Devlet; aynı devlet, ama merkezi ve yerel yönetim kurumları arasındaki ihtilaflar ve çözümsüzlükler bitmez. İlber Oltaylı’nın belgesel yeni eserini okuduğumuzda, Bursa’nın başına gelenleri anımsadık.

Bursa’da;

Tarihi ve kültürel değerlerin ayağa kaldırılmaları, korunabilmeleri ve yaşatılması için icraatta hep belediyeleri gördük.

Restorasyon projeleriyle dirilen Bursa, tarihi külliyeleri ve hanlarıyla da UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmışlardı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi;

Yüzyıllar  öncesinden miras tarihi cami ve külliyelere, kendi güvenlik görevlileriyle nöbet güvencesi de sağlıyordu.

Belediyeler olarak;

Merkezi yönetim ile belediyeler arasındaki ihtilaflarda, belki de en şansısı; Bursa Büyükşehir Belediyesi olmuştur.
Yerel yönetimin imkan ve fedakarlıklarıyla yıllardır yürütülen emeğe rağmen de, merkezi yönetimden ilginç karşılıklar görülmüştür.
Bursa’nın tarihi belediye binası da ve mesela Muradiye Külliyesi’nin yönetimi de, asıl mülkiyet gerekçesiyle elden çıkmıştır.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nü, öne çıkan bir merkezi yönetim kurumu olarak, dikkati çekiyor.

Yerel yönetimce birkaç kez masraflı restorasyonu sağlanan tarihi belediye binası, Osman Gazi Vafkı’na ait olduğu gerekçesiyle yerel yönetimden çıkıyor, ama kira bedeliyle tahsisi yürütülmek isteniyordu.
Muradiye Külliyesi’nde de, ticari unsurlarla ilgili düzen şikayetleri geliyor, ancak doğrudan Vakıflar’ın yönetimine geçtiği için sıkıntılar gündeme geliyor.

Söz;
Vakıflar’dan da, açılmışken…
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Bursa Kitap Fuarı’nda, ilgiyle satın aldığımız; ünlü tarihçimize ait belgesel eser akıllarımıza geldi.
Yıllardır;
Yerey yönetim gazeteciliğiyle kaleme aldığımız; merkezi yönetim ile belediyeler arasındaki ihtilaf meselesi, 100 yıl öncesinde dahi yaşanıyordu.
…Ve!
İlber Ortaylı tarafından kaleme alınan; ‘Tanzimat Devrinde Osmanlı Mahalli İdareleri’ eserinde, bugün odaklandığımız Vakıflar ile İstanbul’un belediyesi arasındaki ihtilaf, dile getirilen örnekler arasındaydı.
O satırlarla…
Aktarıldığı üzere;

“Cemil Paşa, Eminönü Meydanı’nı genişletmek için baız istimlake giriştiğinde, Evkaf izin vermemiş ve mani olmuş.
Buna karşılık, Çemberlitaş’taki bir arsada, Evkaf İdaresi, han yaptırmak için inşaata başlayınca, paşa da buna mani olmuş.

Genel Vakıflar’la su yüzünden problemler çıkıyor, buna karşılık, Vakıflar, cami avlusundaki umumi helâ bakımını bile, belediyeye yaptırmak istiyormuş.”

Oltaylı, “Paşa, Vakıflar ve Belediye arasındaki ayrılığın, şehir hizmetlerini aksattığını öne sürenlerin başında geliyor.” notunu düşüyor.