Bu aralar sosyal medyada bir “manken Okşan” muhabbetidir dönüyor.

Ayıptır söylemesi, benim de çok tehlikeli bir Okşan anım var…

Unutmak istediğin anılar arasında TOP-10 sıralaması yap deseler, bu yazacağım anı ilk sırayı hak eder…

Hem de açık ara farkla!

Bursa Hakimiyet Gazetesi bünyesinde çıkarılan akşam gazetesi Ekspres’te adliye-polis muhabiriyim…

Gazete baskıya girecek fakat sayfalar havaalanı gibi…

Haber müdürümüz rahmetli Sedat Öztürk burnundan soluyor, habersizlikten…

Aylak bakkal poşet tartar, habersiz gazeteci de arşivini!

Çektiğim eski fotoğraf karelerine bakıyorum, içlerinden birine hikâye uydurup, günü kurtarmanın umuduyla…

İlk imzalı haberi asparagas olan gazeteciden başka ne beklenir?

Derken, güzel bir kare gözüme çarptı…

Adliyeye darp iddiasıyla gelmiş bir hayat kadınının fotoğrafını çekmiş fakat haber yapmamıştım.

Tam sırasıydı!

Mini eteğiyle öyle şuh bir poz vermiş ki, Victoria Secret mankenlerine taş çıkartır!

Oturdum bir güzel döktürdüm haberi…

“Manken Okşan, çapkın iş adamı sevgilisini arıyor!” başlığı ile çıktı haber gazetede büyük puntolarla.

Keşke çıkmasaydı!

Sabah gazeteye bir geldim, binanın içi dışı polisten geçilmiyor.

Gazetenin önünde sıra sıra polis araçları…

Hadi hayırlısı!

Haber müdürünün odasına baktım içerisi kalabalık, hararetli bir tartışma var…

Sedat Müdürüm beni görünce hemen seslendi:

“Gel Selo gel! Bak seni İlçe Emniyet Amirimiz Ekrem Bey’le tanıştırayım!”

O an, beynime sıçradı kan!

Olayı çözdüm, bu arada dizlerimin bağı da çözüldü!

Yalan haberde manken Okşan’ın aradığını yazdığım iş adamının adı soyadı Emniyet Amirimizle aynı!

Ekrem Bey, elindeki telsizin antenini gözüme sokarcasına uzatıp sert bir ses tonuyla sordu:

“Türkiye’de, bu ad soyadı benden başka kimsede yok! Kim ulan o iş adamı Ekrem, manken Okşan nerede? Bul bana onları yoksa atarım seni nezarete, okşanırsın bir güzel! Doğru söyle, benim terfimi engellemek için birileri mi yaptırdı bu haberi? Bak söylemezsen atarım nezarete çıkamazsın emekli olana kadar!”

Bendeki talihsizliğe bakar mısınız, koskoca memlekette bir isim uyduruyorum, o da çıka çıka terfi bekleyen başarılı ve sevdiğim bir Emniyet Amirinin ismiyle çakışıyor!

Şansıma mı tüküreyim, yapacağım gazeteciliğe mi, siz karar verin!

Sedat müdürümün hatırı olmasa, elinden kurtulamazdım Emniyet Amirinin…

Muhtemelen de gazetecilik maceram bitecekti o haberle!

Neyse ki kısa zamanda Emniyet Amiri Ekrem Bey terfi ederek başka bir ile tayini çıktı…

Bursa’dan gitti ama yıllarca hep dua ettim, Emniyet müdürü veya vali olarak tekrar dönmesin diye…

Emekli olduğunu duyunca, rahatladım.