‘’Beyaz giyme toz olur, Siyah giyme söz olur, Gel beraber gezelim, Muradımız tez olur, Salına da salına da gel, Haydi yavrum dön dolaş yine bana gel’’. Bolu yöresine ait olan bu türküyü hemen hepiniz duymuşsunuzdur.

İnsan vücudu mükemmel bir işleyişe sahiptir. Bilim her gün bu işleyişin bir yeni fonksiyonunu keşfediyor. Bir taraftan da bu fonksiyonları bozmaya yönelik keşiflerimiz var ve bu gelgitler ile yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Özellikle kanser denilen hastalık bizleri esir almış durumda. Dünyayı eski ayarlarına döndürmemize imkân yok. Bu olmadığı sürece de ancak bazı mesafeler alarak kanser ile mücadele edebiliyoruz. Yani bozuyoruz, düzeltmeye çalışıyoruz. Ama istenilen düzeyde düzelmiyor.

Bağışıklık sistemi denilen bir sistemimiz var. Doğumsal bir takım aksaklıklarını bir tarafa bırakacak olursak bu sistemimizi iyi beslenme, spor, temiz ve sağlıklı bir çevre ile maksimum yarar sağlayabileceğimiz bir hale getirebiliyoruz. Bağışıklık sistemimiz ile iç ve dış düşmanlarımıza (virüsler, bakteriler, mantarlar, toksik maddeler, ısı değişiklikleri, imalât hatası ve kanserleşebilecek hücreler gibi) karşı dik durabiliyoruz.

Derimizden tutun da, ağız boşluğu, burun boşluğu, bağırsaklar, kan ve daha pek çok dokularımızda bulunan savaş hücrelerimiz var. Bu savaş hücreleri genellikle kemik iliği başta olmak üzere karaciğer, dalak ve bir kaç organımızda daha yapılır. Bu hücrelerimizden en tanınanları B ve T lenfosit dediğimiz hücrelerimizdir. Bir de bu lenfositlere ek olarak Natural Killer (NK hücresi, Doğal Öldürücü Hücreler) dediğimiz lenfosit türü vardır ki adı üstünde düşmanın gözünün yaşına bakmaz onu yok eder.

Son yıllarda kanser tedavisinde İmmunoterapi denilen bir sistem geliştirildi. Burada amaç kanserli hastadan alınan T hücrelerine adeta bir tanımlama yaptırılıp tekrar vücuda vererek kanserli dokuya saldırmalarını sağlamak. Tıpkı Doğu Karadenizde’ki atmacaların eğitimi veya avını tanıyacak şekilde eğitilen bir av köpeği gibi bir eğitim veriliyor bu hücrelere. Buna CAR-T deniliyor. Yani aslında geçekleştirilen işlem asli işini bu hücrelere tekrar hatırlatmak ve tam hedefe yönlendirmekten ibaret. Yakın bir zaman önce çıkan bir yabancı makale ise bu işi daha da ileri götürerek NK hücrelerine bu askerlik işini yaptırmayı öneriyor ve bu tedavinin daha başarılı olduğunu söylüyor. Yani daha önceden eğitimini almış ama çeşitli sebepler ile bir müddet tatil yapmış, kondisyonundan uzaklaşmış olan özel amaçla eğitilmiş askerlerimizi kampa alıp görevin ne olduğu bir daha anlatıyor. Sonra düşman hakkında ayrıntılı bilgi verilip tekrar cepheye gönderiliyor.

Kıymetli okurlarım. İstisnalar çok az olsa da düzenli beslenen, sporunu yapan, kötü alışkanlıklardan uzak duran insanların sağlıklı olduğunu, iyi bir ömür sürdüğünü hepimiz biliriz. Bu insanların ortak özellikleri iyi bir bağışıklık sistemine sahip olmalarıdır. Örneğin akşama kadar karda kışta odun kesen bir köy sakini hasta olmaz iken klima karşısında 10 dakikada zatürre olan bir ofis çalışanı karşılaştırıldığında olay daha kolay anlaşılır.

Dünyamızı kendi ellerimiz ile bozduk. Pek çok canavar yarattık. İş geldi yine U dönüşü yapmayı gerektirir hâle dayandı. Vücutlarımıza biz ettik sen etme diyoruz. Natural killer hücrelerimizi ve arkadaşlarını iyi beslersek dönüp dolaşıp bir daha onlara yeniden eğitim vermemize gerek kalmayacak, aldıkları o ilâhi temel eğitim onlara yetecektir. 5 milyon yıllık referanslar bunu gösteriyor.

BAMYA KAN ŞEKERİNİ DÜŞÜRÜYOR

Kıymetli okurlarım. 16 Mayıs 2023 Tarihli bir tıbbi makale bamya hakkında geniş kapsamlı çalışmaları derleyerek bizlere güncel blgiler aktarıyor. Polisakkaritler ve flavonoidlerden zengin olan bamya özellikle çekirdeklerindeki bazı bileşikler nedeni ile ciddi bir doğal şeker düşürücü olarak tanımlanıyor. İçerisinde bulunan rhamnogalacturonan adlı madde ciddi bir şeker düşürücüdür ve bununla ilgili çalışmalar devam etmektedir. Hayvan çalışmalarında kanıtlanan şeker düşürücü etkinin bir müddet sonra halen sürdürülen insan çalışmaları ile de günyüzüne çıkacağı bu makalede belirtilmektedir.