Avustralyalı bilim insanlarının 14 Aralık 2016 da bir çalışması yayımlandı. Konu başlığı egzersiz. Aslında hepimiz biliyoruz faydalarını ama ne hikmetse mümkün olduğunca uzak duruyoruz. Ne zaman ki başımız sağlıkla ilgili bir sıkıntıya düşüyor o zaman biraz kıpırdanmaya başlıyoruz ama o saatten sonra kasları toparlamak kolay değil ve tren çoktan kaçmış oluyor.

Bu bilim insanları günümüze kadar egzersiz ve insan sağlığına olan etkileri hakkında yapılmış pek çok makaleyi bir araya getiriyorlar. Kendi gözlemlerini ve bilgi birikimlerini de bunlara katarak şu sonuçları elde ediyorlar. Evet, egzersiz yapmayan vücut kesinlikle erken ölmekte. Egzersiz yapmayan vücutta Alzheimer Hastalığı % 13 daha fazla oluşuyor. Felçler % 37 daha fazla oluşuyor. Şeker hastalığı % 70 daha fazla oluşuyor. Kalp krizleri ise % 82 daha fazla oluşuyor.

Akciğer (ki sadece sigaraya bağlıyoruz), meme, karaciğer, safra kesesi, mide, pankreas kanserlerinin riski egzersiz yapmayanlarda çok daha fazla artıyor.

Şimdi yazacaklarım ise çok daha korkunç. Lütfen okurken çevrenizde, yakınlarınızda bulunan insanları göz önüne getirin. Küçük yaşlardan itibaren içine kapananları, bazı hap ve bağımlılık yapan şeyleri kullananları, birkaç kez intihar girişiminde bulunanları düşünün. Artık antidepresan ilaç kullanmayan kaç genç var? Sıkıntılarından kurtulmak için sakinleştirici ilaçlara başvurmayan ne kadar insanımız var?  Randevu almaya kalktığınızda psikiyatri bölümlerinden ne kadar kısa sürede randevu alabiliyoruz? Bunları bir düşünün ve bu bilim insanlarının bu kadar geniş bilgileri tarayarak vardıkları sonuca bir bakın. Egzersiz yapmayan insanlarda depresyona yakalanma oranı yapanlara göre % 150 daha fazla. İntihar girişimindeki artış ise % 50 daha fazla.

Kıymetli okurlarım. Her yazımda sizlere mümkün olduğunca en son gelişmeleri aktarıyorum. Kaynaklarım her zaman bağımsız bilim insanlarının çalışmalarından alıntıdır. Çünkü bir yere ve bir şeye gebe kalmadan yazan bu insanlar sadece ve sadece insan sağlığını gözeterek çalışmalarını sürdürmektedirler. Bu samimi duygularla pek çok yazımda egzersizin mutlu ettiğini, uzun yaşattığını, yapımız gereği yaradanımız tarafından kaslarla donatıldığımızı ve kasların hareket organı olduğunu hep yazdım. Eskiden askerliği yapsın adam olur gelir diye bir tabir vardı. Yapanlar bilir, altında yatan sebepleri.

Ailelere, devletimizin kurumlarına, okullarımıza, medyamıza bu konuda çok görevler düşmektedir. Küçük yaşlardan itibaren spor sevdirilmeli, özendirilmeli ve adeta bir eğitim haline getirilmelidir. Madde bağımlılığı biter, hastalıklar azalır, kişiler daha mutlu ve kendine güvenli hale gelir.

YaşIandığımız için egzersiz yapmayı bırakmıyoruz, egzersiz yapmadığımız için yaşIanıyoruz. Dr. Kenneth Cooper

ŞEKER TÜKETİMİNE AMAN DİKKAT!

Nobel Ödül’lü Fizyoloji profesörü Dr.Otto Warburg, 1931 Yılında kanser hücrelerinin en büyük gıdasının şeker olduğunu kanıtlamıştır. Kanser hücrelerinin çalışma gücü yani metabolizmaları diğer hücrelerden 8 kat fazladır. Kandaki şeker oranı düşük tutulur ise kanser terapileri % 50 daha başarılı olabilmektedir. Yine son zamanlarda  Kaliforniya Üniversitesi Endokrinoloji Profesörü Dr. Robert Lustig şekerin zehirden farksız olduğunu belirterek hazır tatlılardaki şeker şurubunun, asitli meşrubatların ve işlenmiş gıdaların vücuda son derece zararlı olduğunu söylemiştir. Bunun üzerine ABD’deki bazı bilim adamları Dr. Lustig’in önerilerine ithafen ‘öğretmenler, politikacılar, iş adamları lütfen şekerin ne olduğunu iyi anlayın ve gerekli önlemleri alın. Çünkü ülkemizin geleceği buna bağlıdır’ demektedir.

Şekerin yaptığı bağımlılıktan kurtulmak için Öncelikle şekeri hayatınızdan çıkaracağınıza inanın. Başlangıç olarak en az bir hafta küçük bir parça bile olsa şekerli hiçbir şey yemeyin. Bu, tat alma dokunuzu bir nebze olsun eski haline getirecek. Ama unutmayın bunu belirli bir dönem değil, ömür boyu devam ettireceksiniz. Hayatınızın geri kalanında şekeri bir ihtiyaç olarak değil, nadir tüketilen bir lüks haline getireceksiniz. Hangi gıda maddeleri şeker isteğini köreltiyor, bunu da daha sonraki yazılarımda yazacağım.