Bursa’nın Nilüfer ilçesi, yapılaşmaya açıldıkça ve nüfusu artıkça yani büyüdükçe, siyaset zorlaşıyor. İmar iddiaları ve tartışmaları, yeniden gündemi meşgul ediyor, ama siyasetin mesafeli kalışı, dikkati çekiyor.

Mimarlar Odası’nın gündemine aldığı veya kendisine taşınan bazı imar dosyaları, yargıya da taşınıyor.
İlçe belediyesinin eski ve mevcut belediye başkanları ile kurum kadrolarını hedefe koyan adımlar, şu günlerde iyice su yüzüne çıkarılmış görülüyor.

Bazı sermaye grupları ve şahıslarla ilişkilendirilen imar artışı uygulamaları, siyaset değil,  medya mecrasıyla ortaya atılıyor.

Bazı meslektaşlarımız;

Haberdar etme ve cesaret etme duygularını öne çıkaran tarzla dikkati çekiyorlar, ama ne fark ediyor ve ötesi geliyor mu?

Yazmak kolaydır, ama…

Ortaya atılan iddialar ve dosyalar için yürütme ve yargı erklerinin olası süreci ve nereye varılacağı, merak edilendir.

Mühim olan;

Ara yürütmeyi durdurma gibi kararlar değil, belediyelerin bağlı oldukları Bakanlık ve Yargı’nın esastan ne diyecekleridir.

2004 yerel seçimleriyle;

AK Parti’nin, ilçe meclisinde çoğunluğu elde ettiği dönemde dosyalar ortaya atıldı, ‘Başkan’ uzaklaştırılmadı, ceza çıkmadı ve kayyım atanmadı.

Hatta…

‘Kayyım’ atanacağına ilişkin dedikodu ve beklentiler yıllardır konuşuluyordu, ama Mustafa Bozbey; 4 dönemi devirdi, Turgay Erdem; dönemi tamamlıyor.

Bursa’nın medyasında;
“Ben yazdım” ve “Biz yazdık” deniliyor, ama medyanın ötesi, önce siyasetin konu alanına giriyor.

Siyaset ortada yok!

Nilüfer, 500 bini aşan nüfusuyla yeni 5 yıllık dönemde Bursa’nın 2. büyük ilçesi olmaya doğru ilerliyor.

Velakin…

Yereldeki siyaset, Nilüfer’in büyümesi ve anlamının artmasıyla ters orantılı geri hizmette gözüküyor.
Nilüfer
’in ana muhalefeti konumundaki AK Parti, son yıllarda artık adeta ‘tabela’ partisi izlenimi veriyor.

İlçe belediye meclisinde ne konuşuluyor ve şayet konuşulan var ise, muhalefeten siyaset kurumuyla dahi anlatılan yok.
Odak olarak;

AK Parti’nin ilçe teşkilatı adına, Nilüfer Belediyesi ve siyasi irade için söylenecek sözleri yok, anlaşılan…

Muhalif siyasetin uzun veya kısa dille dile getirmediğini, medyanın söylemesi, bir ‘ana muhalefet boşluğu’nu gösteriyor.

Üstelik…

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın hem meclisinde hem haricinde Nilüfer’le ilgili eleştirileri, söyledikleri oluyor.

Velakin…

Aktaş, kendi söylediğiyle kalıyor ve Nilüfer’in ana muhalefeti AK Parti, ilçe yereli itibariyle temsilde de gözlerle aranıyor.

Sözü getirelim; CHP’ye!

CHP siyasi iradesiyle yönetilen ilçeyi gündeme taşıyan iddia ve tartışmalara karşı, belediye başkanları dünden bugüne, siyasetin önünde oldular.

Nilüfer’in eski ve mevcut belediye başkanlarının, istikrarlı ve güçlü bir refleks ve sesle sahiplenildiğini söylemek mümkün mü, bu tartışılıyor.

Daha önce söylemiştik.

CHP, Mustafa Bozbey’in de Turgay Erdem’in de arkasında mı değil mi, savunma mekanizması işletilmiyor mu, AK Parti’ye gözetim yok mu?

AK Parti’nin Nilüfer’in yönetimini elde etme gibi hedefi olmadığı kadar, CHP’nin de kendi belediye başkanlarını savunmadığı/savunamadığı da tartışılıyor.

Nilüfer’i yönetenler de, kendi siyasi iradeleri tarafından yalnız duruma düşen bir fotoğraf içerisinde kalıyorlar.
Nilüfer demek;

Canlı gayrimenkul piyasası olarak, geleceğe yönelik arsa yatırımları ve inşaatların yükselmesi demekle anılıyor.

Planlı gelişimin sürdüğü Nilüfer’de, siyaset ve rekabetinin ahengine yönelik algı ile olgu rekabeti konuşuluyor.
Böyle fotoğrafla;

Yeni yerel seçimlere gidilirken, CHP’nin adayı için içeride büyük bir iç rekabet var, ama AK Parti açısından isteksizlik izlenimi, halkta da yine konuşuluyor.