O gelir kaşığına diye çok anlamlı bir atasözümüz vardır. Vücutlarımızı da bir işletim sistemi gibi kabul edersek ona uygun olmayan programları çalıştırmakta zorluk çekecek, belki de bir müddet sonra bu işletim sistemi tamamen çalışamaz hale gelecektir. Bizler genellikle ağzımıza aldığımız gıdaların vücudumuzda nerelere yerleşeceğini, hangi fonksiyonu gerçekleştirecek bir yapıya katılacağını, hangi hormonun oluşumunu sağlayacağını düşünmeden yemeye devam ettikçe vücudumuz da zamanla bunları bize hatırlatacaktır. Günümüzde en sık karşımıza çıkan bazı öz madde eksikliklerini ve nelere yol açtığını ana hatları ile sizlere aktarmaya çalışacağım.

Önce, bedenlerimiz neden hasta olmaya başladı, bunları bir hatırlamakta fayda var. Bir kaç başlık altında cevapları şunlardır: 1-Glisemik indeks değeri yüksek gıdaların (kana çabucak şeker verip bol miktarda insülin salgılatan gıdalar) alımları arttı. 2-Omega-3 eskiden daha fazla tüketilirken şimdilerde omega-6 yağ asitleri çok daha fazla tüketilir oldu. 3-Taze sebze ve meyve tüketimi azaldı. Dolayısı ile lif, vitamin ve mineralleri daha az alır olduk. 4-Probiyotik alımımız azaldı, probiyotik öldüren gıdalar arttı, geleneksel gıda kültürleri nerede ise bitti. 5-Toprak fakirleşti ve yetişen ürüne geçen besleyici özler azaldı. 6-Katkılı ve toksik maddeler hayatımız girdi. 7- Çevre kirliliği, radyoaktivite ortamlarının artışı, yeterince güneşten yararlanamama ve az hareket artık gerçeğimiz oldu.

1-PROBİYOTİK EKSİKLİĞİ BELİRTİLERİ: Sindirim sistemimizde probiyotik etkili mikroorganizmalarımızın sayısı azaldıkça kandida denilen mantarların sayısında artma görülür. Bunu sonucunda şişkinlik, gaz, geğirti, dışkılama bozuklukları, halsizlik, kuvvetsizlik, depresif ruh hali gibi durumlar ile karşılaşabiliriz.

2-B12 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ: Çok sık karşılaşmaktayız. Genellikle unutkanlık artışı ilk dikkati çeken belirtidir ve hastalarda sık görülür. Ellerde uyuşma, halsizlik, soluk görünüm, yorgunluk, sık sık hasta olmak, kas ve eklem ağrıları, kansızlık belirtileri, dilde ağrı ve şişlik her hastada olmasa da sık karşılaşılan durumlardır. Derslerde dikkatin azalması ve başarıda düşme durumlarında ilk akla gelmesi gereken durumlardan birisi B12 eksikliği olmalıdır.

3-D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ: Covid-19 Pandemisi bizlere D vitamininin (ki artık vitamin değil bir hormon olarak kabul ediliyor) önemini bir kez daha hatırlattı. Ülkemizde farklı bilim insanlarının yaptıkları çalışmalarda özellikle kış aylarında ve kadınlarımızda inanılmaz düzeyde D vitamini eksiklikleri saptanmıştır. Sık sık grip, nezle olma durumunda ilk akla gelmesi gereken durumlardandır. Sırt, boyun ve bel ağrıları, halsizlik, çabuk yorulma, aşırı üşüme, diş bozuklukları, özellikle baş bölgesinde terleme artışı, dışkılama bozuklukları ve depresif ruh hali durumları bu vitamin eksikliğinin göstergeleri olabilmektedir.

4-OMEGA-3 EKSİKLİĞİ: Omega-3 bir yağ asidi grubudur ve vücudumuz tarafından yapılamaz. Bu nedenle mutlaka gıdalar ile vücudumuza girmesi gereklidir. Bunun ölçümü her laboratuarda yapılamamaktadır. Pahalı bir ölçümdür. Eksikliğine son derece yaygın olarak rastlamaktayız. Hücrelerimiz omaga-3 yağ asitleri le hücrenin zarını oluşturmaktadırlar. Omaga-3 yerine başka yağ asitlerinin kullanılması adeta kiremit çatı yerine naylon kaplı bir çatı yapılmasına benzer. En sık soğuk sularda yaşayan balıklardan omega-3 leri almaktayız. Balık soğuktan kendisini korumak için bu yağ asitlerini yapar.

Kaba, kuru ve pul pul dökülen bir cilt, artmış kulak kiri, kepeklenmeler, kırılgan ve ince tırnaklar, cansız saçlar, aşırı susama ve sık idrara çıkma (şeker hastalığı zannedilebilir), eklem ve kas ağrıları, depresif ruh hali, sık hastalanma, kolay kilo alma omega-3 yağ asitlerinin eksikliklerinde karşımıza çıkan belirtilerdendir.

Bazı durumlarda hastalarım bana şunu sorar: Peki hocam biz ne yiyeceğiz? Bunun cevabı o kadar basit ki. Uluslararası gıda tanımı şöyledir: Bir maddenin gıda olabilmesi için psikolojik yapınıza, hormonlarınıza, sinir sisteminize, sindirim siteminize ve en önemlisi bağışıklık sisteminize olumlu katkılar sağlayacak maddeler gıdadır. Örneğin bağışıklık sistemi askerleriniz Covid-19 etkeni virüs ile karşılaştığında onunla savaşacak silahlara ihtiyaç duyar. Simit ile poğaça ile kekler ile bağışıklık sistemi hücrelerinize sapan gönderirsiniz. Yumurta ile, balık ile, yoğurt ile top, tüfek, ağır makineli silah. Bunda anlaşılmayacak ne var ki.

Yine başa dönelim, Ne koyarsan aşına o gelir kaşığına…