Biliyorsunuz Türkiye’nin ve doğal olarak da Bursa’nın son bir aydır gündemindeki ilk konu koronavirüs salgını.

Hem genelde hem de yerelde inanılmaz süreç yaşanıyor. İlgililer ve yetkililer koronavirüs sürecini en az zararla geçirmek adına mücadele ederken, bizler de gazeteciler olarak en hızlı şekilde doğru haberi sizlere ulaştırmak adına çaba gösteriyoruz.

Bu süreçte gazetecilerin yaptığı haberler çok önemli. Çünkü insanlar, dünyada neler olup bittiğini basın kuruluşları vasıtasıyla öğreniyor.

Bizler hızlı ve doğru habercilik yapmaya çalışıyoruz. Yaklaşık 5 ay önce yayın hayatına başlayan sosyaltv.com.tr olarak, asla emin olmadığımız haberi yayınlamıyoruz. Şimdilik 1 milyona yaklaşan bir takipçi kitlemiz var ve bu büyük bir sorumluluk gerektiriyor.

Konu hassas. Ve biz de hassas davranmaya çalışıyoruz. Birkaç ay önce Bursa’ya atanan İl Sağlık Müdürü Halim Ömer Kaşıkçı’dan Sosyal TV olarak randevu talep ettik. Dönüş olmadı. Birkaç aramadan sonra telefonla dönüş yapıldı. Müdür Bey telefon görüşmemizde, sürecin çok hassas olduğunu koronavirüs salgınına ilişkin herhangi bir açıklama yapma yetkisinin olmadığını söyledi.

Konuyla ilgili olarak bakanlık düzeyinde açıklama yapıldığını hatırlattı. Neyse konuşmanın sonunda Sayın Müdür tanışmak için de olsa ertesi güne randevu vereceğini söyledi ve telefonu kapattık. Tabi yine dönüş olmadı. Bunu da anlayışla karşıladım. Çünkü süreç hassas. İnsanlar can derdinde.

Gelelim şu bir haftalık döneme. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, vaka sayılarını açıklarken, biliyorsunuz illerin ayrıntısına girmiyordu. Ancak birkaç gün önce, illerdeki vaka sayılarını ve ölümleri açıkladıktan sonra, bende haberci refleksiyle Bursa’nın ilçelerindeki durumu öğrenmek istedim. Ve bazı bilgilere de ulaştım. Hangi ilçede kaç vaka olduğunu öğrendim. Ancak süreç hassas ya, ben de sorumlu bir gazeteci gibi davrandım. Ne mi yaptım? İl Sağlık Müdürü Halim Ömer Kaşıkçı’ya ulaşmaya çalıştım. Öyle ya süreç hassas olduğu için yine ulaşamadım.

İki gün önce Bursa’daki bazı haber sitelerinde Bursa’daki vaka sayılarının ayrıntılarının yer aldığı bir haber gördüm. Şaşırdım tabi. Kimseye bilgi verilmezken, bu bilgiler nasıl oldu da bazı meslektaşlarım tarafından elde edildi diye.

Sonra bir baktım ki, aynı bilgiler tablo halinde sosyal medyada herkes tarafından paylaşılır oldu. Bu kez bu tablonun doğru olup olmadığını araştırdım. Doğru olduğunu teyit ettim. Bu tablo İl Pandemi Kurulu toplantısına katılan bir kişi tarafından dışarıya sızdırılmış. Biz de sitemize haberi koyduk. İnsanların çok ilgisini çekti. Kısa sürede yüzbinlerce insan tarafından okundu. Ne vardı o haberde? Koronavirüs hastalığına yakalanan kişi sayısı. Bir de ölümlerle ilgili bilgi vardı. Şimdi Türkiye’nin birçok şehrinde, koronavirüse ilişkin türlü türlü haberler yapılıyor. İçeriği üzücü haberler de yapılıyor, sevindirici haberler de yapılıyor. Ama anlamadığım konu ne biliyor musunuz? Bu haberler Bursa’da yapılmıyor. Yapılsa kime ne zararı olur. İnsanlar koronavirüsle ilgili güzel gelişmeleri de öğrenir. Belki bazı insanların önemsemeyip hastalığa yakalanmasına sebep olan küçük hataları haberleştirirsek, başka insanların önlem almasını sağlarız.

Neresinden bakarsanız bakın, koronavirüs sürecindeki hayat hikayelerinin haberleştirilmesinin hiçbir zararı olmayacağı gibi çok da faydası olacaktır. Bu noktada Sayın Bursa Valisi Yakup Canbolat’a ve İl Sağlık Müdürü Halim Ömer Kaşıkçı’ya seslenmek istiyorum. Koronavirüs dünyanın sonu değildir. Bırakın güzel gelişmeleri haber yapalım.

Sağlıcakla kalın…