Yazar Metin Özer CHP’nin yanlışlarına eleştiri getirirken “Dinimizi dinsize, Türklüğümüzü Yahudi’ye, devletimizi Masona, dilimizi Ermeni’ye, medyamızı Sabetaya ve direksiyonu İngiliz’e teslim etmişiz.” Der

Neden böyle bir tasnif yapmış?

Kendisi bir Sabetay iken; camiasını deşifre eden yazar Ilgaz Zorlu, Sabetayların Türkiye’nin köşe başlarını nasıl ele geçirdiğini şöyle anlattı;
 "O dönemde önce basın ellerine geçti. Vatan Gazetesi Ahmet Emin Yalman’ın elindeydi. Yalman Yakubi’dir. Tan gazetesi Serteller’e aitti. Serteller Sabetaycıdır ve Kapancı koluna mensuptur. Ahmet Emin Yalman’ın yanında yetişen Abdi İpekçi’yi görüyoruz. İpekçi ailesi Sabetaydır. Daha sonra Hürriyet grubunu yönetti. Yakın zamana kadar Sabah Gazetesi, Akşam Gazetesi Sabetaycı idi"

Cumhuriyet Gazetesi’nin sahibi  Yunus Nadi aynı zamanda bir Mason ve Karaim Yahudi’sidir. Cumhuriyet Gazetesi’nin esas yükselişi Millî Şef İnönü döneminde iki Yahudi şirketten aldığı destek sayesinde olmuştur. Basın Sabetaycıların Türkiye’de etkinlik kazanmasında çok etkili oldu. Siyaset ve medya desteğiyle Sabetaylar devletin kılcal damarlarına kadar girdi.

Dini de, Türklüğü de ve devleti de bunlar şekillendiriyordu. Devrin fikir babası olan Tekin Alp (Moiz Kohen) Yahudi idi ve Türkçülüğün el kitabını yazdı.
Chaim Weizman (İsrail devletinin ilk Cumhurbaşkanı) “Biz Yahudiler Yirminci Asırda Orta Doğu’da yıkılmaz denen Osmanlıyı yıkarak 2 tane devlet kurduk Onlara öyle güzel sistem inşa ettik ki Türkler bize Filistin’i vermeyen Abdülhamit’e en az 200 sene daha söverler!” Derken; acaba Weizmann kehanet gösterip “Benim babamın ailesi de Diyarbakır’dan Selanik’e gönderilmiş” diyen Meral Akşener’in Abdülhamit’e laf edeceğini işaret etmiş olabilir mi? Hulâsa Meral hanım İsrail’in ilk Cumhurbaşkanı Weizmann’ın küstahlık dolu sözlerini maalesef doğrulamıştır.  

Yitzhak Ben-Zvi (İsrail’in ikinci Cumhurbaşkanı)  Fanatik Siyonist.  Osmanlı devrinde Galatasaray Lisesi'nde daha sonra İstanbul Darülfünun’da öğrenim gördü. Bu küstah, “Ben dünyada kurulan ilk Yahudi devletinin değil, ikinci Yahudi devletinin ikinci Cumhurbaşkanıyım. İlki Türkiye’dir” demiştir.


Türkiye’deki Sabetay kadrolaşması üzerine Yahudi araştırmacı Prof. Uriel Heyd “Yahudiler 20. Asrın ilk yarısında iki tane devlet kurdular, bunlar Türkiye ve İsrail’dir” deme cüretini gösterdi.

.
Eski bakanlardan Süleyman Arif Emre de yazdığı Siyasette 35 Yıl isimli kitabında şöyle diyor; Uluslararası bir toplantıda bir sözcü, “Dünyada şu 4 ülkeyi Yahudiler doğrudan yönetmektedir; ABD, Fransa, Türkiye ve İsrail” dedi, salondaki Türk diplomatların hiç biri buna itiraz etmedi.
 

CHP tarihinden bÎhaber  (habersiz) olduğu her halinden belli olan Bay Kemal

Sahte kokan helallik numaraları yapacağına şu kişilerin çektiklerine cevap versin!

