Nobel sahibi Fransız edebiyatçı Albert Camus: Sözler cephanelerden daha güçlüdür. Propaganda aracılığı ile savaş kazanılacağına işaret eder.

Propagandanın amacı, bir grup insana, bir başka grup insanın insan olduğunu unutturmaktır. (İngiliz yazar Aldous Huxley)

Eğer dikkat etmezseniz medya, mazlumlardan nefret etmenize ve zalimleri sevmenize sebep olur (ABD Nation of İslâm üyesi ve insan hakları savunucusu Malcolm x)

Ey iman edenler! Eğer bir fasık (sapkın, günah işleyen kötülük eden, fesatçı) size bir haber getirirse; onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.  (Hucurat suresi ayet 6)

Batı dünyasının elindeki en büyük silah, medya gücüdür. “Dünya basını” denen bu yapının sahipleri kim diye bakarsanız; “İstihbarat servisleri, çok uluslu şirketler, petrol, silah ve ilaç sanayicilerini” görürsünüz.

Gazeteci Banu Avar, haberleşme (iletişim konusunda) “bütün dünya, haberleri şu üç kaynaktan alır” tespitini yapıyor.

Reuters, Associated Press, Agence France-Presse,

Bu üçlü, ittifak halinde olup bütün dünyaya aynı görüşleri dayatmak, beyinleri devşirmek kendi deyimleriyle insanlığı İndoktrine (bir bilgiyi mutlak doğrudur diye telkin etmek) için işbirliği yapmışlardır. Aynı değerlendirmede: İşbirliği içinde olan aşağıdaki altı televizyon kanalının tamamı NATO’nun propaganda hücresi içindedir

El Cezire, BBC, CNN, France24, Sky, El Arabiya

Şimdi de Filistin ile ilgili Yalan bir haberi inceleyelim:

Ben Yahudi değilim ama SİYONİSTİM diyen ABD başkanı Biden, günümüzün Hitleri Netenyahu’nun yalanını tekrar ederek, Hamas tarafından "kafası kesilmiş bebeklerin fotoğraflarını gördüğünü" söyledi.

Yukarıda sözünü ettiğimiz Batı medyası bu yalanı teyit etmeden yayınladı. Gelin görün ki; Yalan yenilir yutulur bir yalan değildi. Ayrıca görüntü bulunamadığı için de, Beyaz Saray, Biden'ın sözünü ettiği iddiaların, birkaç habere ve İsrailli yetkililerin söylemlerine dayandığını açıklamak zorunda kaldı.

İsrail Savunma Güçleri (IDF) Sözcüsü Binbaşı Doron Spielman, çocukların  "kafalarının kesildiği" iddiasını teyit edemeyeceğini söyledi.

Anadolu Ajansı muhabirinin 10 Ekim'de konuyla ilgili telefonla ulaşarak söz konusu iddiayı sorduğu İsrail Ordu Sözcülüğü ise "Haberleri gördük ama elimizde bir detay, bunlara dair bir teyit yok" dedi.

Hatta CNN'e konuşan bir Beyaz Saray yetkilisi, Başkan Biden ve diğer ABD'li yetkililerin kişisel olarak Hamas'ın çocukları öldürdüğünü görmediğini ve bunu teyit etmediğini belirterek, Biden'ın "teröristlerin çocukların kafasını kestiğine" dair resimler ve doğrulanmış haberler görmediğini bildirdi.

Peki: Netenyahu’nun ve Biden’in dünyaya servis ettiği bu yalanın kaynağı kim?

İsrail Ordusu'nun 71. Birim Komutan Yardımcısı David Ben Zion. Batı Şeria'da Filistinlilerin katledilmesi için kışkırtıcılık yapan adi bir cani. "Kafası kesilmiş çocuklar" yalanını İsrail televizyonlarında seslendirip yayılmasını sağladı.

Bu yalan haberin tahribatı nedir?

Bu haberi duyanlar Filistinlilere nasıl bakarlar? “çocuk kafası kesen vahşi ve öldürülmesi gereken yaratıklar” olarak bakmazlar mı?

Efendim sonradan yapılan açıklamalarla işin aslı öğrenildi dersek buna kargalar güler. Çünkü ilk haberi duyanlara tek tek gidip: haber yalanmış, böyle bir şey olmamış deseniz bile, yüzde 100 ikna edemezsiniz.  (Hadi Netenyahu yalancı ama koca ABD başkanı da mı yalancı diyenler olmaz mı?) Kaldı ki o habere inananların kim olduğunu bilmiyoruz ve ulaşmanız da mümkün değildir. Kısaca bu yalan ABD başkanı sayesinde arzu edilen sonucu vermiş, dünyanın bir bölümü mazlum Filistin halkını haksız yere lanetlemiştir. Siyonist yönetimin katliamlarına dünya bu yüzden gereken şekilde ses çıkaramıyor. Nazilere rahmet okutan Siyonist yönetim de, çocuk, kadın, yaşlı, sivil demeden, öldürüyor, Hastane, cami, kilise demeden bombalıyor. ABD ve batı bloğu ise; arkasında saf tutuyor.

