Mudanyalılar dün sabah adeta kabus gibi bir güne uyandılar…

Geceden fırtınayla karışık başlayan yağmur, sabaha karşı giderek şiddetini arttırdı ve bir anda afete dönüştü.

Birçok ev ve işyerini su basarken, bazı araçlar yağmur sularına gömülüp, sürüklendi.

Sosyal medyada ve basında yer alan görüntüler gerçekten de ürkütücüydü.

Yağmur değil tsunami yaşamış gibiydi sanki ilçe!

Mudanya Mudanya olalı böyle yağmur görmedi diyor vatandaşlar…

Kısa zamanda yağan bu kadar çok ve şiddetli yağmura hangi altyapı dayanır, hangi üstyapı direnir?  

İstanbul, Ankara, İzmir’de, Antalya’da görmedik mi? Sel sularına kapılıp hayatını kaybedenler bile olmuştu.

Mudanya’da herhangi bir can kaybı olmaması, afetin maddi hasarla atlatılması en büyük tesellimiz…

Büyük geçmiş olsun!

İlçede dün sabah su baskını ihbarı gelen 260 konut ve işyerine Bursa Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyesi, AFAD, NAK, AKUT, BAKUT tarafından müdahale edilmiş.

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, belgesini gösterdi, su baskını ihbarı gelen bölgeye BUSKİ ve İtfaiye Dairesi ekipleri 8 dakikada ulaşmışlar.

O yağmura rağmen üstelik!

Helal olsun hepsine!

Mudanya’da yazlığı olan bir dostum anlattı. Oturdukları üçüncü kattaki dairesini bile su basmış, düşünün zemin katların halini!

BUDO iskelesi gibiymiş çoğu!

 “40 yıldır Mudanya’da oturuyorum, ben böyle deli gibi yağan yağmur görmedim! Evlerimizin balkonlarını, asansör boşluklarını bile su bastı” diyordu bir okurum ise attığı mesajında…

Meteoroloji uzmanları, ülkemizin tropikal iklime girdiğini belirterek, bu tür dengesiz kısa süreli ama şiddetli yağışların yaşanabileceğini uzun zamandır söyleyip, uyarıyor…

Yani bu bildiğimiz yaz yağmuru filan değil resmen doğanın ikaz yağmuru!

Kimi ikaz ediyor?

Kimi olacak, elbette ki güzelim ormanları yakıp, yüz yıllık zeytin ağaçların yerlerine deniz manzaralı en yüksek konutları dikmek için gökyüzüyle yarışanları…

Bu yarışa göz yuman, ellerini ovuşturarak izleyenleri…

Ve o konutların sadece manzarasına bakıp, bulunduğu bölgenin altyapı kalitesini araştırmaya-soruşturmaya gerek duymadan satın alanları…

Dün, Mudanya’dan uyaran doğa, emin olun yarın bir başka yerde daha sert şekilde esip yine gürleyecek…

O yüzden depremle yaşamaya nasıl alışmak zorundaysak artık tropikal iklimle yaşamaya da alışmalıyız.

Alışmak derken, nasıl ki binaları depreme dayanıklı yapıyorsak altyapıları da tropikal iklim riskine göre yapmalıyız!  

Yapılmazsa ne olur?

Her yaşanan felakette, bizler “Yağmur yağıyor, seller akıyor /Arap kızı manzaraya bakıyor” tekerlemesini, belediye başkanları da “Beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar” şarkısını daha çok söyleriz!