Kıymetli okurlarım. Obeziteye neden olabilecek birçok faktörü sizlere sıralayabilirim. Sadece aldığınız gıdalar ve hareketsiz yaşam tarzı ile değil çevresel kirlilikten tutun da bağırsaklardaki probiyotik ve mantar oranınıza kadar, kullandığınız bazı ilaçlardan tutun da uyku kalitenize kadar, yatak ve yastığınızın durumundan tutun da giydiğiniz ayakkabının topuklu olup olmadığına kadar birçok faktör kilo almanıza neden olabilir. Genellikle bazı meslektaşlarım halen obezite oluşumunun genetik ile çok bağlantılı olduğunu ısrarla söylemektedirler. Şurası doğrudur ki obeziteye neden olan genleri her birimiz taşımaktayız. Ancak bu genler genellikle ömrümüz boyunca uyurlar, ta ki siz onları uyandırana kadar. Eğer aksi olsaydı bundan 100 yıl önce obezite oranları % 2-3’ler de iken şimdi % 60-70’lere nasıl ulaşabilirdi.

Geçen yazımda beslenme ile alâkalı bazı merak edilen soruları en güncel bilgiler ile sizlere aktarmaya çalıştım. Bugün de özellikle obezite, şeker hastalığı ve doğal gıda alımı ile ilgili bazı bilgileri sizlere aktaracağım.

1-MUZ UYKUSUZLUKTA YARARLI OLABİLİYOR: 2 Mart 2021 Tarihli Ariane Lang imzalı bir makale konuyu ayrıntılı olarak açıklıyor. Bir orta boy muz (yaklaşık 125 gram) 34 miligram magnezyum içerir. Magnezyumun eskiden beri rahatlatıcı özellikleri olduğu bilinmektedir. Bir muzdaki miktar yetmez ancak daha yüksek miktarlardaki magnezyumun melatonin denilen uyku hormonunu arttırdığı, kortizol seviyelerini ise düşürdüğü kanıtlanmıştır. Magnezyumu dışarıdan besinler ile düşük oranda alan kişilerde uyku süresinin 5 saati geçmediği gözlemlenmiştir. Bir diğer madde de triptofan denilen amino asittir ve vücutta sentez edilemez. Muz içinde bulunan triptofan serotonine dönüşerek uyku kalitesini arttırır. Artmış serotonin hormonu melatonin hormonunun yapılma hızını da arttırır.

2-ŞEKER HASTALIĞI İLE DEPRESYON ARASINDA İLİŞKİ VAR MI? Hem depresyonu olan kişiler daha çok şeker hastalığına yakalanmakta hem de şeker hastalığı olan kişilerde depresyon en az 2 kat daha fazla görülmektedir. Bilimsel araştırmalar bunun nedenini tam olarak aydınlatamamış olsa da etkinin muhtemelen beyin fonksiyonlarındaki metabolik değişikliklerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Diyabetik sinir iltihapları (nöropatiler) ve beyindeki küçük damarlarda oluşan küçük tıkaç veya damar daralmaları depresyona neden olabilir. Bunu göz önüne alarak depresyon tedavisi gören kişilerde belirli aralıklar ile şeker hastalığı açısından tetkiklerin yaptırılması uygundur. 2011 Yılı’nda yapılan bir çalışma hem şeker hastalığı hem de depresyona sahip kişilerin kalp krizi geçirme riskinin % 82 daha fazla olacağını göstermiştir.

Özellikle sabahları üzüntü halleri, kendini yalnız hissetme, konsantre olamama ve uyuşukluk halleri, her daim gerginlik şeker hastalığı ve depresyonu birlikte yaşayanlarda sık görülmektedir.

3-HASHIMOTO HASTALIĞI ÇOK SIK GÖRÜLÜYOR: Tiroid organı vücutta birim başına en çok kan alan organlarımızdandır. Vücudun ısısından tutun da büyüme ve gelişme, sağlıklı beyin işlevleri ve daha bir çok fizyolojik faaliyet için bu organın sağlıklı çalışması gereklidir. Hashimoto denilen hastalıkta vücut herhangi bir nedenden dolayı kendi organını yok etmeye başlar ve tiroid dokusu yavaş yavaş küçülür. Küçülme sürdükçe de bazı olumsuz tablolar ortaya çıkıp yaşantımızı bozar.

Bu hastalık özellikle 50 yaş ve üzeri kadınlarda sık görülür. Her geçen yıl sayılar daha da artmaktadır. Bu yaş grubundaki kadınlarda (erkeklerde çok nadir görülür) özellikle şu yakınmalar ortaya çıktığında ilk önce bu hastalık düşünülmelidir:

-Son zamanlarda çok yemek yemiyorum ama kilo alıyorum

-Elimi kolumu kaldırmaya halim yok, iş yapamıyorum. Halsizim ve sürekli yatmak istiyorum.

-Eskiden üşüme nedir bilmezdim ama şimdi çok üşüyorum ve terlemiyorum.

-Çok unutkan oldum, dolabın kapağını açıyorum ve ne alacaktım unutuyorum.

-Sürekli şişkinliğim var ve tuvalete rahat çıkamıyorum.

Bu belirtiler karşısında hekiminize başvurmak belki de hayatınızda U dönüşü yapmanıza neden olabilir. Aman dikkat, Hashimoto affetmez.