1905 yılında Rusya da Çar’a karşı bir operasyon var.

Lenin’i İsviçre’den finansörler (20 milyon dolarla) diplomatik trene bindirdiler. Bolşevik İhtilalinin yolunu açtılar. Yani; para (kapital) sahipleri sosyalist bir sistemin yolunu açtı.

1908 yılında Abdulhamit’e darbe yapılıp tahttan indirilir.

ABD’de de dürüst kişiliği ile tanınan Texas Üniversitesi tarih hocalarından Prof Texe Marrs’ın 2007 Mayısı’nda çıkan Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları adlı Kitabında: Dünyayı yöneten Yahudi ailesi: Rotschild,

Osmanlı devletinin planlı olarak dağıtılışı, Arap birliğinin parçalanışı, 1.Dünya Savaşı, 2.Dünya Savaşı, Kukla Diktatör Hitler, İsrail devletinin kuruluşu, Kennedy Suikastı,

MOSSAD suikastları ve 11 Eylül saldırıları olmak üzere 10 bölüm yer alır.

Yahudi Lord Baron Rotschıld’in Abdulhamit’ten  “ Filistin’de kuracakları devlet için toprak satın alma karşılığında; Osmanlı devletinin tüm dış borcunu silme ve balkanlarda, Afrika’da kaybettikleri toprakları geri verme” teklifinde bulunmuş ancak Abdulhamit teklifi reddetmiştir. (Abdülhamit karşıtları bunu inkâr ederler)

Enver Paşa, Abdulhamit için tarihi bir hata yaptı der. Kudüs şehri ve Kenan diyarı Yahudilere geçici olarak verilmeli ve Osmanlı tekrar eski gücüne kavuştuktan sonra bu topraklar geri alınmalıydı. Atatürk ise Osmanlı böyle bir şey yapmış olsa bile yıkılırdı çünkü Osmanlı üzerine korkunç oyunlar oynanıyordu demiştir.

1911 Çin’de bir operasyon var: 2 bin yıllık bir imparatorluğun çöküşüdür. Uzunca bir süre iç savaşlar, Japon işgali, 2. dünya savaşı gibi büyük olaylar yaşanmış Ekim 1949 tarihinde Mao Zedong liderliğinde Komünist Çin halk Cumhuriyeti ilan edilmiştir.

Mao Zedong’un maliye bakanına bakın kimmiş? 20 Nisan 1915 tarihinde Varşova'da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Israel Epstein, idi

Üç büyük devlet (Osmanlı İmparatorluğu, Rus çarlığı ve Çin İmparatorluğu) yıkılmıştır, Bütün bu olayların altında para sahiplerini kim? Bakınca aynı kişileri görüyoruz.

Rodschıld ailesi hakkında şu bilgiler paylaşılır. Aile savaşları teşvik edip ülkelere faizle borç vermiştir. İngiltere-Fransa savaşında İngiltere’ye savaşa girmesi için sermaye olarak 35 ton altını faizle borç olarak veriyorlar. İngiltere, Fransa karşısında yeniliyor ve Rotschıld ailesine olan borcunu ödeyemiyor. İngiliz Merkez Bankası (Bank of England) ödenemeyen borç karşılığında Rotschıld’lere devrediliyor. Rotschıld ailesi ” İngiliz sterlinini kendilerinin basması şartı ile” kabul ediyor. İngiliz sterlinini basma yetkisi bir Yahudi ailesine veriliyor. Klasik iktisat kuralı şudur: devlet 100 Lira basıyorsa; hazineye 100 Lira değerinde altını, elması vb. koymak zorundadır. Aksi halde basılan para basit bir kâğıt parçasıdır, karşılıksız para basmaktır. Enflasyondur. Rotschıld ailesinin de yaptığı şey bu idi. İngiliz sterlinini basarak İngiliz hükümetine faizle borç vermiş ve karşılığında altın ve elmas almıştır. Bu şekilde bir yılda 12,000 ton altın kar ettiği ekonomi tarihçileri tarafından bilinir. Bu aile İngiltere ile Amerika’daki kolonilerin Savaşı sırasında sinsi bir biçimde Amerikan kolonilerini desteklemiştir. ABD derin yapılanmasında Yahudilerin çok güçlü bağları vardır. İsrail bağımsızlığını ilan ettikten 11 dakika sonra ABD tarafından tanınmıştır.

