Eveeeet...

Yine gündemi epey geriden yorumladığımız bir yazı ile daha karşınızdayım. Geriden geliyoruz, çünkü CHP'li Bursa Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Sevgili Ercan Korkmaz, CHP Nilüfer'in bitmek tükenmek bilmeyen RANTI karşısında, "illallah" diyerek isyan ettiğinde, bendeniz de bu betonarme tımarhanaden illallah diyerek denizlere kaçtıydım.


Ercan'ın (normal bir edep ve ahlak ikliminde) akıllara zarar olan açıklamalarını oralarda okuyup, "yaşa-var ol" dedim. 
Önce bi umutlanır gibi oldum. (Deniz havası ya... İnsana bi hüsnüniyet geliyor ister istemez.)
Sonra, "Salaklaşma! Kendine gel!" Diye, kendi kendime söylendim. 


Netekim, iyi ki de salaklaşmamışım. Sonuçta, CHP'li Meclis Üyesi Avukat Ercan Korkmaz'ın o akıllara zarar iddiaları-açıklamarı da, biz bir kaç gazetecinin yıllardır su üzerine yazdığımız yazılar misali etki gösterdi. 
Gerçeğin ne olduğunu zaten herkesler biliyordu. O ağır gerçekler, zaten o herkeslerin zerre kadar umurunda olmamıştı.


Nilüfer'in RANTI, dünya malını hamuduyla götüren çok uluşlu şirketler gibi, başını CHP'li ekibin çektiği çok partili bir konsorsiyum tarafından ham yapılıyordu. 
Alan, veren, pay eden ve yiyen herkes ve bu yapının interlandı hayatından gayet mumnundu. Falan...
Ama olsun. 


Bu kez, hem de ilk  kez bir CHP'li siyasetçi çıkıp bu çirkin RANTİYE yapı ile ilgili olarak (diğerleri gibi) karnından konuşmak yerine, alenen cesaretle kamuoyu önünde açıklama yapmıştı. (Ercan Korkmaz, yenilir yutulur yanı olmayan açıklamasını Bursabakis.com'dan kamuoyuna duyurdu bu arada.)
İlk kez CHP'li bir siyasetçi, Nilüfer'deki kralların çıplak olduğunu böylesine aleni anlatmıştı.


Hiç bir şey olmasa da, aramıza vicdanı olan bir insan evladı daha, dikkat buyurunuz şu açıklamalarıyla katılmıştı:
'Maalesef yerel siyasette her şey dengelere göre hareket ediyor. Konu rant paylaşımı olunca partiler arası rekabet birden ortaklığa dönüşebiliyor. Bunun en bariz örneklerinden biri Nilüfer ilçemizdeki Podyumpark'tır mesela. İsteyen herkes oranın projesini yürütene, haritalarını çizene, inşa edene bakabilir. Konu rant olunca, ortaya çıkan ortaklıkları görebilir. Bunun gibi onlarca örnek var.


Ben dürüst siyaset ilkesiyle çıktığım bu yolda, bu gibi ayak oyunlarını gündeme getirdiğim için partimde bile istenmeyen adam ilan edilmeye çalışıyorum. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na buradan sesleniyorum. Sayın genel başkanım isterseniz beni çağırın, isterseniz müfettişleri gönderin Bursa'da yaşanan oyunları bir bir size anlatayım.
En basit örnek olarak, Mustafa Bozbey ve Turgay Erdem'in yakınlarının kurduğu mimarlık şirketinin Nilüfer bölgesinden yaptığı işlere bir bakın. Bütün büyük ve tartışmalı projelerin altında memlekette sanki başka mimarlık şirketi yokmuş gibi bu şirketi ve etik olmayan ilişkileri görüyoruz. Bir belediye başkanı kendi ilçesinde mimarlık yapabilir mi? Bu etik ilkelere sığar mı? Bu sadece basit bir örnek bundan çok daha çarpık işler var. Parti içi müfettiş ve disiplin süreçleri işletilmeli. .
Bursa'da yerel siyaset maalesef halı saha maçı yapar gibi oynanıyor. Akşam herkes lüks araçlarına binip aynı mekanlarda eğleniyor.


