TBMM’de dün Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ gündemdeydi. Muhalefet, deprem riski nedeniyle Bursa’nın da örneklendiği sanayi kentleri için uyarıda bulunurken, kalkınma için de Doğu’ya yönelmeye çağırdı.

Tarımsal kimlik ve sınırlı kaynaklar açısından “Nereye kadar sanayi?..” sorusu sorulan Bursa’nın gidişatı artık tartışılıyor.

Yurtdışı siparişlere yetişilemediği gerekçesiyle yeni fabrikalar için sanayi alanları açılmasını isteyen anlayışla dahi karşılaşılıyor.

Dün…

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yeni yıl bütçesi ele alındı.
Muhalefete mensup;

Bursa’nın, pardon…

İzmir’in İYİ Parti’li milletvekili Prof. Dr. Ümit Özlale, ekonomi ve deprem riski açısından, sanayiye dayalı büyük kent uyarısında bulundu.

Bursa, Ankara ve İstanbul ve Antalya öne çıkarılıyordu ve “Buralara çok fazla göç var ve bu göçler niteliksiz iş gücü şeklinde geldiği için burada kişi başı millî gelir düşüyor.” deniliyordu.

Özlale, “Artık oralara bizim daha fazla sanayiyi taşımamamız gerekiyor.” mesajı verirken, ‘Deprem’ gerçeğini de önemli gerekçe gösteriyor.

Sözlerinin devamıyla;

Depremin ‘çok şey öğrettiği” saptamasıyla nüfus artışı ve yoğunluğunu tetikleyen sanayileşmenin büyümemesi gerektiğini anlatıyordu.

Yurdun geneline yayılan bir sanayileşme perspektifine ihtiyaçtan söz eden Özlale, bölge kalkınma ajanslarının rol üstlenebileceğini ortaya koydu.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın da, sanayinin götürülmesi gereken kentler için üzerine düşeni yapabilmesinden söz etti.

HEDEP’li Gülderen Varli de, “Başta sanayi, altyapı, adil gelir dağılımı sorunu çığ gibi büyümektedir.” ifadesini kullandı.

Sanayinin, daha çok İstanbul, Bursa, Kayseri ve Kocaeli gibi şehirlerde yığıldığından söz ediliyor.

Velakin….

Sözlerinin devamına katılmıyoruz.

Çünkü…

Varli, Kürt kökenli vatandaşların yoğun olarak yaşadıkları illerin insanlaştırılmak ve mülksüzleştirilmek istendiğini iddia ediyor.

Kürt köken gerekçesiyle;

Doğu’da fabrika kurmasına ve çalıştırmasına engel olunmak istenen, engellenen iş insanı var mı?

Bilakis….

Türkiye’nin yatırımı, fabrikaları teşvik eden bir politika da yürütülüyor; verilerle de gelişme anlaşılıyor

Fabrikalaşma potansiyeli, ivmesi bulunmayan kentlerde dahi, istidam için devlet teşvikiyle ‘Çağrı Merkezi’ kuran büyük, kurumsal firmalar var.

HEDEP’e hatırlatalım.

Kürt kökenli iş insanlarının, memleket ve coğrafyasına desteği, fabrikalar yapıp yapmadıkları, zaten tartışılıyor.

Bu arada…

Genel seçim döneminde…

Sanayi ve Teknoloji eski Bakan’ı;

Bursa milletvekili Mustafa Varank, Bursa’nın; refahını, gelişimini sanayiye borçlu olduğunu, ama bilineniyle “Önce tarım kenti!” diyordu.

Bu arada…

Deprem gündemiyle;
Kritik bir soruya, cevap bulmak gerekiyor.

Sanayisiyle büyümüş kentlerdeki fabrikalar için ‘Deprem Riski’ne karşı 1999’un ertesi neler yapıldı, yapılamadı?

Maalesef…

Depreme karşı dirençlilik bir yana, arama ve kurtarma uygulamaları için AFAD’ın beklediği hazırlık ve katılımcılık da yok.

Yıkım ve acılarla;

Gerçek sürüyor.

Deprem, can alıyor ve milli ekonomiyi vuruyor!

Bu nedenle;

Bursa gibi sanayi kentlerindeki üretim sahalarının depreme karşı direnci ve olası dönüşüm açısından, önce ekonomi dinamiklerine görev düşüyor.

Bu refleks zafiyetine karşılık…

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin, hem konut hem sanayi amaçlı olarak depremsel envanter çalışmasına girdiğini hatırlatalım.