Kennedy neden öldürüldü? ABD Başkanlık seçimden önce Sigmund Rotschild ”seçildiğinde Ortadoğu’da İsrail’i tutan bir politika izlemesi karşılığı milyonlarca dolarlık seçim kampanyası masraflarını ödeyeceklerini belirtmiştir” Kenedy bunu kabul etmemişti. İsrail kurulduğu günden beri bölgede süper güç olmak için hızlı bir ”nükleer silahlanma programı” izliyordu. Dimona çölünde kurduğu nükleer tesiste atom bombası ve nükleer başlıklı füzeler üretmesi başkan Kennedy’i çok rahatsız eder. İsrail’in bu füzelerinin Ankara, İstanbul, Şam, Tahran, Bağdat ve Riyad gibi şehirleri vuracak kapasitede ve menzilde olması Kennedy yönetimini önlem almaya mecbur bırakmıştır. Kennedy, Ben Gurıon’a sert bir uyarı mektubu yazmış ”İsrail nükleer programı durdurmazsa; ABD’nin yaptırım uygulayacağını belirtmiştir” Gurıon’da  cevaben Kennedy’e ”genç adam” diye hitap etmiş ve ağır ithamlarda bulunmuştur. Bu zıtlaşma sonucu Ben Gurıon istifa etmiş, devreye ünlü Yahudi politikacı Kissinger girmiş ”İsrail’in nükleer programına son vermesi İsrail’e büyük zarar verir” diyerek Kennedy’i ikna etmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır. Kenedy ABD dolarını basma yetkisini Rotshild ailesine ait Federal Reserve Bank’ın elinden alarak ABD Merkez Bankası’na vermiş ve ”bir ülkenin parasının denetiminin şahısların elinde olması büyük bir sorundur” demiştir. Federal Reserve Bank ve dolar İsrail’in en büyük gelir kaynağı, tabiri caizse şah damarıdır. Kennedy doları basma yetkisini ellerinden alarak adeta İsrail’in şah damarını kesmiştir. Neticede İsrail Kennedy yok etmek için suikast kararı alır ve kararı ABD’de derin bağlantılarını kullanarak çok gizli bir biçimde uygular. Bundan sonrası tamamen cinayetin örtülmesiyle ilgili teferruattır. Katil diye yakalananlar, mahkeme safhaları, delil karartmadır. Bir işin sonunda kim ne kazanmış, neler değişmiş ona bakılırsa doğru sonuca ulaşılır.

ABD’li eski yargıç A. Napolitano, Trump ile arasında geçen bir konuşmayı nakletmiş.  Napolitano, Trump'a: "Halka ve bana söz vermiştiniz. Kennedy suikastı dosyalarını açıklayacaktınız” Trump'ın cevabı: "Eğer bana gösterdiklerini sana gösterselerdi, sen de açıklamazdın" Napolitano "Onlar kim? Size ne gösterildi?" Trump: "bir gün telefon görüşmesini 15 kişi dinliyor olmadığında  sana söyleyeceğim"  ABD Başkanı'nın korkusuna bakın! Dinleyenin CIA olduğu kesin. Yalnızca CIA’ mı? İsrail lobisi, ABD’de güçlü bir paralel bir yapı kurmuş. ABD hariciyesini, bölge stratejilerini bu yapı belirliyor. Bu bir sır ve komplo teorisi değildir. John Mearsheimer (Chicago Üniversitesi Siyaset Bilimi profesörü) "İsrail Lobisi" adlı kitabında Irak'ın işgali dâhil bölgedeki birçok çatışmanın fitilini bu lobinin ateşlediğini belgeleriyle ortaya koyar.

Kenedy suikastı kime yaradıysa fail odur. Kennedy’nin kapattığı İsrail’in Dimona çölündeki nükleer santrali tekrar açılmış ve İsrail nükleer silah üretimine eskisi gibi iyice hız vermiştir. Federal Reserve Bank’ın elinden Amerikan dolarını basma yetkisini alan başkan Kennedy’nin çıkarttığı kanun iptal edilmiş ve Amerikan dolarını basma yetkisi tekrar Rotschıld ailesine ait olan Federal Reserve Bank’a verilmiştir. 

