Bursa’nın en başarılı okullarından biri olan Özlüce Aziz Sancar Ortaokulu’nda, bir öğrenci nasıl kötüye yönlendirilir, nasıl başarıdan başarısızlığa sevk edilir, okuldan nasıl soğutulur diye merak edenlere anlatacaklarım var. Zira sizin çocuğunuzun da başına böyle bir olay gelirse, “öğretmendir, haklıdır” yanılgısına sakın düşmeyin.
Çünkü ben bir sınıf öğretmeninin bir öğrenciyi nasıl saplantı haline getirdiğini sizlere anlatmak istiyorum.
6’ncı sınıf öğrencisi Emre, bugüne kadar tüm dönemlerde takdirname almayı başarmış bir öğrenci.
Derslerinde başarılı olan öğrenciler çoğunlukla sorunlu olmayan öğrencilerdir. İstisnalar olabilir tabii. Emre de, ne aile ortamında, ne de arkadaş çevresinde sorunlu bir öğrenci ya da çocuk olarak görülmüyor.
Okulda da bir öğretmeni hariç sorunlu olarak görülmüyor.
Ancak sınıf öğretmeni Merve Gökçen hariç.
Aynı zamanda matematik öğretmeni olan Merve Gökçen, hemen her hareketinden rahatsız olduğu Emre hakkında sürekli tutanak tutup, öğrencinin disiplin kuruluna sevk edilmesi için zemin hazırlıyor.
Öyle ki birkaç öğrencinin şahitliğinde Emre’nin kendisine küfrettiği iddiasıyla disiplin kuruluna sevk edilmesini de başarıyor.
Ve tüm bu gelişmelerden sonra lütfeden Merve Gökçen isimli öğretmen, Emre’nin annesine SMS bilgilendirmesi yapıyor.
Şuraya dikkatinizi çekmek isterim.
Emre hakkında her öğrencinin yapabileceği türden haylazlıkları yüzünden birkaç kez tutanak tutuluyor, disiplin kuruluna sevk ediliyor son olarak da velisi ancak bilgilendiriliyor.
Yani en başta yapılması gereken işi en sona bırakıyorlar. Tabi bu arada Emre’nin de bunların bir çocuğundan tam olarak haberi yok.
Sadece nasıl olduysa Emre ile önce Merve Gökçen isimli öğretmen konuşuyor, sonra okulun idarecileri konuşuyor. Ancak Emre küfrettiğini asla kabul etmiyor.
Sınıftan birkaç öğrenciye şahitlik yaptırarak, olmayan bir suçu Emre’ye kabul ettirmeye çalışıyorlar.
Sonra velisi devreye giriyor. O da çocuğuyla sürekli konuşuyor. Emre de, yaptığı bazı taşkınlıkları kabul etse de, arkadaşları arasında futbol oynarken zaman zaman argo terimler kullandıklarını kabul etse de, öğretmenine zikrettiği iddia edilen küfrü etmediğini söylüyor.
Ve hakkındaki tüm küfür suçlamalarını reddediyor. Ve velisi de çocuğunun bazı olumsuz yönlerini kabul etmekle birlikte, küfrettiği iddiasının gerçek olmayacağını hem Merve Gökçen isimli öğretmene, hem de okul idarecilerine söylüyor.
Ancak öğrencisini takıntı haline getiren bu öğretmenin ısrarıyla, birkaç öğrencinin şahitliği sonucunda disiplin kurulu tarafından kınama cezası veriliyor.
Bir öğretmen kendi kulaklarıyla duymadığı bir küfrü, "kesin etmiştir" düşüncesiyle kabul etmesinin takdirini sizlere bırakıyorum.
Bu arada kınama cezası alan öğrenciye o eğitim öğretim senesi içinde teşekkür, onur ve takdir belgesi verilmez, yaptırım da e-okul sistemi içindeki öğrenci bilgileri alanına işleniyormuş. Yani her sene takdir belgesi alan öğrenci bundan mahrum ediliyor.
O zaman birkaç öğrenci bir araya gelsin, sevmedikleri arkadaşlarını gidip öğretmenlerine küfretti diye şikayet etsin ve ceza alsın. Bu iş bu kadar basit mi?
Oysa Aziz Sancar Ortaokulu’nda geçen sene arkadaşlarına saldırmanın yanında, öğretmenine saldıran, yanında suç aleti taşıyan bir öğrenci, direkt okuldan uzaklaştırılmadı. Önce sınıfları değiştirildi. Birkaç kez velisi ile görüşmeler yapıldı. Son çare ise okuldan gönderildi.
Böylesine bir örneğin yaşandığı okulda, küfrettiğine dair somut bir kanıt olmayan öğrenci hakkında okul idaresinin ceza vermesi bence çok tehlikeli.
O zaman buradan ben de Merve Gökçen için bir ihbarda bulunuyorum. Öğrencisini takıntı haline getiren bu öğretmen hakkında gerekli işlemler neyse, yapılması için okul idaresini, Nilüfer İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nü, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nü ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı göreve davet ediyorum.
Ha bu arada kendi evladı olsaydı ve bir öğretmen onu takıntı haline getirseydi ne yapardı Merve Gökçen isimli öğretmen, hiç merak etmiyorum…
Devamı gelecek….