Kıymetli Dostlar! Sizinle “Dişe dokunur.” bazı detayları paylaşmak istiyorum.

Malum 28 Mayıs’ta hepimiz sandıklar aracılığı ile Ülkemizin geleceğine “Dokunacağız.” Değer verdiğim bir Hocam’ın “Benim siyasetim sandığa gittiğimde attığım oydur.” sözü hala hatrımda saygı ile yerini korumaktadır. Bu sözü destekler nitelikte olan Rahmetli Şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun da bir sözünü hatırlatmak isterim: “Seçimler kavga aracı olmasın. Sel gider kumu kalır. Bu seçimde gidecek ama siz akraba olarak komşu olarak kalacaksınız.” Tüm bu güzel hasletlerin bir adım ilerisinde, oy pusulası ile karşılaştığımızda, vicdanımızın sesi ile baş başa kalacağız. Ne kadar kendimizden emin olduğumuzu düşünsekte gönül ve mantık ikileminde şöyle bir durup pusulaya bakacağız. Tam da o an; dünü, bugünü ve yarını çok iyi irdelememiz gerekecek. Çünkü ne olacak ki (1) oy! Dediğimiz oyumuz, Ülkemizin ya bam teline basıp istikbalinin ve istiklalinin soluğunu kesecek ya da zülfüyare dokunmadan daha rahat nefes alarak, güçlü adımlarla ilerlemesine vesile olacaktır. Amacım siyaset konuşmak değil ki siyasetçi de değilim. Sizinle bazı veriler üzerinden değerlendirme yapacağız.

İnsanoğluyuz ve çabuk unutuyoruz. Güzel Ülkemizde, PKK/KCK/PYD/YPG terör örgütü, DAEŞ ve TAK tarafından 2013-2022 yıllarında büyük çaplı toplam (11) bombalı/silahlı terör saldırısı gerçekleştirildi. Bu saldırılarda toplam (933) vatandaşımız hayatını kaybetti. Ülkemizde, 1984-2019 yılları arasında -hain-terörün hesaplanabilir toplam maliyeti: 3 trilyon 722 milyar lira’dır. Geride bıraktığımız yıllarda da teröre bağlı savunma harcamaları odaklı bu rakam, yıllık ortalama 10 milyar doları bulmaktadır. Milli gelirden vatandaşa yansıyacak paralar, kravatlı teröristler ve onların tasmasını tutan çeşitli lobiler yüzünden sürekli gündemde tutulmaya çalışılan teröre karşı kullanılmak zorunda kalıyor. Peki terör örgütünün -sözde- yöneticisi neden “Bu faşizme son vereceğiz, demokrasi ve özgürlük hareketini destekleyeceğiz.” diyor? Cevabı çok net: Ayarlı olmayan ve boynuna tasma takılmamış yerli ve milli mücadele erleri var olduğu için.

Peki son 6 yıldır neden büyük çaplı yıkıcı terör olayı meydana gelmiyor? Çünkü yerli ve milli mücadele erleri artık taşları yerine oturtmayı başardı. Meyvelerini topluyoruz. Artık hasat vakti. Lakin bu duruma alışmamalıyız! Sürekli teyakkuzda kalmalıyız! Toplumun bir kısmı artık kravatlı teröristleri bile “Demokrasi” kabuğu altında hoş görmeye başladı! Silkelenelim! Gerçek solcu, ulusalcı, milliyetçi, muhafazakar her kimsek, Ülkemize ve Bayrağımıza sahip çıkalım!

