Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Nureddin Nebati’nin, bankacılık sektörüne ilişkin olumlu bir veriyi alıntı yaptı ve ekonomi fotoğrafı açısından olumlu yorumuyla gündeme taşıdı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), finansal sektörü ele alan aylık yeni değerlendirme raporuyla Bakan Nebati’yi mutlu etti.

Bugün…

Sosyal medya paylaşımıyla;

Olumlu veriler için…

Nebati, “Bankacılık sektörümüzün güçlü sermaye yapısı, yüksek aktif kalitesi ve kârlılık oranlarıyla son derece sağlıklı bir görünüme sahip olduğunu teyit eder niteliktedir.” diyor.

Küresel olumsuz koşullardan söz eden Nebati, böyle duruma rağmen, bankacılık sektörünün mevcut durumundan memnuniyetini ifade ediyor.

Bu sonuçta;

Bankaların, küresel piyasalara entegre yapısı, kalifiye insan kaynağı ve teknolojik uygulamalardaki aksiyon etkisi, ortaya atılıyor.

...Ve!

Sektörel başarı ve sağlıklı gelişim vurgulanıyor.

Sayın Bakan;

Bankaları, bir de halka sorunuz!

Sürmesi gereken tüketim ile piyasa pahalılığının birleştiği koşullarda, halkın kredi kartı ve kredilere talebi yoğunluk kazanıyor.
Ayrıca…

Sermaye, ticaret çevrelerine sağlanan finansal çözüm ve geri ödeme kolaylıkları, günlük hayatın koşulları itibariyle normal vatandaşa yok.

Böyle uygulamalarda,

Devlet bankalarını, öncü çözümsel unsur olarak görüyoruz, ama normal vatandaş söz konusu olunca, farklı kriterlerle geri iten refleks var.

Bu gerçekler içerisinde;

Vatandaşın sıkıntısı, derdi çok!

Kredi kartlarının ödenme zorluğu nedeniyle halkın üzerindeki faiz yükü artarken, krediler nedeniyle de yüksek faizler ve ödeme tıkanıklığı da yaşanıyor.

Bankalar, racon kesiyor!
Kredilerle beraber, hayat sigortası yapılması da isteniyor ve bu nedenle sigorta sektörü de, bankaların içerisinde büyüyor, gelirleri artırıyor.

Güya;

Sigortalanma zorunluluğu yok, ama…

Kredilendirmede;

Prim ödememek için hayat sigortası yaptırmak istenmemesi durumunda, faizde standart uygulama yerine, ekstra puan yükseltiliyor.

Ödeme gecikmesinde;

Bankalar tarafından yapılan aramalarda, falanca isimli bankadan arandığını ifade etmek yerine, ‘Kredi Takip’ ve ‘Risk Merkezi’ gibi ibarelerle bir ‘Öcü’ politikasıyla karşılaşılıyor.

Yasal takibi gündeme getirebilecek gecikme dönemine girilmeden dahi, ‘Ödeme Hatırlatması’ adı altında, birkaç kez rahatsız edilmeler başlıyor.

Emekliler de, çok dertli!
Promosyon alınan bankalar, kredi uygulamalarından yararlanıldığında, bu borcun tahsili bitinceye kadar, emekli maaşını bloke ediyorlar.

Emekli maaşlarına, haciz yoluyla cebren el konulamıyor, ama promosyonu başka bankadan almak için mevcut bankadan vazgeçmeye engel çıkarılıyor.

İnternette;

Yaygın şikayet platformlarına bakıldığında, bankalarla ilgili vatandaşın itirazları çok gözüküyor.

Kredi kartlarında;

Limiti 24 bin 500 TL’nin üzerinde olan kredi kartlarının aylık dönemsel borcuna ait asgari ödemenin % 40’a çıkarılması, vatandaşı iyice sıkıntıya itti.

Bankalar arasında;
Kredi kartlarının limitlerinin artırılmasını mobil uygulamayla hemen mümkün kılan, ama azaltmak istendiğinde, çağrı merkezini arattıran ve böylelikle deveye hendek atlatan olanları da var.

Kronik olarak;

Kredi kartı aidatları da, süregelen sorun oluyor.

Alışveriş ödemeleri ve nakit kullandırılmasında zaten faiz alan bankalar, kredi kartı uygulamasını ‘Kulüp’ yerine koyup, aidata bağlıyorlar.

Böyle derken…

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nca (BDDK) çözülen şikayetler de, çözümsüz kalan şikayetler de var.

Vatandaşın karşılaştıkları, yaşadıkları ve uğraştıkları şikayetlere, aslında yasa ve yönetmeliklerle gereken çözüm sağlanabilir.

Velakin…

Vatandaşın lehine iktidardan adımların gelmesi bekleniyor, muhalefetin çözüme götürecek refleksi de yok.

Böyle koşullarda;

Elbette…

Bankalar, ışıl ışıl!

Muazzam kâr açıklıyor.

Şimdi…

Haksız mıyız, sormakta;

Sayın Bakan…
Bankaları, bir de halka sorunuz!