Rize Valiliği’nin kentin turizm potansiyelini duyurmak amacıyla başlattığı çalışmalar kapsamında hafta sonu meslektaşlarımla birlikte Rize’deydim.
3 günlük gezi için bizleri davet eden ve oldukça da keyifli geçen organizasyon nedeniyle Bursa Rizeliler Derneği Başkanı Hızır Ofluoğlu ile başkan vekili Dr. Mete Ekşioğlu, yönetim kurulu üyeleri Bülent Kandemir, Hüseyin Dilmaç ve Erol Özdemir’e teşekkür ediyorum.
Bu arada Rize gezimize kendisi de aslen Rizeli olan TSE Bursa Bölge Müdürü Mehmet Hüsrev ile turizmci Doğan Sager’in de eşlik ettiğini paylaşmak isterim.
GÜNLÜK GÜNEŞLİK RİZE…
Yolculuğumuz geçtiğimiz perşembeyi cumaya bağlayan gecenin sabahına doğru 04.30 civarında başladı.
İstanbul’dan 07.35’de havalanan uçakla 1 buçuk saat süren yolculuğun ardından Rize-Artvin havalimanına indik.
Artvin’le birlikte yağmurun başkenti olan Rize’de bizleri günlük güneşlik bir hava karşıladı. Üstelik hava sıcaklığı da 25’in üzerine çıktı.
Şansımıza bol güneşli hava, 2 gün boyunca bize Rize’nin tüm güzelliklerini görme imkanı tanıdı. Çünkü 3. gün Rize’de hava normale döndü ve yağmurla birlikte kentin üzerine çöken sis ve 10 derece civarına düşen hava sıcaklığı nedeniyle tüm programlarımız zorunlu olarak iptal edildi.
Ama ilk 2 gün boyunca gördüklerimiz bize fazlasıyla yetti diyebilirim.
KISKANDIM…
Ne trafik kalabalığı vardı ne de gürültü kirliliği. Ne de beton yığınları vardı. Öyle ki yeşille mavinin arasında kalan Rize şehrine hayran kaldım. Özellikle de Fındıklı ve İkizdere ilçelerine bayıldım.
Anlatmak yetmez kesinlikle gidip gezilmesi gerekir. Her taraf derelerle dolu. Öyle ki şelalelerde, ülke dışından ziyarete gelen turistleri bile gördük.
Doğanın dengesine uygun şekilde inşa edilmiş oteller ve restoranlar, Bursa’da yaşayan bir vatandaş olarak beni kıskandırdı desem emin olun abartmış olmam.
O COĞRAFYANIN EVLADI OLARAK GURURLANDIM…
Dikkatimi çeken bir diğer ayrıntı da insanların sıcaklığıydı. Evet Karadeniz insanı cana yakındır, misafirperverdir ama birebir edindiğim tecrübe beni o coğrafyanın bir evladı olarak gururlandırdı.
Bizleri tüm doğallıklarıyla karşılayan ve her anımızdan keyif almamızı sağlayan Rizelilere çok teşekkür ediyorum.
Çünkü ben her ne kadar ziyarete gitmiş olsam da, aynı zamanda ev sahibiydim. Bizim gibi Kocaeli’nden de gelen gazeteciler vardı.
Onlar da Karadeniz’in Rize’nin tüm güzelliklerini gördüler.
TAKDİRE ŞAYAN BİR DURUM…
Dikkatimi çeken bir ayrıntı da Rizelilerdeki özgüvendi.
Betonlaştırmadıkları ve tahrip ettirmedikleri kentte yerli ve yabancı misafir ağırlamanın gururunu yaşıyorlardı.
Bir şekilde kenti korumayı başarmışlar.
Yağmalanmasına müsaade etmemişler.
Bu durum başlı başına takdire şayan bir durumdur.
ASALET…
İlk günümüzde Fındıklı’da gittiğimiz balık restoran, doğanın canını yakmadan nasıl inşa edilebildiğinin çok güzel örneğiydi.
Tarihi taş köprüler, en sık göze çarpan güzelliklerden biriydi.
Diğer güzellikler de saymakla bitmeyecek kadar çoktu. Dağın başındaki muhteşem oteller de çok güzeldi, tarihi eserlerin tüm şatafatıyla Kaçkar’ın eteklerinden Rize’ye kattığı asalet de üst seviyeydi.
TEBRİKLER VALİ İHSAN SELİM BAYDAŞ’A…
Tabii bu güzellikleri önce Türkiye’de sonra da dünyanın her bir yanında göstermeye kararlı kentin mülki idare amiri Vali İhsan Selim Baydaş ile tanıştık.
Rize’yi turizm konusunda hak ettiği yere getirmekte kararlı. Bu doğrultuda önemli planlamalar yapmış. Bizleri de Rize’yi anlatalım diye kente davet etmiş.
Ama şunun altını çizmek istiyorum. Rize doğallığını kaybetmemiş Türkiye’nin nadir illerinden biri olarak turizmin merkezi olmayı hak ediyor. Sayın Vali Baydaş da bu durumun net olarak farkında olarak bu yola baş koymuş.
Açıkçası kendisini tebrik ediyor ve başarılı olmasını diliyorum.
AYDER’İ BEĞENMEDİM…
Tabi tüm bu güzelliklerin yanında 3 günlük Rize programımızda gördüğüm tek kötü ayrıntı Ayder yaylasıydı.
Muhteşem Kaçkar’ın en güzel yerindeki Ayder’in böylesine tahrip edilmiş olması akıl almaz bir durum. İnanılmaz ölçüde bina yapılmış. Ve büyük çoğunluğu da ya ahşap ya da ahşap kaplama. Allah korusun sert rüzgarlı bir havada çıkabilecek yangını düşünmek dahi istemiyorum.
Birçok ilçesinde gördüğümüz ve karşılaştığımız onca güzelliğe tek gölge yapan ayrıntının Ayder olduğunu söylemeden geçemem.
Umut ederim ki Rize için tüm imkanları seferber eden Sayın Vali Baydaş’ın Ayder için de bir şeyler yaptığına tanık oluruz.
RİZE-ARTVİN HAVALİMANI İÇİN SEFERBERLİK ŞART…
Rize’ye gitmek için Bursa Yenişehir havalimanı yerine İstanbul Sabiha Gökçen havalimanını kullandık. Evet en çok Rizeli İstanbul’da yaşıyor.
Ancak Bursa’da da ciddi oranda hem Rizeli hem de Artvinli yaşıyor. Rizeliler Rize’ye gitmek için, Artvinliler de Artvin’e gitmek için ya Bursa’dan Trabzon’a ya da İstanbul’dan Rize-Artvin havalimanını kullanabiliyorlar.
Ancak Rizeliler ve Artvinliler, Bursa’dan memleket ziyaretine gitmek için Rize-Artvin havalimanını kullanabilmeleri lazım.
Bunun için haftada en az bir kez bile olsa Bursa Yenişehir havalimanından Rize-Artvin havalimanına sefer konulmalıdır. Bunun en kısa sürede sağlanacağına inanıyorum.