Çin’de baş göstererek Avrupa ile birlikte tüm dünyayı etkisi altına alan ve maalesef ülkemizde de binler hanesine geçerek ilerleyişini sürdüren Koronavirüs, hayatımızı ciddi manada etkilemeye devam ediyor.

Devletimiz daha Wuhan’da bu olay patlak verdiği esnada Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere tüm birimleri ile teyakkuza geçti. Virüsün ülke sınırlarından girişini olabildiğince engellemeye azami gayret gösterdi. Ancak Cumhurbaşkanı’mızın da dediği gibi bundan kaçma ihtimalimiz yoktu ve sonuçta Türkiye de bu ürkütücü manzarayla karşı karşıya kaldı. 

Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’nın sürecin başından beri göstermiş olduğu gayret, devletin konuya ‘bilimsel pencereden’ bakışı, tüm dünya devletleri tarafından parmakla gösterilirken, ülkemizdeki bazı çevreler nedense buradaki titiz çalışma biçiminden rahatsızlık duydu. Öyle ya! Türkiye bu kadar hazırlıklı olamazdı! Mutlaka bir ‘Ali-Cengiz oyunu’ vardı bu işin içinde...

Hangi birini anlatalım ki!
Siz zaten olan biteni yakından takip ediyorsunuz. Ben asıl Milli Eğitim Bakanlığı’nın uzaktan eğitim programı kapsamında bugün başlayan EBA-TV konusunda bir iki kelam etmek istiyorum. 

Bugün bir dostumun Almanya’da öğretmenlik yapan bir yakını Almanya’da henüz uzaktan eğitime dair somut bir adım atılmadığını ve velilerle whatsapp üzerinden ders konularını tartıştıklarını anlattı. Vay be dedim. Koca Almanya... Hani 60’lı yıllarda işçi olarak ülkemizden seç beğen al mantığıyla insan toplayan, bizim de can atarak gitmeye çalıştığımız Almanya... 

Oradaki öğretmenlerin kendi aralarında “Türkiye bu işi nasıl başardı?” konuşmalarını duyunca gurur duymuş bizim kızımız...

Sonra bir de baktım ki sosyal medya üzerinden EBA konusunda bir gündem oluşturulmuş ve başta Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk olmak üzere hükümete veryansınlar başlamış. Neymiş efendim? İlköğretim ders anlatımlarının arasında şu malum “Adnan Menderes idam görüntüleri nasıl konurmuş!” Bakan Selçuk da sosyal medya hesaplarından konuyla ilgili ne kadar üzüntülü olduğunu beyan etmiş ve şunları yazmış: ''Bu yoğun süreçte üzülerek ifade ediyorum ki, görev dağılımında kendilerine güvenerek denetleme ihtiyacı duymadığım ekibin hazırladığı etkinlik saati görüntülerini ben de onaylamıyorum ve çocuklara uygun olmadığını düşünüyorum. Gözden kaçırdığım bir kaç dakikalık bir görüntünün üzerine titrediğim sisteme verdiği zararı konuşuyor olmanın ne kadar rahatsız edici olduğunu anlatamam''

Öncelikle bu animasyonun çocuklar tarafından izlenilmesinin pediatrik açıdan sakıncalı olduğunu kabul ettiğimi önden belirteyim. Lakin! Bu kadar kısa sürede bu hummalı çalışmayı yürüten ve çocukların eğitimleri ile ilgili Almanya’nın! dahi oturtamadığı sistemi oturtan Bakan ve ekibinin de hakkını teslim edelim. 

Ben bu konunun kriminal olarak incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani bu işte hala devletin kılcal damarlarında sinmiş, uyuyan hücreler halinde bir gün uyanmayı bekleyen FETÖ parmağının olduğunu düşünüyorum. Bugün birkaç bürokrat arkadaşımla yaptığım görüşmeler de bu tezimi doğruluyor aslında... Yani ortada büyük bir başarı hikayesi varken, bunu gölgelemek hatta sabote etmek adına birileri düğmeye basmış belli ki... Hükümetin konuyu takip edeceğine ve fail ya da faillerinin bunu masum bir hatayla mı, yoksa başka niyetlerle mi yaptığını elbet ortaya çıkaracağına inanıyorum. 

Ha bu arada eğitim programında niye başörtülü öğretmen var diye soranları, buralardan farklı siyasi malzeme çıkarmaya çalışanları saymıyorum bile... Onlar her zamanki gibi havlıyorlar çünkü...