İslami çizgideki Sebilürreşâd`ı yayınlayan Eşref Edip (Fergan), yazılarıyla Şeyh Said`i isyana teşvik ettiği iddiasıyla gözaltına alındı. Dergisi kapatıldı. Ankara İstiklâl Mahkemesi`ne gönderildiğinde neden gözaltına alındığını henüz bilmiyordu. Cebeci Tutukevi`nde kendi ifadesiyle `çırılçıplak halde, soğuk ve rutubetli taş duvarlar arasında` aylarca tutuldu. Diyarbakır İstiklâl Mahkemesi`ne gönderildi. Sebilürreşâd`ın yayımını durdurmak şartıyla 13 Eylül 1925`te serbest bırakıldı.

Necip Fazıl’ın hayatı mahkemelerde geçmiştir. Hapishanede yatmıştır. Büyük Doğu Dergisi, yayın hayatı boyunca 16 kez kapatıldı. Büyük Doğu, 30. sayısında yer alan "Allah`a itaat etmeyene itaat edilmez" mealindeki bir hadis sebebiyle `rejime itaatsizliği teşvik` suçlamasıyla Mayıs 1944’te Bakanlar Kurulu kararıyla kapatıldı.

Necip Fazıl’ın dostlarından Osman Yüksel Serdengeçti; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi öğrenciliği sırasında 1944 Mayıs ayında meydana gelen olaylara karıştığı için Hüseyin Nihal Atsız'la birlikte hapis yattı. Hapisten çıktıktan sonra öğrenim için aynı fakülteye başvurduysa da bu isteği reddedildi. Bu olay üzerine dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel'e yazdığı "Yüksek vekâletin alçak vekiline" diye başlayan yazı yüzünden yeniden hapsedildi. Hayatı boyu mahkemelerden başını kaldıramayan çile adamıdır. Osman Yüksel’in eşinin adı İsmet’tir ve çocukları olmuyordu. Serdengeçti’nin Meşhur bir sözü vardır. “İki ismet tanıdım biri hürriyetimden (İsmet İnönü) biride zürriyetimden etti beni “demiştir.

Bugün Nazım Hikmet dendiği zaman sol cenah sahiplenir ama CHP döneminde hayatı ceza evlerinde karartılmıştır. Tekrar Türk vatandaşlığına alınışı Ak Parti iktidarında TBMM de benimde bulunduğum oylamada olmuştur.  Necip Fazıl’ı Eşref Edip’i, Serdengeçti’yi bırakın, Nazım için helallik istemeye yüzünüz var mı? 

Yine sol görüşlü bir yazar Kemal Tahir için yapılanları insafınız kabul ediyor mu? Sabahattin Ali’nin bir hikâye kitabını kardeşi Nuri Tahir’e verdi diye Hikmet Kıvılcımlı ve Nâzım Hikmet`in aralarında olduğu 17 kişiyle beraber "komünizm yoluyla askeri isyana tahrik ve teşvik" suçlamasıyla  14 Haziran 1938`de tutuklandı. Yavuz kruvazöründe Almanların domuzları besledikleri deniz seviyesinin altındaki sintine bölümüne konuldu. "Bahriye Olayı" diye adlandırılan bu dava sebebiyle, Donanma Komutanlığı Mahkemesinde yargılandı ve 15 yıl ağır hapis cezası aldı. Garip olan Duruşmalar devam ederken Sabahattin Ali’nin kitapları Türkiye’de serbest bir şekilde satılıyordu

Orhan Kemal, askerliğini yaptığı 1938 yılında "Maksim Gorki ve Nâzım Hikmet kitapları okumak", "yabancı rejimler lehinde propaganda ve isyana muharrik"

Suçlamasıyla 5 yıl hapis cezasına mahkûm edildi.

Necip Fazıl" CHP bir parti değil, Türk’e dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur bir katliam müessesesidir." Sözünü neden söyledi acaba? Katliam ilk bakışta çok büyük bir itham gelebiliri amma, tek parti dönemi istiklal mahkemeleri ile ilgili iki üç kitap okusan; az bile söylemiş dersin. “Sanıkların idamına, tanıkların bilahare dinlenmesine” diye hüküm veren Hukukçu olmayan mahkeme heyeti ile astınız, kestiniz. Bugün kalk helallik tiyatrosu oyna. Ne helalliği be!

İdam edilenlerin varislerinin “hakkımız Haram olsun” çığlıklarını duymuyor musun? Yoksa sende İnönü gibi sağır mısın?