Nazi Almanya’sı Yahudi soykırımı yaparken cesetleri Fırınlarda yakıyorlardı.

(Polonya Krakow’da Auschwitz kampındaki o fırınları gördüm) Naziler fırınlarda yaktılar, Siyonistlerde Filistinlileri fosfor bombaları ile yakıyorlar.

Hatırlanacağı gibi vaktiyle DAEŞ ile ilgili birkaç video üretilmiş, o videolarda insan kafası kesilen görüntüler vardı. Önceki ABD başkanı Donald Trump 10 Ağustos 2016 tarihinde Florida / Sunrise’de “Daeş’i Obama kurdu, ezik Hillary’de (Clinton) yardımcılığını yapmıştır” demişti.

Batı için çapulcudur, soyguncudur, hırsızdır, gaspçıdır, ahlaksızdır derken; bu yönlerini defalarca gördüğümüz için diyoruz. “gece kurtla sürüye saldırıp gündüz çobanla ağlamak” sözü batılıların en net tarifidir.  Şu ahlaksızlığa, gazeteci merhum Engin Ardıç’ın ifadesiyle şu Puştluğa bakın!  ABD bugün Daeş’le mücadele palavrası atarak PKK YPG gibi terör gruplarına silah yardımı ve maddi destek vermektedir.

Yalanların gölgesinde BM’de yapılan bağlayıcı olmayan ateşkes oylaması

BM Genel Kurulu, Gazze'de "acil, kalıcı ve sürekli bir insani ateşkes" çağrısında bulunarak, çatışmaların durdurulmasını talep eden karar tasarısını kabul etti.

Genel Kurul, 120 evet, 14 aleyhte ve 45 çekimser oyla bağlayıcı olmayan kararı çoğunlukla kabul etti. Aleyhte oy kullan ülkeler Avusturya, Hırvatistan, Çekya, Fiji, Guatemala, Macaristan, Mikronezya, İsrail, Nauru, Marshall Adaları, Papua Yeni Gine, Paraguay, Tonga ve ABD oldu. (Fiji, Mikronezya, Nauru, Marshal adaları, Papua Yeni Gine ve Tonga birer okyanus adalar devletidir. Bir kısmı ABD yardımıyla ayakta durur

Bir kaçı da ABD’ne bağlı idi, 1980’li yıllarda bağımsızlık aldılar )

İnsani ateşkes için parantez içi devletleri ciddiye almayalım amma Avusturya, Çekya Hırvatistan, Macaristan gibi Avrupa ülkelerinin ABD ile nasıl bir çıkar ilişkisi var ki hayır oyu verdiler. Hayret edilecek bir konudur. Anlaşılsın diye biraz daha açıklama yapalım: BM’de alınan bu Genel Kurul kararıyla, BM Güvenlik Konseyi kararları farklıdır.

Güvenlik Konseyi kararlarının yasal olarak bağlayıcılığı vardır. Bu tip Genel Kurul kararlarının ise yasal bağlayıcılığı yoktur, sadece siyasi bir ağırlık taşırlar o kadar.

Eğer farklı olsaydı Siyonist rejimin kuyruğuna takılan: İngiltere, Almanya, İtalya çekimser kalmaz hayır oyu verirdi. Üstelik Fransa oylamada evet oyu vermiştir.

Hulasa edersek çekimser kalan 45 ülkenin önemli bir kesimi, 70 yıldır Siyonist rejim tarafından adım adım yok edilmek istenen, toprakları işgal edilen Filistin halkını mazlum görmüyor, yukarıda anlatılan yalanları, yalan haberleri, siyasi duruşlarına gerekçe yapabiliyorlar. Tunus ve Irak ise oylamada çekimser oylarıyla bu gerekçeye destek verdiler. Neden çekimser kaldınız sorusuna da verdikleri cevapla tüy diktiler.

Yazar Nurettin Taşkeser bir yazısında İsrail Terör Devleti değildir, Terör Örgütüdür der. Hamas’ı da Filistin’in Kuvayımilliye’si olarak tarif eder.

Nasıl ki; topraklarımız İngiliz, İtalyan, Yunan ve Fransızlar tarafından işgal edildiğinde

Türk milleti "Kuvayımilliye" ile işgalcilere karşı silahlı mücadeleye başlayıp vatanını koruduğunda: terör damgası vurulamaz idiyse, Sütçü İmam, Fransız askerine kurşun sıktığında; haksız bir saldırı yapmamış, terörist olmadıysa, Hamas’da ülkesini işgal edenlerle mücadele ediyor. Hamas Terör örgütü değildir