Konu ile ilgili yapılan yazılı açıklamada, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) desteği ile hayata geçirilen dünyaya örnek, kapsamlı ve uzun soluklu "Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık" projesinin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından gıda kayıp ve israfı ile mücadelede toplumsal bilinci artırmak amacıyla yürütüldüğü ifade edildi. Pandemi sürecinde dünya çapında gıda arz zincirinin ve gıda arz güvenliğinin öneminin çok daha iyi anlaşıldığı bu süreçte projenin önemi daha da arttığı belirtildi.

“Türkiye’de günlük olarak 4,9 milyon ekmek israf ediliyor”

2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyara, Türkiye nüfusunun ise 100 milyona ulaşacağı ve dünya gıda talebinde de yüzde 60’lık bir artış beklendiğinin aktarıldığı açıklamada, “Dünyada her 9 insandan 1’i açlık sorunu yaşarken, 670 milyondan fazla yetişkin ve 140 milyon genç ise obezite sorunu yaşıyor. Üretilen gıdanın, her yıl üçte biri yani 1,3 milyar ton ise kaybediliyor ya da israf ediliyor.

Türkiye’de günlük olarak 4,9 milyon ekmek israf ediliyor, üretilen sebze ve meyvelerin % 50’sinde kayıp yaşanıyor. Hizmet sektöründe işletme başına yılda 4,2 ton gıda, 2 bin litre içecek israfı gerçekleşiyor. Yani ülkemizde, her yıl 18,8 milyon ton gıda çöpe gidiyor. Bu da yaklaşık 625 bin çöp kamyonunun taşıdığı çöp miktarına denk geliyor. Toplumun yüzde 65’i gıdaların son tüketim tarihi ve tavsiye edilen tüketim tarihi arasındaki farkı bilmediğini göz önüne alırsak, bilinçli bireyler, bilinçli toplum prensibiyle öncelikle evlerimizde, bireysel alışkanlıklarımızı değiştirerek gıda israfına son vermek ve iyi birer gıda okur yazarı olmak çok önem arz ediyor” denildi.

“Bu kaybın ekonomik boyutu da oldukça yüksek”

Türkiye’de ilk defa gıda kayıpları ve israfının önlenmesi, azaltılması ve yönetimine ilişkin bir Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nın da hazırlandığının kaydedildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“İlk hedef gıdada kayıp ve israfı önlemek. 2’nci hedef mümkünse gıdayı kurtarmak ve yeniden dağıtmak. 3’üncü hedef, insani tüketimi mümkün değilse, hayvan yemi olarak kullanmak. Son olarak da atık gıdanın geri dönüşümünü sağlamak.

Kampanyanın gerçek sahibinin toplumun her kesimi ve bireyidir çünkü ülkemizde gıda kayıp ve israfını yüzde 2 civarında gıdayı çöpe göndermekten vazgeçersek, bunun anlamı 10 milyar lira demek, yani 360 bin ailenin 1 yıllık asgari geçim rakamı demek. Bu oranı yüzde 5 yapmayı başarırsak 25 milyar lira demek. Bu da yine 900 bin ailenin 1 yıllık asgari geçim rakamına karşılık gelmektedir. Kısacası bu kaybın ekonomik boyutu da oldukça yüksek. Bu nedenle tüm paydaşlardan kampanya süresince farkındalık oluşturma çalışmalarına destek vermeleri çok önemlidir.”