Koronavirüs salgını nedeniyle zor bir dönem yaşıyoruz. Bu süreci atlatmak adına bence hükümet elinden geleni yapıyor. Ancak bırakın elinden geleni yapmayı, salgının artışını körüklemek adına da vatandaşlarımız her şeyi yapıyor. Niye böyle diyorum onu hemen açıklayayım. Dün hepiniz izlemişsinizdir.

17 günlük kapanmayı tatil gibi algılayan milyonlarca insan, tatil bölgelerine akın etti. Muğla’nın Bodrum ilçesi ise başı çeken yerlerden biri diyebiliriz. Nasıl bir fotoğraf bu anlamak imkansız. Bana lütfen biri izah etsin bu rezilliği.

Kardeşim hükümet salgın kontrol altına alınabilsin diye tam kapanma kararı alıyor, siz koşarak tatil beldesine gidiyorsunuz.

Nasıl bir sorumsuzluktur bu ya. Resmen isyan ettim görüntüleri izlerken. Eve kapanmak yerine tatile gitmek ve yoğun kalabalık oluşturmak, kimse kusura bakmasın da kul hakkına girmektir. Ben salak mıyım? Ben de tatile gitmeyi bilmiyor muyum? Gerçekten yazıklar olsun.

Cumhurbaşkanı Erdoğan tam kapanma açıklaması yaptığı andan itibaren, marketlere hücum ediliyor. Ya niye hücum ediliyor Allah aşkına. Marketler tam kapanmıyor ki. Nedir bu panik. Bunun yanında terminaller full dolu. Havaalanları aynı şekilde. Yollarda kilometrelerce kuyruk var. Gerçekten bunun şakası bile olmamalıyken, gerçeğine şahit oluyoruz.

Sonra hükümete “Tam kapanma kararı alıyorsan, destek paketi de açıklayacaksın” diye tepki gösteriliyor. Yok kardeşim, millet de para var. Ne desteği. Para olmasa akın akın tatile gitmezler. Evet hükümet destek paketi açıklamalıdır. Kesinlikle katılıyorum. Ancak bu desteği sağlarken, tatile gidenlere ceza yazılsın, onlardan yapılan tahsilatlar da evinde kalıp salgın tedbirlerine uyanlara verilsin.

Eğer ki tam kapanmaya rağmen, vaka sayılarında ve ölümler de düşme olmazsa, sorumsuzluk örneği sergileyenlere yazıklar olsun.