Ramazan genelgesi yayınlandı.

Peki yerkürenin içinde nabzı atan her bireyin sorumluluklarının yer aldığı bu genelgenin detaylarında neler yer alıyor.

Gelin birlikte göz atalım.

Tavsiye niyetliğinde kararlar şöyle,

1.) Nifak değil infak uygulamaları yaygınlaştırılacak Nifak ara açmak, geçimsizlik, anlaşmazlık anlamlarını bünyesinde taşır. Kelimenin bir günahı yok. Asıl günah sahipleri kelimeyi hak edecek eylemleri gerçekleştirenlerdir. Nifak tohumları saçanların Allah’u Teala’nın huzurunda hesap vermesinin çok zor olacağını söylemek için medrese mezunu olmaya gerek yok. Tabi medrese mezunu olan hocalarımız konuyu çok daha derinlemesine ele alır orası ayrı bir husus. Lakin biz insanların arasını açmanın, geçimsizliğe vesile olmanın, anlaşmazlıkların başını çekmenin ne kadar kötü zeliletler olduğunu biliyoruz. Peki rahmet ayı, mağfiret ayı Ramazan’da bu zeliletlerden arınma fırsatımız olduğunu biliyor muyuz! Haydi gelin farkında varalım. Araları bir edelim, geçim ehli olalım, anlaşan ve anlaştıran taraf olalım.

Bu meziyetlere sahip olalım ki bir nefes sonrası sonsuz hayatın bir adım öncesi hesabımızın yükünü biraz daha hafifletelim. Diğer bir husus ise infak dostlar. İnfak ise hayır işlemek, yardım etmek, sadaka/zekat/fitre vermek gibi anlamlara gelmektedir. Gelin infak edelim Yüce Allah C.C, Bakara Sûresi 261. Ayet’te “Mallarını Allah yolunda infak edenlerin örneği yedi başak bitiren, her bir başakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneği gibidir. Allah, dilediğine kat kat arttırır. Allah (ihsanı) bol olandır, bilendir.” buyuruyor. Şu kutlu müjdenin içinde bahsi geçen “yedi başaktan her birinden yüz tane” bereketine talip olalım. Ramazan genelgesine uygun bir şekilde nifak değil infak ehli olalım.

2.) Ağaç gölgesinin durumu değerlendirilecek Borç vermek kolay da istemek zor olmalı. Lakin günümüzde bırakın borç vermenin kolaylığını yaşamayı istemenin rahatlığının peşindeyiz. Genelge kapsamında değineceğimiz bir diğer konu da ”hassasiyet ve niyet”. Halis niyet bünyesinde hassasiyet barındırır. Hassas niyette her adımın berisini de ilerisini de muhasebe ve muhakeme ettirir. Gerek toplum içerisinde gerekse bireysel düşünce dünyamda çok sıkça tekrar ettiğim bir örneği sizle paylaşmak istiyorum.

Bir gün İmam-ı Azam Ebu Hanife Hz. bir arkadaşına borç verir. Borç verme sürecinin üzerinden epey zaman geçer. İmam-ı Azam ise çokça ihtiyacı olmasına rağmen “Herhalde ihtiyacı var ki hala ödemeyemedi.” diye geçirir içinden. Ardından İmam-ı Azam’ın samimi bir dostu onun bu düşünceli halini görünce “ Borç verdiği kişiden onun adına borcunu isteyebileceğini veyahut o kişiye borcu olduğunu hatırlatabileceğini söyler.” İmam-ı Azam durumdan hoşnut olmasa da dostunun hatırlatması hususunda ki ısrarını kıramaz ve yola düşerler. Mevsim yaz ve güneş zihinleri kavururcasına üstten bakmaktadır. O esnada İmam-ı Azam’ın dostu birlikte yürürken borcunun olduğunu hatırlatacağı kişinin evine yaklaştıklarında “Ey İmam, sen şu ağacın gölgesinde gölgelen ben hızlıca gidip hatırlatıp geleyim der.” Akabinde İmam-ı Azam’ın bu teklifin üzerine hala güneşte beklediğini görünce gölge de beklemesi yönünde tekrar hatırlatma yapar. İmam-ı Azam ise “Dostum bu ağacın bulunduğu tarla benim borç verdiğim kişinin tarlasıdır. Ben bu tarlanın içindeki ağacın gölgesinde gölgelenirsem verdiğim para faize girer.” der. Bu kutlu hassasiyetin karşısında dostu gözyaşlarını tutamaz ve hızlıca hatırlatmak üzere yola koyulur. İşte dostlar, niyet ve hassasiyet arasındaki o güzel ilişki. Bu ilişkinin meyvelerini öylesine güzel bir şekilde yansıtmışlar ki. Ne mutlu ağacın gölgesinden imtina edenlere.