Daha 10-15 yıl öncesine kadar yılda (5.558) kişinin katıldığı terör örgütünün bugün sınırlarımız içindeki terörist sayısı, hem de tarihin en büyük dış desteğini aldığı bir dönemde (52)’ye düştü. “Terör” benim cebime giren paramdan uluslararası prestijime kadar her şeyi etkiliyor. Böylesine sömürü düzenine karşı Ülkemizin üstün teknoloji ve strateji ile elde ettiği başarıda elbette İHA ve SİHA’ların önemi çok büyük. Peki bu yerli ve milli gururlarımıza karşı birileri “Dokunacağız” dediğinde neden sessiz kalıyoruz. O terör saldırıları ile dolaylı ya da doğrudan ilişkisi olan kişilerle iş tutanlara neden sesimizi yükseltmiyoruz! Biz biliyoruz ki “Ayarlı liderler ve partiler” bu milletin hiçbir zaman gerçek bağımsızlığını savunmadı. Artık maskelerin ardını hepimiz görüyoruz. Bir yerlere heykel dikme hayali kuranlar, sırtını bir yerlere dayayanlar, birilerini serbest bırakmayı vaat edenler… Yenileceksiniz. Alparslan’dan, Tuğrul Bey’e, Süleyman Şah’tan, Osman Bey’e, Fatih’ten Abdulhamid’e, Atatürk’ten günümüze kadar dalgalanan bu sancak daim güçlenerek devam edecek. Verileri incelemeye devam edelim.

Kahraman güvenlik güçlerimizin İHA ve SİHA'ları 2021-22'de toplam 91 bin 858 saat uçuş gerçekleştirdi. Bu uçuşlar hepimizin huzuru içindi. Yüreklerine sağlık. Peki neden “Dokundurtmayacağız” Gelin şöyle “Namahrem eline” bir göz atalım.

Suriye’nin kuzeyinde -sözde- ülke kurduğunu 2016 yılında açıklayan terör örgütü, İstanbul’u ele geçirip -sözde- hilafet ilan edeceğini duyuran DAEŞ, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerimizi içerisine alan bölgede kurulması planlanan -sözde- Ermenistan, Ülkemizin yine Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerini içerisinde alan Filistin, Irak, Suriye, Ürdün ülkeleri de dahil Siyonist İsrail’in -sözde- büyük İsrail projesi, Yunanistan’ın İstanbul’u özerk bir bölge ilan ettirerek tekrar -sözde- Roma’nın başkenti ilan etme gayreti, Rusya’nın sıcak denizlere inmek için Ülkemiz üzerindeki derin planları… Bu liste uzar gider dostlar! Böylesine kirli küresel bir tablonun içerisinde mücadele veren Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bizim aklı da gönlü de yerli ve milli olan yöneticileri desteklememizi bekliyor. Sadece 2022 yılında, farklı terör örgütlerine mensup 87'si -sözde- üst düzey 1220 terörist etkisiz hale getirildi. Tüm başarıların özünde savunma sanayisinde 2008’de yüzde 44 olan yerlilik oranının 2022’de yüzde 80’e ulaşması da var. 2018 yılında 2 milyar dolar olan savunma sanayisi ihracatının su an sadece 2022 yılının Aralık ayında 647.456 milyon dolar olması da var. 2002 yılında 62 savunma projesi yürütülürken, bugün bu sayının 750’yi geçmesi de var. (1) milyondan fazla yarışmacı, 2.547.000 ziyaretçi ile dünyanın en büyük festivali TEKNOFEST’in de emeği var. TÜBİTAK desteği ile ilki, 2014 yılında Konya'da açılan ve şu an sayısı (8)’e ulaşan Bilim Merkezlerinin de katkısı var. Bu merkezlerin dışında ön kuluçka, kuluçka, kuluçka sonrası hizmetleri barındıran 86 teknoloji geliştirme bölgesinin de alın teri var. Ayrıca Ülkemizde yer alan (130) Bilsem(Bilim Sanat Merkezi)’de ki gençlerin de desteği var. Özetle yüreği Türkiye için atan herkesin alın teri var.

Dostlar! Bu güzel Türkiye’mizin bize ihtiyacı var. “Dokundurtmayacağız.” Siyaset üstü bir eşikte olduğumuz şu dönemde “Dokunacağımız” en önemli detay Ülkemizin bağımsızlığına göz dikenin gözü, el uzatanın eli, hayal kuranın hayali olmalıdır. Kalın sağlıcakla.