Marmara Depremi’nin yıldönümü haftasındayız ve maalesef yaşanan acılardan, deneyimlerden ders alınmayışı, İstanbul’da ve üstelik böyle haftadaki ‘trajik’ bir olayla kendisini gösteriyor.

Mega kentte;

Deprem riskiyle öne çıkan bir ilçede, bir apartmanın dairesinde taşıyıcı kolonun kesilmesi nedeniyle tedbiren ve hemen binanın tahliyesi gerçekleşti.
Korku, endişe ve tartışmalara neden olan dairede, balkon ile odanın büyütülmek istendiği ve bu nedenle kolonun ortadan kaldırıldığından söz ediliyor.
Haliyle…

Durumun anlaşılması nedeniyle apartman sakinleri de binayı terketmek zorunda kalıyorlar, ‘Bilirkişi’ çalışması bekleniyor.
Haberi duyduğumuzda…
Daha henüz…
İzmir’de 2 yıl önce yaşanan;

İşyerinde yapıldığı tespit edilen benzeri durum ve bulunduğu binanın çökmesine neden oluşu akıllara geliyordu.
Deprem coğrafyasındayız, ama sonraki yıllarda yaşanan depremler, nedenleri ve zararlarına rağmen, idrak sorunumuz devam ediyor.

Hatta…

‘Doğal Afet Sigortası’, mülkiyetlerin satışları ile altyapı abonelikleri için zorunlu tutulmasa, böyle bir temel unsura da talep çok gözükmeyecek.

Marmara’nın acısı tekerrür ederken…

İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Ülkü Küçükkayalar, düzenlenen basın toplantısıyla olası depreme karşı, mühendisliğin önem ve gereğine, dikkati çekiyor.
Velakin…
İzmir’de yaşanan ve İstanbul’da tekrar eden bireysel umursamazlık, mühendislik projesini bozuyor, risk zafiyetini gündeme taşıyor.
Bursa Büyükşehir Belediyesi de, Bursa’da kentsel dönüşüme girdi ve Yıldırım’da, Yiğitler’deki projeyi bu hafta törenle başlattı.
Bu adım;
Plansız yapılan veya ruhsatlı yapılsa dahi riskli mevcut yapı stokunun tasfiyesini, güvenli yeni yapılara dönüşümü amaçlıyor.
Velakin…
‘İmar Barışı’ adıyla;

Dolaylı imar affı, hem potansiyel riskli yapılara meşruluk kazandırmış oluyordu hem de belediyelerin kentsel dönüşüm maliyetlerine ve proje oluşturmalarına olumsuz etki yapıyordu.
Sözünü ettiğimiz…

‘İmar Barışı’;
Planlı, eski ve yeni, modern yerleşimlerinde dahi, kaçak bina, ana kat ve çatı katı uygulamalarına da müjde oldu.
Mimarla Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, TMMOB’un ‘Bursa İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri’ olarak, bu haftanın önemi nedeniyle bir bildiriyi gündeme taşıdı.
Rodoplu Şimşek, deprem riskine karşı, bilimin temel unsur olduğunu belirtirken, kentsel dönüşüme de odaklandı.
Türkiye’nin mevcut yapı stokunun %60’ının, mimarlık ve mühendislik hizmetin almamış olması, trajik gerçek olarak gösteriliyordu.
Bir tespit ortaya konuluyor.
Denilen;
“10 milyonun üzerinde yapının sağlıksız ve afetlere karşı dayanıksız olmasına karşın; 2012 yılından bugüne kadar yalnızca 197 bin yapı (859 bin 114 bağımsız birim) için riskli yapı tespiti yapıldı ve bunlardan 165 bin yapı (767 bin 349 bağımsız birim) yıkıldı.”
Kentsel dönüşümden söz açılmışken…
Bazı çevrelerce;

Eski semtlerde, ucuza mülkiyetler edinmek, apartman dönüşümlerini elde etmek ve dolayısıyla yatırım fırsatları oluşturmak için nabız yoklama timleri gibi çalışma başlattıklarını hep duyuyoruz.
Sadece binanın kendisi ve yaşını esas alan düşünceyle yerlerin arsa kıymetinin ve bölge konumlarının gözardı edildiğinden söz ediliyor.
Düşük değer algısı, ortaya atılıyor
Böyle bir ticari reflekse karşılık, projelerin satılmak istenmesinde ise, aksine mevki, özellikle öne çıkarılıyor, fiyat yüksekliğine belirleyici yapılıyor.
Türkiye’de;
Niteliklik, amacına uygun kentsel dönüşüm sorunu yaşanıyor, Bursa’da ise, yerel yönetimlerin son yıllarda ciddi adımları ve kaydettiği mesafeler var.
2000’li yıllarda;
Bursa’nın ilçe belediyeleri, imarsız alanlara böyle durumun olduğunu ifade eden tabelalar dikiyordu, ‘kaçak yapı halinde yıkılacağı’ belirtiliyordu.
Batman’nın belediyesi de 2 yıl öncesinde, ruhsatsız durumdaki bir apartmana dev afiş asmıştı, ‘satın alınmaması’ uyarısında bulunmuştu.