Bu ürkütücü iddia, Kovid-19 virüsü ve aşısıyla ilgili muhalif yorumlarıyla tanınan Prof. Dr. Serhat Fındık ve araştırmacı yazar Murat Akan’a ait…

Hafta sonu Bursa’da, TR-Düşünce Kulübü’nün  Ördekli Kültür Merkezi’nde düzenlediği ‘Salgınlar ve Küresel Sistem’ konulu konferansa katılan Fındık ve Akan, eskisi kadar olmasa da ülke ve dünya gündeminden düşmeyen ya da bilinçli olarak düşürülmeyen Kovid-19 pandemisi ve aşılarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundular!

3 Biontech aşılı bir yazar olarak dinlerken ürktüm ben… (Salonda benden başka da aşılı yoktu!)

Neler mi söylediler?

Önce Akan’ın söylediklerini özetleyeyim:

“Bir avuç küresel azınlık dünyayı felakete sürüklüyor. Koronavirüs pandemisiyle insanları korkuttular. Ülkeleri kapatıp üretim ve tedarik zincirini kopardılar.

Pandemide daha çok ölümler bekliyorlardı. Bekledikleri olmadığı için şimdi de yapay kıtlık sorununu gündeme getirdiler.  Buğday tarlalarımızın yanması boşuna değil. Rusya-Ukrayna savaşı bu planın bir parçası...

Bizleri böcek gibi görüyorlar. Küresel azınlık, insanları, ülkeleri korkutarak kendi otoritesi altına almak istiyor. Özellikle ulus devletler çok uyanık olmalı.

Teknoloji ve bilimi şeytanlaştırdılar. Bugün evlerdeki kullanılan elektronik cihazların her birinin de casus özelliği taşıyor.

Son dönemde ülkelerin, sosyal medya düzenlemesi, dezenformasyon yasası altında çıkarmaya çalıştıkları yasal düzenleme de bir küresel pandemi yasasıdır!

Pandemideki başarısızlıklarının nedeni olarak sosyal medyayı görüyorlar.  Çünkü yapmış oldukları plan ve projelerinin sorgulanmasını istemiyorlardı. Bu yasa ile sosyal medyayı da ana akım medya gibi kendilerinin kuklası yapmak istiyorlar.

Bunlar hep 2024-25’de dünyaya sürecekleri yeni bir virüsün hazırlıkları...”

Prof. Dr. Serhat Fındık’ın anlattıkları da daha çarpıcıydı:

 “Koranavirüs Çin’de değil Amerika’da üretilen ve oradan dünyaya yayılan bir laboratuvar virüsüdür. İçinde grafen oksit bulunan aşısı da hazırdı.

Yalnız bizi değil tüm dünyayı aptal yerine koydular. Gözümüzün içine baka baka bizi kandırdılar. Kandırmaya, yalan söylemeye devam ediyorlar. 

Virüsle öldürmek istedikleri insan sayısına, sattıkları aşılar, test kitleri ve ilaçlarla hedefledikleri paralara, siyasi amaçlarına ulaşamadıkları için korkutmaya devam ediyorlar. 

Maymun çiçeği dedikleri virüsün arkasından da korkarım yeni aşılar çıkacak! Çok büyük oynuyorlar ve bunu dünyanın her yerinde yapıyorlar.  Hiç acımaları ve utanmaları yok, DSÖ’nün başına doktor olmayan birini bile getirebiliyorlar.

Dünyada sağlık sektörü, silah sektöründen daha çok kazanmaya başladı. 15 çalışanı olan Biontech bugün dünyanın en zengin şirketleri arasında!

Bizim ülkemizde o yaş grubunda tek ölüm vakası görülmediği halde, aşılamada 18 yaş altına kadar inilmesi düşündürücüdür. Bir nesli yok etmek istiyorsanız, DNA’sıyla oynamak yeter!

Son dönemde gençlerde görülen kalp krizine bağlı ölümlerin de aşılarla bağlantılı olabileceğini düşünüyorum. Araştırılmalı.”  

Akan ve Fındık Hoca’yı dinlerken aklıma şu soru takıldı…

Devletler, o küresel azınlığın oyununa bile bile alet olup, insan neslinin DNA’sını bozulmasına, nüfusunun azaltılmasına niye göz yumsun?

Hangi devlet kendi milletine bu ihaneti yapılmasına izin verir?