Kıymetli okurlarım. Yapılan sayısız çalışma şunu göstermektedir: Kalori kısıtlaması ile kilo veren kişiler 2 yıl içinde kilolarını geri alıyorlar. Başarılı olan kişi sayısı sadece % 2 civarında. Kilo verdikten sonra bunları neden geriye alıyoruz sorularının cevaplarını sizlere özetledim. Aslında hiç de yabancı olmadığınız bu bilgileri bir kez daha gözden geçirmekte fayda olur diye düşünüyorum.

-Bilimsellikten uzak ve her yıl popülerleşen moda diyetlerin insanlarda yarattığı umutlar (lahana çorbası gibi aslında sadece vücuttan su kaybı ile kilo verdiren ama yağların yakılmadığı diyetler gibi)

-Özellikle yaza girerken ve hareket etmeden kalori kısıtlayarak yapılan diyetler daha baştan şartlı olduğumuz için başarısızlığa mahkumdur.

-İnsan fizyolojisini, anatomisini, metabolizmasını bilmeden ortalıktaki boşlukları dolduran beslenme koçluğu,  kaliteli yaşam danışmanlığı vb. adlar ile insanları yönlendiren kişilerin varlığı.

-Alışık olduğumuz beslenme maddelerinden ne olduğunu bilmediğimiz yeni yiyeceklere yönelme hali.

-Komşunun diyetini örnek alma (komşunun yemek borusunun uzunluğu ve genişliği, midesinin büyüklüğü, sindirim salgılarının miktarı, ağızdaki diş sayısı, bağırsak yapısı farklı olabilir). Bizleri diyetlerde başarısız kılan maddelerden sadece bazılarıdır.

Kilo fazlalığını, vücutta adeta tümör dokusu gibi çalışan yağların harcanarak verilebileceğini bilerek, kendinizi, insan yapısını ve metabolizmasını bilen ve bu konuda eğitim alan kişilere teslim ederek gerçekleştirmeniz hem zaman hem sağlık hem de ekonomik imkanlarınızın heba olmaması için çok önemlidir.

Şunu çok iyi anlamak gerekmektedir. Kilo verme işi yağlardan (ve makul yüzde oranda sudan) olmalıdır. Kaslarınızı kaybederseniz vücut bunu size bir gün mutlaka ödetecektir. Kaldırımdan düşüp, belediye otobüsünden düşüp kalça kırığı olan kişiler istisnalar hariç genellikle spor ile alakası olmayan, kasları zayıf olan kişilerdir. Uzun yıllar sağlıklı yaşayan kişilerdeki 4 özellikten bir tanesi de sağlıklı ve güçlü kaslara sahip olmalarıdır.

Yıllarca obez hastaları muayene ettim. Bir çok hastaya inanılmaz kilolar verdirdim. En başarılı olduğum grup söylediklerimin bilimsel çerçevede olduğunu anlayıp, uzun ve sağlıklı yaşamak için gerçekten bundan başka bir yolumun olmayacağı şeklinde düşünen hastalar olmuştur. Bunun yanında bu kişiler obezitenin sabit bir ilacı, bir cihazı, bir otu, bir şifalı suyu olmadığını idrak eden ve olsaydı ABD gibi bir dünya devinde obez hastanın kalmayacağını bilen kişilerden oluşmakta idi. Bu nedenle kıymetli okurlarım şunu iyi biliniz. Sizler mükemmel bir işletim sistemine sahipsiniz ve bu işletim sistemine uygun programlar kullanırsanız başarılı olursunuz. Veya, çok iyi bir araba olabilirsiniz ama kaçak mazot kullandığınızda motorunuzun ömrünün ne olacağını çok iyi bilirsiniz. Vücudumuz da aynıdır.

NEDEN DİYETLER BAŞARILI OLAMIYOR?

Ortalama yapıda, 70 kg ağırlığındaki bir insanın sürekli olarak bütün gün yatması halinde 1650 kalori tüketeceği tıp fakültelerindeki öğrencilere temel derslerden olan fizyoloji dersinde öğretilir. Bu insan ek olarak yataktan hiç kalkmadan  yemek yiyerek harcadığı efor ile 200-250 kalori daha harcar. Yatmayıp bütün gün oturur iken ise bunlara ilaveten 300-350 kalori daha alır ve sonuçta bu basit yaşam tarzı ile toplam 2000-2250 kaloriye ihtiyaç duyulur. Oysa bunun üzerine günlük koşuşturmalar, az, orta ve üst düzey aktiviteler ile vücudumuza 2500 lerden 6000-7000 kaloriye kadar bir yakıt harcatmaktayız.

Ancak pek çok bilim adamının, beslenme ile uğraşanların gözünden kaçırdığı bir nokta vardır. Bizim genetik yapımız gereği hücrelerimiz bin yılların getirdiği özellikleri ile bazı gıdaları tam olarak kullanıp enerji elde ederken, alışık olmadığı gıdalardan ise yeterince yararlanamıyor, kimyasal işlemlerden tam olarak geçiremiyor ve bunları vücutta işlerken gerekli donanıma sahip olmadığı için genellikle depolama yoluna gidiyor.

Bizler hiçbir iş yapmasak bile 2000 kaloriye ihtiyacımız var ise nasıl olur da kalori kısıtlayan diyetlerden fayda görürüz sorusu artık sık olarak dillendirilmeye başlamıştır. Zengin iken yoksul hale düşen bir insanın yaşam savaşındaki bocalaması gibi beynimiz de bu kısıtlamaya bir yere kadar dayanacak ve sonunda mutlaka ve fazlası ile yiyeceklere yönelerek kaybettiklerini geri alacaktır. Kalori kısıtlamaya başladığımızda vücudumuzda yağları yakan mekanizmalar bir kıtlık hali algılamasına girerek daha az çalışır iken, yağ depolama görevi olan mekanizmalar ise işlevsellik kazanmaktadır. Yani zayıflayacağım derken metabolizmanızı tembelleştirip ne yersem kilo yapıyor olayına zemin hazırlamış olursunuz. Ayrıca kalori kısıtlaması ile zayıflamak, beynimizin savaştan galip gelmesine kadar geçen sürede kaslardan da kayıplara yol açacaktır.

Kilo vereyim derken sağlığınızdan olmayın.