Amerika İsrail devletinin yaptığı katliamlara sesini çıkaramaz hale gelmiş ve İsrail ile suç ortaklığı yapmaya başlamıştır.

 İsrail ve Türkiye: Netenyahu gider, daha ılımlı birileri gelebilir. Bu hiçbir şeyi değiştirmez. Siyonist Yahudilerle eninde sonunda bir kapışma ihtimaline hazırlıklı olmalıyız. Suriye’de üç harekât yapıp askerimizi orada tutmamız bir sınır nöbetidir, Irak’a yapılan CB Erdoğan ziyareti sadece ekonomik değil güvenlik amacına yöneliktir. PKK gibi örgütler ABD ‘nin büyük İsrail projesinde taşerondur. Altan Tan (24,25 ve 26. Dönem Milletvekili) “Batı; PKK ve Kürtlere Türkiye ile savaştığı müddetçe destek oluyor, anlaştığında onlardan desteğini çekiyor. Biz Kürtler olarak bu oyunun bir aktörü olamayız, olmamalıyız” derken batının niyetini amacını fotoğraflamıştır.

Türkiye; kur operasyonları, pandemi, deprem, güneyde yangınlar, kuzeyde seller sonucu oluşan ekonomik yaralarını hızla sarıp güçlenmek zorundadır. Bu sebeple

31 Mart seçiminde ekonomi seçime feda edilmemiştir. Emekliye al sana seyyanen 10 bin TL dense seçim sonucu böyle mi olurdu? Bütün seçimleri kazanan Erdoğan bunu bilmez mi? Ama bu karşılıksız para basmak olurdu, dengeler alt üst olurdu.

İsrail, Yahudi lobisi sayesinde batı ülkelerini kendisine kuyruk yapmış bölgede harita değiştirme peşindedir. Bizim daha güçlü olmaktan başka seçeneğimiz yoktur.

İsrail’in 80 sene ömrü var. 4 sene sonra yıkılacak deyip tembellik felaket getirir.

ABD adım adım plan uyguluyor. Suriye’de petrol ABD’nin elindedir. ABD ile Rusya perde önünde kavga eder ama perde arkasında çok rahat anlaşırlar. Suriye bir silkelenirse oralar İsrail’in etki alanına girer ki; sınır komşumuz olurlar. 

Müslim’de geçen bir hadis var: "Sizler Yahûdîlerle muhakkak savaşacaksınız! Harp o kadar şiddetli olacaktır ki, hatta taş: Ey Müslüman! Şu arkamdaki Yahudi’dir! Gel de onu öldür!’ diyecektir.” Şimon Perez bu konuda “o Müslümanlar gelsin o zaman düşünürüz” demiş ve Müslüman dünyanın sefilliğini resmetmişti.

Biz taşların Ey Müslüman diye hitap edeceği kıvamda mıyız, imanda mıyız?

Müslümanlar tükürse; İsrail’i tükürükle boğar diyenimiz çoktur. Sınır komşularından başlayalım Suriye, Lübnan, Ürdün, Suudi Arabistan ve Mısır. Hangisi tükürebilir. İsrail’in atam bombası ve nükleer başlıklı füzeleri var, F-35 savaş uçakları var. Hepsinden önemlisi ABD gibi bir gorilin korumasındadır. BM’de bütün dünya evet dese ABD veto edebiliyor.

Kimse kızmasın ve kimsede umutsuzluğa kapılıp enseyi karartmasın. Amacımız Siyonistleri şişirmek değil, Don Kişot pozisyonuna düşmeyelim ikazıdır.

Bütün bu olumsuz şartlar aşılamaz mı? Tabi ki aşılır. Bunun için Hamas mücahidleri gibi şehadeti göze almak gerek. Bedir’deki iman gerek. O zaman Allahın yardımı mutlaktır. İnanın bir kıvılcım tutuşturmaya yeter. Mesela; ABD üniversitelerinde başlayan Filistin eylemleri, yoğunlaşsa, Avrupa’ya diğer kıtalara yayılsa; kitlesel bir hal alsa; Netenyahu’da Biden’da koltuklarından olurlar teslim bayrağını da çekerler.