Zalim kan döke dursun, gün gelir devran döner
Sema ya çıkar ahlar zulüm ateşi söner
Hesabı yapılmayan hesaplar çıkartılır
Bir mazlumun ahına koca dünya yakılır

(Şair Ahmet Alan)

Peygamberimiz "Benim ümmetimden “müflis” o kimsedir ki, kıyamet gününde namaz, oruç ve zekât ile gelir. Ama şuna sövmüş, buna iftira etmiş, onun malını yemiş, berikinin kanını akıtmış, ötekini dövmüştür de, sevabından bir kısmı şuna,

bir kısmı buna verilir. Üzerindeki kul hakları ödenmeden önce hasenat-ı (sevapları) tükenirse, onların günahlarından alınıp, buna yüklenir ve sonra cehenneme atılır"

 (Buharî Edep, 102).

Kılıçdaroğlu helalleşelim dedi. Bu adam kendini kedi, milleti fare mi görüyor?. Meşhur bir fıkra var. “Tembel kedi yaşlanmış son demlerini yaşıyor, av yapacak gücü de yok. Aklına farelerle helalleşme numarası gelir. Ben hacca gideceğim der, helallik almak için bütün fareleri çatı arasına çağırır. Bunu duyan yaşlı fare, diğer farelere: “ben üç kuşak bunları iyi tanırım” buluşma yerine önce ben gidip gizlice durumu kontrol edeyim, ben haber vermeden gelmeyin der. Tecrübeli Yaşlı fare, can havliyle ne kovalamacalar yaşamıştı o çatı arasında, film şeridi gibi hepsi gözünün önünden akıyordu. Korunaklı bir yere gidip saklanan yaşlı fare, kedinin, gözlerinde sinsi bakışlarla, pür neşe bir halde, kuyruk sallayıp çatı arasında dolaşığını görür görmez hemen farelerin yanına döner ve “kedi aynı kedi, onda hacca gidecek göz yok, sakın ha” der ve büyük bir fare katliamını önler.”

Bu konuda bazıları çok sert, bazıları anlamlı atasözlerimiz var. Sepetten üç atasözü seçip yazıyorum. Huylu huyundan vazgeçmez, Can çıkmayınca huy çıkmaz.

Kurt tüyünü değiştirir huyunu değiştirmez.

Bu millet zaten bunu çok yakın zamanda yaşamadı mı? İstanbul Belediye seçimlerinde Eyüp Sultan’da Kuran okuyanlar, İstanbul’u kar kış esir alırken; geçmişte istihbarat görevlisi olan İngiliz Elçisi Sir Dominick Chilcot’la Rakı Balık sofrasında haberlere konu oldular. Diyarbakır’da HDP’li Belediye başkanı PKK ile iltisaklı olduğu için görevden alınmış, İstanbul Belediye Başkanı destek için Diyarbakır’a gidiyor amma Diyarbakır annelerine uğramıyor, uğrayamıyor!!!.

 Helallik isteyenlerin amel defterine bir bakalım. Kul hakkı beş başlık altında sıralanır 1- Mali  (Maddi, paraya dayalı) 2- Nefsi (canla ilgili hayati) 3- Irzî (Şeref ve haysiyetle ilgili) 4- Mahremi (Namusla ilgili)  5- Dini (öğrenme, öğretme, İnanç ve yaşama)
 

CHP İlk iş olarak hilafeti kaldırdı. Turgut Özal’ın anlatımıyla Halifeye saygıyı dini bir vecibe sayan Hint Müslümanlarını bir türlü kontrol edemeyen İngilizler, Osmanlıdan sonra kurulacak yeni devlete bir şartla izin verdiler: 5 yıl içerisinde hilafeti kaldırmak. Ve 1924 yılında hilafet kalktı, Müslümanlar başsız kaldı. Şimdi Hıristiyanların Papa'sı var, Müslümanlar ise darmadağın”)

Sonra kılık kıyafet devrimi ile şapka giyme mecburiyeti getirildi. Ne var bunda? diyenler olabilir. Ne olacak darağaçlarında idamlar var. Şapka kanunundan bir buçuk sene önce “Frenk mukallitliği ve şapka” kitabını yazan İskilipli Atıf Hoca’nın idamı var. Bir kadın olan Şalcı Bacı’nın şapka yüzünden idamı var.

