Bursa’nın siyasetteki ağabeyi kimdir diye Bursa sokaklarında nabız tutulsa, abartmadan söylemek gerekirse her 3 kişiden 2’si Faruk Çelik ismini verir. Sayın Bakan gerçekten sadece Bursa’da değil, görev yaptığı Şanlıurfa’da hatta, doğup büyüdüğü Artvin’de iz bırakmıştır.

Son birkaç yıldır aktif olarak siyasette yer almasa da yine de büyük saygı ve ilgi görüyor. Sadece AK Partililer değil, diğer partililere gönül vermiş Bursalılar tarafından da sayılır ve sevilir. Ben buna yakinen şahidim.

Bugün size Faruk Çelik ile ilgili şahit olduğum bir olayı anlatmak isterim. Çünkü çok etkilendim. Bu durum aslında hali hazırdaki siyasetçiler için ders niteliği taşıyor.

Ben sayın Bakan ile bir mekanda geçen gün bir süre oturup kahve içip sohbet ettik. Bu arada bizim masamıza 30-35 yaşlarında bir genç yanaştı. Bakan beye, ‘Sizi çok seviyorum. Tanıdığım birçok insana çok iyilikleriniz var. Bir fotoğraf çekinebilir miyiz?” gibi ifadeler kullandı. Bakan bey de hiç ikiletmedi ve fotoğraf çekindi.

Büyükşehir Belediyesi bünyesinde temizlik işçisi olduğunu söyledi ve Yıldırım bölgesinde görevlendirildiği filan anlattı bu genç ve daha sonra oradan ayrıldı.

Yaklaşık 10 dakika sonra elinde bir paketle geri geldi ve Bakan beye “Size hediye aldım. Bunu alırsanız çok mutlu olurum” gibi sözler söyledi.

Tabi ben de çok şaşırdım Bakan Faruk Çelik de hem çok şaşırdı tabi ki de mutlu da oldu. Aslında Faruk Çelik, o genç işçinin düşük geliri olduğunu net olarak biliyor. Şimdi hediyeyi kabul etse bir türlü, kabul etmese bir türlü şeklinde durum çıktı ortaya.

Bakan Çelik de o anda en azından yaptığı harcamaya karşılık bir jest yapmaya niyetlense de, o genç arkadaş oradan ayrıldı.

Hediye paketini de genç işçi yanımızdan ayrıldıktan sonra açtı sayın Bakan. Bir adet gömlek vardı. Hiç de sıradan bir gömlek değildi. Bayağı kaliteli ve pahalı bir gömlekti.

Tabi kim olduğunu bilmediğimiz bu arkadaş, öylesine bir sevgi biriktirmiş ki, hiçbir beklenti içinde olmadan ve adını bile söylemeden Bakan beyle önce fotoğraf çekindi, sonra hediyesini alıp takdim etti ve sonra gitti.

İşte menfaatsiz gerçek sevginin tarifi denebilecek bir olay. Faruk Çelik ağabeyi, ben 20 yıldan fazla bir süredir tanırım. Saygı duyarım ve çok da severim. Ancak o gün sevgi ve saygım daha da arttı. Çünkü insanlara, insan olduğu için yardım eden bir siyasetçi olmanın karşılığını, yıllardır resmen siyasi arenada olmamasına rağmen görüyor. Aslında bu durum çok büyük anlam içeriyor.

Kalın sağlıcakla...