Planlı yeni genel seçimi, gelecek yılın Haziran’da gözüküyor, ama yasamadaki gelişmeler ve kaydedilen diğer adımlar, ‘erken yapılacağı’nın işareti olarak da, yorumluyoruz.

AK Parti’nin, her an erken seçime gidilecekmiş gibi, hırslı ve çözümsel yasama içerisinde olduğunu görüyoruz.

Gündemden düşmeyen, toplumca talep edilen ve ajanda yazıları silinmeye yüz tutan talepler, beklentiler; ‘seri imalat’ gibi işliyor.

Son yıllarda;

Mitingler, dijital çağda gösterge olmuyor. Anketler de bilimsel ortak fotoğrafla tutarlılık göstermiyor.
TV
’lerde de;
Herkese göre, yayın var!

AK Parti’nin en büyük rakibi, ekonomi gündemi ve yerleşen pahalılık, giderek de ağırlaşıyor ve yanına konulan mülteciler meselesi bulunuyor.

Bu gidişatta;

Bireylere, ailelere farklı uygulamalarla para girişi ve artışı sağlayan farklı türde yasama ve kararlar, öne çekiliyor ve dikkati çekiyor.

Birkaç gün sonra…

Kurban Bayramı’nı yaşayacağız ve siyasi partilerin bayramlaşmaları, iktidar için kendisini idrak ettirme ve muhalefet için gündemle oluşan fırsatı sandığa tahvil etme amacına dönüşecektir.
Bayram ertesi…

Artık;

Genel seçimin olası erken vaktini de dikkate alan, planlı veya plansız 1 yıldan az zaman kalan sürecin kavşağı olacaktır.
Öngörümüz…

Türkiye’nin, erken genel seçime gideceğidir ve en geç Mart’ta yapılacağıdır, ertesi ayki Ramazan Bayramı’na kadar, yeni yasama döneminin başlayacağıdır.

TBMM’nin genel kurul toplantıları tatile girdi, yasama için ihtisas komisyonları, çalışmaya devam edecek.
Böyle karar;
Yeni yasama yılının başlayacağı Ekim’le beraber, artık Türkiye’nin tam anlamıyla seçim ortamına gireceğidir.

Muhalefete bakarsak…
AK Parti’den olası kaymalar için…
En güçlü adres ve alternatif, İYİ Parti olaçaktır, çünkü HDP diyaloğu ve işbirliği ile dini meseleler açısından, CHP dezavantajlı duruyor.
Zira…

Kürt kökenli vatandaşlarımıza geleceği için net fotoğraf veremeyen CHP, yılların sonrasıyla en üst yönetimlerine türbanlı almasıyla da güven oluşturmuyor.

AK Parti’nin de, pahalılık ve mülteci meselelerini nasıl tam anlamıyla aşacağı da, en başta kendi içerisinde merak ediliyor.
Zira…
Sözünü ettiğimiz çifte meseleninin düzlüğe çıkarılamaması ve sandıktan çıkacak bir sonu, ertesi yıl için de önem taşıyor.
Bu meseleler;

Mevcut kendi büyükşehir ve büyük ilçe belediyelerinin başkanları ile İstanbul ve Ankara’yı yeniden kazanabilmesini etkileyebilecektir.
Son durumla;

Pahalılıkta gerekçe gösterilen duruma gelen ticaret anlayışı, işsizliği körükleyen büyük nüfus ve mülteciler meselesi, güçlü aktörler gibi oldu.

Bazı Bakanlar’ın, kontrolsöz ve ucunun nereye varabileceğini bilemediği sözler, ayrı mesele oldu.
Bu arada…
Siyasi partiler;
İttifak yapmalı mı?

Aynı siyasi ve dünya görüşünde olabilir, ama öbür türlüde, koalisyon hükümetleri dönemlerini andıran krizler, pazarlıklar oluyor.
Bu gerçeği,
En çok, 6’lı Masa’da görüyoruz, çünkü özellikle HDP ve temsilinde olduğunu iddia ettiğini toplum ile din meselelerinde görülüyor.

Yerel seçimlerde;

Her siyasi parti, kendi adayını çıkarmalı!

AK Parti ile MHP arasında, yönetilen belediyeler için ‘diğer tarafa yönetimsel bir koltuk’ uygulaması ve sözünün tutulmazlığı yok.
CHP ise, muhafazar tabana sahip İYİ Parti’den destek aldı, ama belediyelerinde, ittifak ortağına güçlü konum verme sözünde durmadığı için eleştirildi.
Hatta…

Yönetimsel bakış ve personel politikası gerekçeleriyle de sıkıntılar yaşandığı, farklı kentlerle konuşulan mesele olduğu gündeme geldi.
İstanbul ve Ankara’nın mevcut döneminin iyi olup olmadığı tartışılıyor, başkanlar değerlendiriliyor.
Görüş olarak;
İstanbul ve Ankara’da da, Eskişehir’de de, anketlerde Bursa’nın üzerinde görülen AK Parti’nin diğer büyükşehir ve ilçe belediyelerinde de, Bursa’daki gibi farklı tür ve bütçe büyüklekleriyle proje ve hizmetler olduğunu düşünmüyoruz.