Hükümetteki bir siyasi partinin, 5 yıl önce elindeki en büyük kent durumuna gelen Bursa’yı da kaybetmiş olması, politik hedefleri ve geleceği için hayati bir sonuç ve ciddiyeti artan uyarıdır.

Geçen yıldan bugüne ne değişti ve Bursa’daki yenilgiye götüren olası nedenler de, hemen tartışılmaya başlandı.

Çok yazdık, söyledik…

Göz göre, fatura ağır oldu!

35 yılın takibiyle;

Kaybeden başkan Alinur Aktaş’ın çok üreterek kaybeden olduğunu söyleyebiliriz, ama…

Hükümetteki;

Siyasi partisi…

Yerel toplumun gözüküyle kronik mesele ve üstelik psikolojik eşik olan ulaşımda, çifte iktidar gücünü veremedi, aslında vermedi.

CHP’nin yönetimine geçen İstanbul’a, geride kalan 5 yılda yeni metrolar bitiren hükümet, aynı destek ve verimi Bursa’da göstermedi.

İstanbul’da;

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın yaptığını göstermek için ‘U’ simgesiyle metro hatları yapıldı.

En büyük kentin altını köstebek gibi deldiren hükümet, birkaç kilometrelik Bursa Şehir Hastanesi’nin hattı için ancak en baştaki istasyonu açabildi.

Havalimanları, tüneller, köprüler için müteahhitlere özellikle törenlerde kısaltılan süreler dahi dayatılırken, aynı irade Bursa için yoktu.

‘Hızlı Tren’ projesi;

Başlı başına dert!

Hakiki hızlı tren hatlarıyla;

Ülke kuşatılmaya başlanırken, sanayi kenti gerekçesiyle yük taşımacılığı yavaşlığı getirilen Bursa’nın bu projesi de, yıllardır sürüncemede bulunuyor.

Yeni stadyum dahi…

Ortada kaldı.

Milli maç hasreti yaşandı.
Hükümet liderinin katıldığı ve ‘Diriliş’ dizisinin jenerik müziğiyle de töreni yapılan yeni stadyum, Bursaspor’un ‘Tükeniş’ine tanıklık etti.
Ayrıca…

‘Büyükşehir’ aday belirleme süreci, Bursa’nın AK Parti’nin içerisini yordu ve her geçen gün uzayan ‘Osmangazi’ tereddütüyle ‘Pire için yorgun yakıldı’ oldu.

Farklı merhaleleriyle;

İktidar çarkı, zor döndü.

AK Parti’nin gündemi için harici ve dahili meseleler vardı, elbette ama daralan bir zaman ve gerilime dönüşen süreçle birlik ve beraberlik sıkıntıya girdi.

Ayrıca…
Bursa dışı, güçlü nedenler!

Pahalılık ve geçim sıkıntısından yakınılan bir ülkede, TOGG ile SİHA propagandası hayli tartışıldı.
Burası;
Savaşan veya savaşın eşiğinde olan bir ülke değil, geçim savaşı verilen bir ülkeden söz ediyoruz.

Asgari ücretin % oranlarıyla;

Temel gıda, internet, kitap satılan, meyve ve sebzeler için en büyük banknotların ancak yettiği ülkede, sağlık ve refah zorlaşır.

Pahalılıkta;

Bataklık kurumadı, kurutulamadı!
Elbette ki…
AK Parti, büyükşehir belediyeleri arasında yine kazandı, ama emeğin, sanayinin ve ticaretin, emeğin, emeklinin merkezi Bursa gerçeği öne çıktı.

İstanbul’da seçimi kazanabilmeyi Gazze’nin menfaati gösteren Murat Kurum’un, ‘Fikirtepe’ hüsranına rağmen kentsel dönüşümden söz etmesi, elbette yakınsak Bursa için ters tepen siyasal politika oluyordu.

Gazze  için ayaklanırken…

Yine;

Almanya

Solingen kentinde:

Kundaklanan yerde 1’i bebek 4 Türk vatandaşın hayatını kaybetmesi, ne derece ses getirdi?

CHP’ye dönersek…

AK Parti’nin bazı adım ve hedefleri, özellikle anayasa değişikliği, birkaç yıldır çok tartışılıyordu.

Suriyeli mülteci meselesi ve kendisini Atatürk’çü çizgiye çekmeye çalışan bir ana muhalefet, aslında iktidarın zafiyetlerini ve iktidara en yakın siyasi parti olmanın avantajlarına odaklandı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in noktayı koyma kararı ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın muhaliflerce istifaya çağrılması yaşanıyorken, AK Parti’de da yukarıdan aşağı ne olacağı merak ediliyor