Nerde başladı bu hikaye biliyor musun çocuğum?

Senin soru sormayı bıraktığın yerde…

Güvenmeyi, sevmeyi seçtiğin yerde. Dünya senin ve karşındaki her şey sensin.

Sen sana zarar vermediğinde, sende sana zarar veremez. Anlıyor musun çocuğum?

Şimdi bu yazımın konusu gereği içinizdeki ya da geçmişinizdeki çocukla sohbet etmeyi tercih ederim. Müsaitseniz tabi…

Her yer bir giz, her an bir muamma iken, bunca bilinmezliğin içinde bildiklerimizi dahi taşıyamıyoruz. Fazlası zarar deyip durduğumuz onlarca kapı var gökyüzümüze yükselen, biliyoruz.

‘’Kendi gökyüzümüz’’

Yıllar önce söyledi bize birileri bunları. Küçük Prensler, akıllı Alice’ler…

Ben tabii Heidi’yi daha çok bildim.

İnsanın bütün sorularının cevabı geçmişinde gizlidir. Bugün ise yaşanmaya değer, gelecek ise planlanan bir parti!

…Ama soruların cevapları dün de…

Damarımızdan akan kanı ve ruhu zaman zaman hissetsek de biz bu zamanın ve dünyanın esiriyiz. Hepimiz başka başka dünyalarız ama aslında yüzyıllardır bildiğimiz evrenlerden haberimiz yok. Bildiğimiz... Bilip de unuttuğumuz dostlar. Aynı çocukluğumuzu unuttuğumuz gibi unuttuk biz her şeyi.

Ne diyorsun sen yine hocam? Dediğinizi duyar gibiyim.

Çalın oynasın vurun patlasın! Ama bilin duyun hissedin kendinizi…

Yönlendik, karardık, aydınlandık. Islandık ve yandık.

Gördüklerimizin hepsi bizdik. Bizi görenlerinse hepsi o.

Hangi dilde konuşursak konuşalım hep birdik, hep beraber. Yalnız o.

Unutmadan kimimiz ne anlatırsak anlatalım hepimiz anladığımız kadarız.

Ne kadar çok sevdik uykuyu? İlk nerede kaybolduk var mı hatırlayan? Ruhuma, bilincime ve onun gizli evine, üstelik artık bedenimize empoze edilmiş onca yetenek öldürücüden sonra nasıl bulur ki insan kendini?

‘’Kendini bulan herkes yolunu da bulur. ‘’ Kendini bulan başarır ve ne yapmak istiyorsa onu yapar. Bugün kişisel gelişimcilerde bunu söylüyor, eminim yüzlerce ve binlerce yıl önceki şifacılarda bunu söylüyordu.

Her şey var bu dünyaya hapsedilmiş ruhta. Beslendiği kabuğun ‘bedenimiz’ olduğunu da unutmayın. Dikkat edin kendinize.

Dikkat edelim uykumuza, yemeğimize, gülüşümüze, gözyaşımıza…

Gelişmek, dönüşmek ve başarmak istiyorsanız kendinizi bulduğunuz yollarda yalnız yürümelisiniz. Tabii ki yardım ala ala… Ama son karar her zaman kahramanındır. Ve sizin yolunuzun kahramanı sizsiniz. Çok sevmeli ama delirmeden… Çok çalışmalı ama ölmeden… Bu oyunun başrolü sizseniz oyunu kurallarına göre oynayın ve sakın hile yapmayın çünkü seyirci herşeyi görür.

Önce gözlem. Oynamadan önce dinle çocuğum…

Kendi şifacınız kendiniz olun.

Hepsi bir giz, gören göz, seven öz.

Dikkatle okuyun beni, nefes alışınıza zaman tanıyarak ve düşüne düşüne…

Kendinizle dinlenebildiğiniz güzel bir gün olsun. Sevgiler…