Sallanıyoruz... Biz değil sadece, dünya sallanıyor… Her gün yeni bir deprem haberi… Ama bizim kayıplarımız diğer ülkelerdeki kayıplardan daha fazla. Hatta bazı ülkelerde daha şiddetli depremlerde hiç kayıp yok. Neden? Bu şimdi daha derin ve uzun bir konu. Hepimiz cevabı biliyor olsak da bunu sonra konuşalım.
Sonuç olarak sallanıyoruz.
Kayıplar veriyoruz. Çünkü jeolojik bakımdan bina bile yapılmaması gereken yerlere plansız, düşüncesiz ve ucuzca çok katlı binalar yapıp onları ev eyleyip içine oturuyoruz. Bu yüzden de korkudan üç buçuk atıp panik ataklar, anksiyeteler yaşayıp ve yaşatıp kayıplar veriyoruz. Neden? Çünkü artık çadırlarda da yaşamıyoruz.
Ölüyoruz. Kanser oluyoruz. Ya da artık adını bile bilmediğimiz x, y, z hastalıklarına yakalanıp gidiyoruz. Olma ihtimalleriyle yine panik atak, anksiyete gibi hastalıkları yaşayarak yavaş yavaş deliriyoruz. Neden? Çünkü iyi beslenmiyoruz. Çünkü artık domatesimizi, biberimizi, tavuğumuzu biz yetiştirmiyoruz.
Aldığımız onca ilaç… Bugünü kurtarırken yarınki bizi yok ediyor.
Bunlar gibi teknoloji ve gelişmek adı altında bizi tüketen o kadar çok konu var ki… Kaç paragraf atmam gerekir bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var. O da ilkellik, belki yabanlık denen şeyin yaşam kalitemizi arttırdığı…
Ha tam bu noktada şunu da konuşmak gerek yaşam kalitenizin yüksek olması evinizi kendiniz süpürmemeniz mi demek? Yoksa herhangi bir hastalık yüzünden sürünmemeniz mi demek?
Size tavsiyem bunu ayrımına da iyi varmanız…
Herkesin tercihi farklı tabi… Kimi uzun yaşamak ister kimi de güzel yaşayıp hastalıklara ve türlü acılara maruz kalmadan gitmek.
Yeryüzünde, dünyada, ülkemizde düzeltilmesi gereken o kadar çok konu var ki…
Bu yaşam düzeni ve teknolojide bunu imkânsız bulduğum için, kendimizi korumanın tek yolunun ilkel ve doğal yaşama dönmek olduğunu düşünüyorum.
Bence en büyük lüks sağlıklı yaşayabilmektir. Teknolojinin sunduğu hiçbir iyileştirici güce güvenmiyorum. Çünkü insan eliyle üretilen her şey sürdürülebilir olmak için bozarken düzeltme adı altında düzeltirken bozan bir sisteme sahiptir.
