Türkiye’de siyaset ve gündemi, iyice ısınıyor. Böyle gidişatta, hakikaten çok ilginç gelişmeler de dikkati çekiyor. Ve, ülkeyi sandığa götürmek isteyen hava estirildiği de görülüyor.

Cumhur İttifakı’nı oluşturan;

Hükümetteki AK Parti, her fırsatta sandığın zamanında halkın önüne geleceğini söylüyor.

Millet İttifakı’nı oluşturan;

Ana muhalefetteki CHP ve İYİ Parti, sadece siyaseten değil, İstanbul ve Ankara’yı da, koz olarak kullanan belediyecilik refleksi gösteriyor.
MHP’nin dışındaki…
CHP ve İYİ Parti’nin yanı sıra, HDP de, bilinen siyasi kimliğinin karşılığını verebilen koridor açmak istiyor.

Tuhaf olan;
Yakında…
‘Sandığa gidiliyor’ gibi;

Bilinen ve ayrıca farlı kuruluşlarca, üstelik farklı konu başlıkları altında, anketler açıklıyorlar.
Daha da tuhaf olan;

Sadece hükümet ve siyasi partisine yer verdikleri gerekçesiyle eleştirilen ulusal TV’lerin haber bültenleri ve tartışma programları oluyor.

Hem CHP ve İYİ Parti’nin hem de HDP’nin gün içerisinde dile gelen nokta atışlı açıkmaları ve adımları, ekranlarda izleniyor.

CHP ve İYİ Parti’ye baktığımızda;
Sanki…

Siyaseten;

‘Psikolojik Harp’ yürütülüyor.

CHP ve İYİ Parti’nin, olası yeni sandık sınavının sonucu için olağanüstü özgüven mesajları, sürekli tekrar ediliyor.

İstanbul ve Ankara’nın CHP’nin yönetiminde olması ve büyükşehir belediyeleri tarafından öne çıkarılan toplumsal uygulamalarda, ‘siyasete tahvil edilme’ ve ‘referans’ görüntüsü bulunuyor.

Hükümette olarak;

AK Parti’ye bakarsak…
İcraatın farklı başlıklarıyla yapılan hizmetlerle beraber, yatırımların, çalışmaların parasal değerleri de, öne çıkarılıyor.

Her zamanki gibi…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kurumsal siyasete ve kamusal iradeye lokomotif olma özelliği, yeniden sahalara taşındı.

…Ve!
Siyasetin artık ısınmaya başladığı süreçte, döviz kurlarındaki anormal dalgalanma, piyasalarla beraber, gündemi de ısıttı.

Üstelik…
‘Haddi aşan’;
Eylemi anımsatan…
Başlıca ülkelerin büyükelçiler aracılığıyla Osman Kavala’nın serbest bırakılmasının istenmesi, yabancı kaynaklı argüman görüntüsü taşıyordu.

Tüm bunları anlatırken…

AK Parti’de;
Teşkilat içerisinde…

Kırgınlıkları, küskünlükleri ortadan kaldırmak, eski emekçileriyle beraber, bir ‘güç kenetlenmesi ve hazır kıta’ politikası işletilmeye çalışılıyor.

Yerel açıdan…
AK Parti’nin;

‘Genel merkez’ politikasıyla…

Bursa’nın, bir direnç ve referans merkezi olma özelliğini unutmaması ve çok iyi değerlendirmesi gerektiğini de ifade edelim.

Zira…

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın, İstanbul’a açıkça ‘pozitif ayrımcılık politikası yürütüldüğü’ düşüncesini doğrularcasına tutumu terk etmelidir.
Bursa’da;
‘Şehir Hastanesi’ metrosunu 2.5 yılda bitirmeliler, mevcut DOSAB ve yeni nesil TEKNOSAB’ın otoyola bağlantılarına başlamalılar.
‘Hızlı tren’ projesi 5 yıl önce bitmeliydi, ama inşaatın tamamlanabilmesi için dış kredi arayışları yürütülüyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın memleketi Yozgat’ı da içerisine alan ve Ankara’dan Sivas’a uzanan hızlı tren, dış krediyle mi yapıldı?
Böyle söylerken…

Ankara’nın sağlıktan tarıma icraatı var, Bursa Büyükşehir Belediyesi de, merkezi yönetimlerle işbirliği projeleri yürütüyor.
Mesele…
Merkezi yönetimce;
İstanbul’a yapıldığı gibi…
Özellikle;

Toplu ulaşım ve trafiğin çözümlerinde, Bursa’nın kentinin içerisi ve yakın çevresi için de hizmet üretebilmesi; icraat gerektiğidir.