‘’Durabilirseniz durdurulamazsınız.’’ Bundan sonra bahsedeceğim.

Herkese merhabalar,

Hepimizin dilinde her an dolaşıp duran ama gerçekleştirmeye gelince biz öğüt verenlerin bile eksik kaldığı bir konudan bahsedeceğim size. Bana neyin ve kimlerin ilham verdiğini de ayrıca paylaşacağım.

An, an deyip duruyoruz. An’ da kalmak, durmak…

Basit geliyor ama yapamıyoruz. Ben size söyleyeyim çok zor o iş. Yapabilenler bazı anlarda bu dünyadan sayılmıyor hatta. Öyle mühim bir mesele!

Miktarı ne olursa olsun parayla falan da satın alamıyorsunuz.

Şu beni çok mutlu ediyor:

Hala insan yaratımıyla olamayan ancak kendimizle, özümüzle, varoluşumuzla sahip olabileceğimiz, bizim bizden farkımızı ortaya koyabilecek bazı şeyler var. İşte bu durarak zamana meydan okumak deneyimi de bunlardan biri. Özel ve gerçek olduğumuzu hissettiren, robotik bir sistemde olmaktan bizi kurtaran bir yetenek. Unutmayanlar için bir duruş!

Durabilmek ve susabilmek. Bu yazımda susabilmeye değinmeyeceğim ama tutamıyorum kendimi, kuracağım iki cümle. Konuşmaktan çok susabilmektir zor olan. İyi olan, iyi gelen. Bazı insanlar çok yoruyor beni. Sanki bomboş içi… Diline vermiş emri o zannediyor değeri. Kaçasım geliyor kaçasım.

Sosyal medyada dolaşırken Ceyda Düvenci’nin ‘’Bambaşka Sohbetler’’ adlı programından yayınlanmış bir bölüm çıktı karşıma. Çokta seviyorum bu programı bence Ceyda Düvenci’nin ruhuna da çok yakışan bir program. Karşısında oturansa meslektaşım, dilinden de anladığım, kitaplarını severek okuduğum, medyayı kendini ifade etme yolu olarak seçip Biyolojiyi toplumla böylece paylaştığı için hep tebrik ettiğim Sinan Canan.

Sinan Hoca dedi ki: Hadi duralım

Ceyda Düvenci: Ay bilmem ki olur mu? Olur olur. Beş dakika değil ama bir dakika duralım ve süre dolunca beni uyarsınlar. Peki ne yapacağız şimdi biz?

Sinan Hoca: Bak ne diyorum: Hiçbir şey yapmayacağız.

Ceyda Düvenci: Tamam anladım.

… Ve dururlar. Tam bir dakika. Ben onlar bunu yaparken beden dillerini ve mimiklerini inceledim.

Süre bittiğinde Ceyda Düvenci’nin ses tonu bile değişmişti. Sinan Hoca da tam bu noktaya dikkat çekti.

Ceyda Düvenci dedi ki: Sabahtan beri buna o kadar çok ihtiyacım vardı ki…

Huzur ve yaşamak. Hatta huzurlu yaşamak. Bu kadar basit işte. Ama bunu bizden alıyor sistem.

Ceyda Düvenci dedi ki: Bunu bizden biz alıyoruz. Bunu kendimize çok görüyoruz.

Nasıl iyi geldi… Bu nasıl bir terapi böyle; basit, karşılıksız ve kendimizden ötürü.

Şu an birden şöyle hissettim, daha fazla konuşmak istemiyorum daha fazla bir şey yazmak istemiyorum. Sizde bunu yaşayın ve anlayın istiyorum…

Sizlerle yaptığım bu paylaşımın finali şöyle olsun. Müsaitseniz alarm kurun birkaç dakika sonraya ve…

Unutmayın hiçbir şey yapmamayı…

Hadi durun! Hadi duralım.

Aşağıya deneyimlerinizi ve yorumlarınızı bırakmak isterseniz burada olacağım.

Huzurlu zamanlar dilerim…