Kentlerin geleceğini ilgilendiren yerel seçimler, hükümetler için gösterge, mesaj ve uyarıyı gündeme getiriyor. 31 Mart 2024’teki yeni seçimlerin kaderinde, ‘ekonomi’ de rol oynayacak.

Özellikle…

Akaryakıtta litre başına ÖTV’nin 5 TL ve yanısıra KDV’lerin artırılması, piyasalar için zincirleme ve üstelik yeni zamları gündeme getirdi.

Bu şok gelişme;

AK Parti’nin tabanında ve seçmeni arasında da dahi tartışılıyor, eleştiriliyor, çünkü henüz yeni genel seçimden çıkıldı.

Hayatın her mecrasında;

Sıkıntı, endişe büyük!

Piyasadaki zam silsilesinde; otorite de, vicdan da tartışılırken, akaryakıt fiyatlarında süren artışlar, kaygıyı tetikliyor.

Pandemiyle zaten büyük sorun yaşayan hizmet sektörü, günlük hayatın döngüsüyle omzunda taşıyıcı önem taşıyor, ama beli bükülüyor.

Bu meselede;

Dostları dinledik.
En öncesiyle;

Yeme ve içme sektöründeki esnafımız, devletin vergilendirme mevzuatına arıtk el atması gerektiğini vurguluyor.
Büyük bir kitleye hizmet eden konumdaki bir dostumuz, “Gıdaları alırken %1 KDV ödüyoruz, ama devlet bizden %10 KDV alıyor.” diyor.
Aynı dostumuz, geçen ay hayli bol sıfırlı zarar ettiğini belirtirken, yarım milyar TL dolayında KDV ödediğine de dikkati çekiyor.

Bir başka dostumuz;

Devletin, ticaretin teşvikinde adaletini gözden geçirmesi gerektiğini anlatıyor ve bir kamusal çelişkiyi gündeme taşıyor.

Dostumuz, üretim ve faaliyet alanları teşvik edilen farklı bazı alanlarda, sermaye sahiplerinin vergi ve sigorta primlerine indirim veya muafiyet, enerjide indirimler uygulandığını anımsatıyor.

Teşvik denilen…
Bu uygulamada; hizmet sektörünün de aynı teşviki görebilmesi gerektiğini, zira günlük hayatı ayakta tuttuklarını vurguluyor.
Ayakta durmak için;

Devletten kendileri de teşvik görmek istiyorlar ve “Fabrikalar yapan ve ihracatta bulunan da sermaye, bizler de sermayeyiz, ama arkamızda güçlü kamu desteği yok.” diyorlar.

Ana hatlarıyla;

Hizmet sektöründeki işletmeciler, ekonomi gündemindeki yüksek ateş nedeniyle haklılıklarını somut olarak gösteriyorlar.
Küçüğünden orta ölçeklisine, vergilendirme ve zor dönemi aşmak için de devlete, hükümete ses duyurma istiyorlar.

Bir saptamada bulunuyorlar ve “Sermaye büyüdükçe, imtiyaz ve kolaylık artıyor, ama sermaye küçüldükte, aksine yükü artıyor.” ifadesini kullanıyorlar.

Yerel seçimlerle;

Kentlerin kaderi yeniden belirlenecek ve öncelikle konuşulması gereken, mevcut icraat ve vaat edilen gelecektir.

Rekabetin odağında;
Büyükşehir belediyeleri var!

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ulaşımdaki dokunuşları ile çarpık kentleşme ve deprem riskine karşı dönüşümler, dikkati çekiyor.

Güzel adımlar, gelişmeler oluyor, mesafe kaydediliyor.

Bursaspor’la bağ kurmakla belediyecilik tek başına sınanmaz, zira ve asıl sanayi dinamiklerinin, güçü sermayenin meselesi görülmelidir.
Velakin…
Türkiye’nin ‘ekonomi’ gündemi, her katmandaki toplumu ve vatandaşı endişelere itiyor, yerel seçimlerde önceliği ağır basıyor.
Esnaf dostlarımızın, müşterilerine gözlemleri ve gidişata ilişkin öngörülerine göre, ‘Ortadirek’ aşağı iniyor.
…Ve!
Toplumun, ekonomi boyutuyla ‘aşağıdakiler’ ve ‘yukarıdakiler’ olmak üzere, ‘çift katmandan ibaret olmaya hızla ilerlediği’ yorumu yapılıyor.

İktidar açısından;

Dezavantajlı yerel seçime girilirken…
AK Parti’nin yönetimindeki;

İn büyük kenti Bursa’da…

‘Bakanlık’ça yapımına 2 yıl önce başlanan ‘Bursa Şehir Hastanesi Hattı’ inşaatının, ‘yaşam destek ünitesi’ne ihtiyacı var, ortada ray dahi yok.
Geçen hafta…

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz, Bursa’yı, en büyük 2 kentle aynı önemde gördüklerini söylüyordu, ama farklı düşünüyoruz.
Zira…

CHP’nin yönetimindeki İstanbul’da, Bakanlık’a ait yeni metro hatlarının inşaatları tıkır tıkır sürüyor, bitiyor.