Bu yanlışlığa ses çıkaranı ise siyasette barındırmak istemiyorlar. 
Ben tüm hukuksuzluklara karşı koyan biriyim. Bu nedenle parti içi ve iktidara karşı en sert muhalefeti yapan biriyim. Bu nedenle istenmeyen adam ilan edilmeye çalışılıyorum. Partime zarar verdiğim gerekçesiyle bazı eleştiriler alıyorum ama bir çok arkadaşımızda özelde beni destekliyor. Çünkü partime zarar veren ben değil rant ilişkileri geliştirenler zarar veriyor.


Yerel siyasette kimse ne yaptığını gerçekten bilmiyor. İmar planlarında herkes birbirine gebe çünkü. Bu nedenle hepsi kullanışlı ve elverişli insanları siyasette görmek istiyor. Ben o adam değilim. Ben kullanışlı bir adam olmadım olmamda. Birilerinin rant oyunlarına alet olmam. Temiz toplum temiz siyaset desturuyla çıktığım siyaset sahnesinde Mustafa Kemal Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı ülkemin ve şehrimin menfaatlerini savunan bir nefer olmaya çalışıyorum.

Şu an imar affı çıkacak beklentisiyle her tarafta kaçak binalar inşa ediliyor. Her belediyede 400-500 dosya birikmiş durumda. Bu çarpık yapılaşma Bursa'ya yapılan çok büyük bir kötülük. Turgay Erdem'e ait olduğu iddia edilen kaçak villa nasıl yıkıldıysa, Kestel Alaçam'daki kaçak binalarda yıkılmalı. Siyasi gücü olan insanlara karışılmıyor algısını yıkmak gerekli.
Temiz siyaset sadece sözde kalmamalı. Kendi içimizden başlayarak sorgulamamız ve yanlışlara dur dememiz gerek. Yoksa bir asrı kaybeden bir ülke olarak gelecek yüzyılı da ıskalarız."
*
Gecikmeli de olsa, helal olsun sana Ercan Korkmaz
Pek çok eksiği var, ancak fazlası yok türünden açıklamalarının altına imzamı atarım. 
Yalnız, bir konuya açıklık getirelim. "Turgay Erdem'e ait olduğu iddia edilen kaçak villa" ifadesi havada kalmış, muğlak olmuş. Düzeltelim. 
Şöyle ki:  
SİT alanına ve su havzasına yapıldığı için haliyle yıkılan o KAÇAK ŞATO, Nilüfer  Belediye Başkanı Turgay Erdemin özbeöz Kayınçosu Mümin Terzioğlu'nun üzerine tapuluydu. Malum, bu kaçak şatoyu Bursa kamuoyunun gündemine havadan-karadan ve hatta uydudan fotoğraflarıyla ilk kez ben getirip, yıkılmasına da bi nevi ben sebep olduğum için, mülküyle ilgili duyar kasan Mümin Terzioğlu beni, "yok evime girdi, yok özelime girdi, yok elinin körü" diye, avukat ordusu marifetiyle Nilüfer sınırları içinde şikayet etmediği karakol kalmadıydı. 
O  bakımdan mütevellit, iddia falan değil. Bizatihi hakikattir. (Temiz siyaset özlemine minnak da olsa bir katkı olsun diyerekten özetledim konuyu.)
*
Finalde durum şudur:
Valla Sevgili Ercan... İşin pek zor. Hatta, çok ama çok zor.
Niyetin, hasletin takdire şayan. Ancak, bahse  geçen ilçe, ada ve paftalar dahilinde ütopik.
Zira, benim yıllardır, senin de şimdilerde dikkat çektiğin üzere Nilüfer'de çok  partili bir konsorsiyum götürüyor RANTI!
Başını elbette sizin parti çekiyor. Ancak, meydanı bu kadar boş bulmuş olmak, Nilüfer'de babasının çiftliği misali at koşturmak felan hep hatırı sayılır büyük abilerin himayelerinde olabilecek işler. 
Misal...
Baksana, cesaret ve cüret timsali olan EMİRKOP'ta yaşananlara 
Birileri yemiş, yutmuş. Üzerine de, ısırgan otuyla ağzını silmiş. (O derece korkusuz Tatar Ramazan olmuşlar.)
TIN'an yok.
Sen şu ana kadar İl Başkanın İsmet Karaca'nın, bari yalandan  bi "n'ooluyoruz?" Dediğini, bir tek Allah'ın kulunun umursadığını duydun mu?
Hasılı Ercan...
Burası Nilüfer!
Hem RANTIN, hem de dokunulmazlıkların imparatorluğu!
Yine de, uyarına gelir de kalıcı olursan...
Aramıza hoş geldin.