nın da, Filistin gibi meselelerde görev yapacak bir yapılanmaya, yıllardır ihtiyacı var.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.Yıldönümü’nde, Atatürk’le milletinin ve ülkesinin en büyük kazanımı da, milletin kendi kendini yönetmesi, ilke ve devrimleridir.

Atatürk’ün ardından…

Mesele;

O’nun gibi ne yapıldığıdır!