Kâinat, içinde barındırdıkları ile bize model olmaya devam ediyor. İnsan yaşam alanının ögelerinden esinlenerek yaşam konforunu artıracak birçok ürün ortaya koyuyor.

Peki çok iyi bir taklitçi olan insan, taklit ettiği Dünya’nın neden böylesine cömert olduğunu hiç düşünmüyor mu? Düşünüyorum. Düşündükçe düşünme yetimi var eden kudretin bana yüklediği o özel anlamın farkına varıyorum. Aslında insanın taklit yeteneğinin onun nefsini okşadığını ve ona bir üretici yalanını dayattığını görüyorum.

Üretmek var olanı taklit ederek yeni ürünler ortaya koymak çizgisini asla aşamayacak. Yani taklitçi insan asla yoktan var edemeyecek. Nefsi onun gururunu okşayıp taklitsel çalışmalarında vizyoner olduğunu dayatsa dahi. Çünkü Dünya’nın kabuğunda saklı oksijene, içinde gezinen suya, sağa sola serpiştirilmiş topraktan çıkacak mahsule muhtaç. Kısacası ihtiyaç sahibi.

İhtiyaç sahibi nasıl olur da kendi nefsini ilahlaştırabilir. Muhtaç oluşu ona en büyük had bildirici özelliği değil mi zaten.

Bir daha düşünüyorum. İnsan beyninin sınırları belli. Bu sınırların bazı teknik özellikleri mevcut. İnsanı, yaşadığı gezegende mevcut tüm canlılardan özel kılan özelliği ise “İrade, muhakeme edebilme” yetisine sahip oluşu. Peki sınırlı kapasiteye sahip biz insanların irade gücü, hayal etme özelliği ile buluşunca ne oluyor?

Tabi ki biz kapasite üstü düşünmeye ve kapasitenin tanımlayamayacağı türden verileri aramaya koyuluyoruz. Bu duruma günümüz teknolojisi ile örnek verecek olursak, 128 GB’lık bir telefonun 1 KB daha fazla fazla veri alamamasına rağmen o veriyi kendi hafızasına almak için çabalaması gibi diyebiliriz :)

Nihayetinde “mevcut durumu kabullenmek” mottosu bu tarz durumların insanlarda oluşturduğu nefis kahramanlığını azaltmaktadır. Had bilmek, hudud bilmek kıymetli. Yeri gelir kendini gezegende bir nokta kadar yer kaplayan Dünya’ya hükmettiğini düşünen insanı alır 2 m2 içerisine güzelce uzatır.

Yeri gelir ölmeden öldürür. Yaşamın da ölümün de var oluş sebebini iliklerine kadar hissettirir. Gezegen taklitçisi biz insanoğlunun gelişim sürecinde eşyanın arkasında yatan müthiş sırrı unutmaması gerekiyor.

Sırların sırrına ermeniz temennisi ile.

Esen kalın..