Gülşen'in 10 ay hapis cezasına çarptırıldığı davanın gerekçeli kararı açıklandı. 

Gülşen Çolakoğlu, 30 Nisan 2022'de Ataşehir'de bir konser sırasında, "İmam Hatip'te okumuş daha önce kendisi, sapıklığı oradan geliyor" şeklindeki beyanda bulundu. Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 24 Ağustos 2022 gecesi şarkıcı Gülşen Çolakoğlu hakkında İmam Hatip Liselilere yönelik sarf ettiği sözlerinden dolayı "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan resen soruşturma başlattı. 25 Ağustos'ta polis tarafından gözaltına alınan şarkıcı, çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı.

İmam Hatip Liselilere yönelik sözleri nedeniyle yargılanarak 10 ay hapis cezasına çarptırılan ve hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan Gülşen Çolakoğlu ile ilgili mahkeme gerekçeli kararını tamamladı.

Mahkeme gerekçesinde, "Gülşen'in sözlerinin toplumu oluşturan insanlar arasındaki hoşgörü ortamını bozacak, insanlar arasındaki farklılığı reddederek ayrımcılığa yol açacak ve kamu barışını somut olarak tehlikeye sokacak nitelikte olduğunu" belirtti. 

Bursa’da eski sevgilisini öldüren katilden pişkin savunma! Bursa’da eski sevgilisini öldüren katilden pişkin savunma!

İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi 3 Mayıs 2022 tarihinde şarkıcı Gülşen Çolakoğlu hakkında "Halkın bir kesimini sosyal sınıf, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama" suçundan 10 ay hapis cezası vererek hakkındaki hükmün açıklanmasını geri bırakmıştı. Mahkeme, Çolakoğlu hakkında verdiği hükmün gerekçesini tamamladı. 

Gülşen'in sözlerinin, İmam Hatip okullarında öğrenim görmüş kişilere yönelik olduğunun açık olduğu vurgulandığı kararda, "Türkiye Cumhuriyeti Devletinde İmam Hatip okullarından mezun olanlar sayıları itibari ile TCK 216. Maddesinin 2. Fıkrasında belirtilen halkın bir kesimi kavramına dair insan topluluğudur. Daha önce belirtildiği gibi kanunun düzenlenme amacı, kamu barışı, kamu güvenliği, toplumun huzur ve refahı olup davaya konu İmam Hatip mezunlarından oluşan büyük bir topluluğun teknik anlamda sosyal sınıf kapsamında olup olmadığı hususu, kanunun düzenlenme amacı dikkate alındığında, 'böyle büyük bir kesimin kapsam dışı bırakılması" durumunda kanunun korumak istediği yukarıda belirtilen değerleri, dolayısı ile kanunun düzenlenme amacının bertaraf etme tehlikesi oluşturabilecektir. Aksi değerlendirme sanık tarafından sarf edilen sözlerin muhatabı olan bu büyük sayıdaki toplum kesiminde oluşan infialin karşılıksız kalmasına yol açarak maddenin düzenlenme amacında belirtilen barış ve hoşgörü ortamının somut bir şekilde tehlikeye atılmasına yol açacaktır" denildi.

Sanatçının savunmasında suçun aleni olmadığı iddiasını da değerlendiren mahkeme, "Yüzlerce kişinin katıldığı, katılanlar ve medya tarafından kayda alınan ve bu şekilde herkesin kolaylıkla ulaşabileceği bir konser ortamında aleniyet olmadığı iddiası, aleniyet kavramının tekrar tanımlanmasını gerektirebilecek bir savunmadır" ifadesini kullandı. Kararda, toplumda sayı olarak bir çoğunluk oluşturan herhangi bir halk kesimine "sapık" ifadesini kullanmanın insan hakları, evrensel hukuk, AİHM kriterlerine uymadığı da belirtildi. Mahkeme, TCK 216/2 maddesindeki "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçu kapsamındaki sanığın eylemi toplumu oluşturan insanlar arasındaki hoşgörü ortamını bozacak, insanlar arasındaki farklılığı reddederek ayrımcılığa yol açacak ve kamu barışını somut olarak tehlikeye sokacak nitelikte olduğunu gerekçesinde belirtti.