Büyükşehir Belediyesi Basın bürosundan sevgili kardeşim Ekrem arayıp, “Abi Doğu Bölgesi Entegre Katı Atık tesislerine inceleme gezisi yapacağız gelir misin?” dediğinde, “Güzel yerlere başkalarını çöplüğe bizi mi davet ediyorsun?” diye takıldım.
Haksız da sayılmam.
İnegöl’de yaşadığım yıllarda, ilçenin şehir çöplüğüne kuş uçuşu birkaç kilometre uzaktaydı evimiz…
Tamam, gözümüzle görmüyorduk.
Yürümeye kalksak 1 saat sürerdi.
Lakin nadiren olsa da, eğer ters bir rüzgar eserse, yandı gülüm keten helva.
Öyle bir kesif koku gelirdi ki burnumuza.
Kapıyı pencereyi sıkıca kapatır olmazsa evden uzaklaşırdık.
Düşünün Hamitler’de yaşayan 150 bin Bursalının halini.
Uzatmayalım, geçen haftanın ilk günü bir grup gazeteci arkadaş ile yola çıktık.
İnegöl ile Yenişehir arasında bir tesise gelince araçlardan indik.
Gökmen Uzay Hava Eğitim Merkezi’ne benzeyen bir binanın yanındaydık.
“Allah, Allah diye düşünürken, “Bursa Doğu Bölgesi Entegre Katı Atık Depolama Tesisi’ne hoş geldiniz” dediler.
“Şaka yapmayın çöplüğe ne zaman gideceğiz” diye sordum saf saf.
“Şaka değil geldik” dediler.
“La havle, çöplük mü görmedik. Kimi kandırıyorsunuz” diye diklenecek oldum bir an an.
Lakin bayağı da çöplükteymişiz meğer.
Ama “Çöplük demeyelim, burası Doğu Bölgesi Entegre Katı atık Tesisi” dediler.
Vallahi haklılar.
Oraya gerçekten de çöplük denilmez.
Şaşkın gözlerle çevreyi incelerken şoke oldum resmen.
Yahu zerre kokmuyordu.
Ne bahçesinde, nede ayrıştırma yapılan binanın içinde o kesif koku yoktu resmen.
Sabah üzerime sıktığım kendi parfümümüm kokusunu duymasam, korona falan oldum zannedecektim.

***

Çok geçmedi Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da geldi.
Hep birlikte küçük bir konferans salonuna geçtik.
Burada tesis hakkında epeyce bilgi aldık.
Sadece tesis hakkında değil, Bursa’da ne kadar çöp çıktığını da öğrendik.
Meğer Bursa’da her gün 3.500 ton çöp çıkıyormuş.
Öyle böyle değil Bursalılar olarak ürettiğimiz çöp bir stadyumu yılda 7 kez dolduracak büyüklükteymiş.
Dile kolay…
Çöpler kötü görünüp berbat kokmanın ötesinde bakteri üretir, bulaşıcı hastalıkların kaynağıdır…
Ama gittiğimiz tesiste bu sorunların hiç biri yoktu.

***

Bu konuda çıkan haberleri okuyanlar bilir ama kısa bir özet geçeyim.
Tesis, 40 milyon dolara mal olmuş ama belediyesinin kasanından tek kuruş çıkmamış üstüne de her ay 40 milyon dolar kira alıyor yüklenici firmadan Bursa Büyükşehir Belediyesi.
Ve bu tesis 19 yıl sonra da Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin olacak…
Şimdilik 75 bin nüfusun elektrik enerjisi üretiliyor.
İlave yatırım bittiğinde de 90 hatta 100 bin nüfusluk üretim yapılacak.
Diğer yandan da, orada çöpler tasnif edilip tonlarca malzeme ekonomiye yeniden kazandırılıyor.
Gördüğüm kadarıyla, toplasanız 20 dönüm arazide Bursa’nın çöpünün üçte biri bertaraf ediliyor, Tüm bunlar yapılırken Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yani bizim cebimizden tek kuruş çıkmadığı gibi 40 milyon dolar da cebimize giriyor.
Bundan iyi Şam’da kayısı…

***

İyi bir ufuk turu oldu.
Bu yatırımı düşüneni de, hayata geçirenleri de kutlarım.
Yeri gelmişken, yapıldığı yıllarda kıyıda köşede olsa da, bugün Bursa’nın bağrına saplanan bir hançeri andıran Doğanbey’deki çöplüğün de artık taşınması şart.
Nereye taşınır bilemem.
Ama taşındığı yerde hiçbir soruna yol açmayacağını açık yüreklikle söyleyebilirim.
O kadar boş yer yok gerçi ama bizim sitenin karşısına yapılsa bile sesim çıkmaz.
Mimarisi ve peyzajı mükemmel.
“Orası uzay üssü” desem bilmeyen inanır.
Bu tesisi gezince şuna kanaat getirdim.
Artık vahşi depolama, düzenli depolama, yakma gibi yöntemler ile tonlarca çöp bertaraf edilemez.
Edilmemeli…
Sonuca gelecek olursak.
Hamitlerdeki o çağ dışı çöplüğü kapatıp, tıpkı doğudaki bir tesisi Bursa’ya kazandırırsa, Alinur Aktaş’ın heykelini Hamitler’e dikmek şart olur.