İskilipli Atıf Hoca'nın idamında İstiklal Mahkemesi üyesi "Kılıç Ali, eski meclisin önünde hocanın boynuna ip geçirilirken, başına bir şapka geçirerek,"giy domuz" demiş ve küfürler etmiş" Maalesef böylesine insanlık dışı yaşanmışlıklar var.


10 Nisan 1928’de İsmet İnönü ve 264 CHP milletvekilinin oyu ile Anayasa'da yer alan, "Türkiye Cumhuriyetinin resmi dini İslam'dır." cümlesi kaldırıldı. Kısaca Türkiye Cumhuriyeti dinsiz yapıldı. Siz buna laiklik diyebilirsiniz ama Laiklik 1937 yılında Anayasa’ya girmiştir. İşte İnönü hükümetlerinin bu uygulamalarının meyveleri

O süreçte gazeteci yazar Refik Ahmet Sevengil denilen kişi, Uyanış dergisinde şöyle yazmıştı; Padişah ile beraber Allah’ı da hall’ettik. Sultanı da Allah’ı da tahttan indirdik (HAŞA!!!) Bu kişi bu sözlerinden sonra bırakın tepki görmeyi,

CHP yönetimi tarafından iltifata uğradı.
Önce İstanbul Şehir Meclisi üyesi ardından ise CHP Tokat milletvekili yapıldı.

CHP’liler sürekli olarak dine saldırıyor, İslam’ın kutsallarını hedef alıyordu
Meselâ Saraçoğlu (Eski Başbakan): "Din zehirdir. Dini içimizden tamamen yok etmek için bize 30 sene lazım."
 

Mahmut Esat Bozkurt CHP’li adalet Bakanı : "İslâm 14 asırlık sakat bir inançtır. İslâmiyet ilerlemeye engeldir. Bu dinle yürünmez, mahvoluruz. “
 

Falih Rıfkı Atay milletvekili : "İslamiyet denince aklıma çorap kokusu gelir."

 “Kurtuluş savaşındaki (10 bin)  can kaybının 50 kat fazlasının irtica (İslam) ile savaşta verildiğini hatırlatmak gerekir.” Der. Yani 500 bin vatandaşın irticacı gerekçesiyle etkisizleştirildiğini itiraf ediyor. (F.Rıfkı Atay Eski Saat, S. 330)

Mehmet Şeref Aykut Kemalizm dini kitabını yazan , "Yakılan ve ebediyen çöken Arap-Acem dini tahakkümdü. Ayet ve Hadis saymakta mana yoktur. İslam dini çökmüştür."

6,7 ve 8.dönem CHP milletvekili Kemalettin Kamu (şair ve yazar):

Ne örümcek ne yosun,
Ne mucize ne füsun;
Kabe Arap’ın olsun
Çankaya bize yeter...

Helallik isteyen Klıçdaroğlu acaba Üç Ali’ler divanını duymuş mudur?

(Kel Ali, Kılıç Ali, Necip Ali. Bu Ali'lerin 3'ü de hukukçu değildi. Yılmaz Karakoyunlu kitabında; Celladın adı da Ali idi der. İdamlarda kadrolu olarak görevlendirilen Bu Keskinli Cellât Kara Ali, son posta gazetesinde yayınlanan hatıralarında şöyle diyordu: “Bizim patronlar yalan söylüyor, o kadar celladın içinde cellat kara Ali olarak sadece benim sallandırdığım kişi sayısı 5.216’dır.”

(Son pasta gazetesi 3 Mart 1931)

Bu rakam sadece bir celladın Ankara’da yaptığı infazlardır. Türkiye’nin birçok yerinde kurulup görev yapan 17 istiklal mahkemesinin kararlarını varın siz düşünün.

Haftaya devam edelim