Eski Bursalılar anlatırlar, özlemle…

Anlatırken yaşarlar bir daha…

Heykel Önü’ne çıkmak yani Atatürk Caddesi’nde Postane ile Setbaşı arasında yürümek büyük bir prestij, ayrı bir keyifmiş Bursalılar için bir zamanlar…

Düğüne, baloya gider gibi en güzel giysileri giyip, süslenir, kadınlı erkekli yürürlermiş sohbet ede ede akşamüstleri…

Uludağ’ın o yemyeşil heybetli bakışları, köklü çınar ağaçlarının gölgesine sığınan kuşların cıvıltıları, hanları, hamamları, çarşılarından taşan tarihi kokusu ve Ulucami’nin minarelerinden yankılanan ezanlar arasında huzur turları atarlarmış, yaşlısı genci…

Yorulanlar Mahfel’de çay, kahve molası verirmiş…

İnsanların sevdikleriyle, dostlarıyla Atatürk Caddesi’nde yürümesi, sosyal hayatın vazgeçilmez aktivitesiymiş o yıllar…

Ve herkes birbirini tanır, karşılaştığında selamlaşır, hal hatır sorarmış…

Ya şimdi?

O huzur turları, siyah-beyaz eski Bursa fotoğraflarında, anılarda kaldı ne yazık ki!

Uludağ yine aynı heybetiyle yemyeşil bakıyor, yorgun çınarların gölgesine sığınan kuşlar, hanları, hamamları, çarşıları hepsi yerinde, Ulucami’den ezanlar yankılanıyor ama kulakları tırmalayan klakson sesleri, araç ve insan kalabalığı, bütün bu manevi güzelliklerin üzerini siyah bir tül gibi kaplıyor.

Artık insanlar Atatürk Caddesi’nde yürüyemiyor, yürümüyor, koşuşturuyor adeta!

Herkesin acelesi var, hep bir telaş ve bir yere yetişmenin endişesinde…

En üzücü olanı da…

Yeni Bursa’nın Atatürk Caddesi’nde vefa da varoşlaşmış, kimse kimseyi tanımıyor, tanıyanlar da, cep telefonuyla konuşur gibi yapıp görmemezliğe geliyor.

Acaba diyorum ki…

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, hazır Çarşıbaşı Kentsel Tasarım Projesi kapmasında, Ulucami ve Hanlar Bölgesi’nin etrafını yıka yıka açarak, Bursa’nın tarihi dokusunu yeniden ortaya çıkarıp tarihe geçmek üzereyken…

Bu güzel projede bir çılgınlık daha yapıp, Atatürk Caddesi’ni (İpekböceği tramvayı kalabilir!) araç trafiğine tamamen kapatarak yayalaştırsa nasıl olur?

Harika olur!

Şanzalize gibi olur!

Düşünsenize, Atatürk Caddesi’nde boydan boya kafeler…

Kimi oturmuş çayını kahvesini yudumluyor tarihi Bursa’yı seyrederek, kimi kitabını okuyor…

Kimi, bir yerlere yetişme endişesi duymadan ve kimselere çarpmadan yürüyor rahatça geniş yaya yolunda…

Ne klakson sesi, ne egzoz dumanı…  Sadece bol tereyağlı kebap kokusu geliyor uzaklardan…

Az ötede sokak müzisyenleri “Bursa’nın ufak tefek taşlarını” çalmakta…

Biraz ileride ise sokak ressamları, Uludağ’dan, Ulucami ve ulu çınarlardan aldıkları ilhamla Bursa’yı yeşile boyamakta…

Belki şimdi değil ama Çarşıbaşı Kentsel Tasarım Projesi tamamlanıp hizmete açıldığında bu konunun Bursa’nın gündemine daha sıkça geleceğine inanıyorum.

Belediye başkan adaylarının gelecekte en büyük vaatlerinden biri de Atatürk Caddesi’ni yayalaştırmak olacak…

Bakalım Bursalıların ütopyası bu projeyi gerçekleştirmek de kime kısmet olacak?