Kıymetli okurlarım. Konu başlığından anlaşıldığı üzere her kilo vermek sağlıklı bir şekilde zayıfladığınız anlamına gelmez. Açlık grevleri sırasında, savaş zamanlarındaki kıtlık durumlarında, bazı gelişmemiş ülkelerdeki kuraklık ve kıtlık sırasında ve kalori kısıtlayarak zayıflama sırasında verilen kilolar hem kaslardan hem de yağlardan yakar. Daha da anlaşılır olanını yazayım. Sizler ailenizi geçindirmek için belirli bir miktarda para kazanmalısınız diyelim. Bu para ile çocuğunuzu okutuyor, kira veriyorsunuz. Mutfak masrafı, rutin giderler, arabanızın yakıtı ve diğer masrafları derken bir bakıyorsunuz ki ancak geçinmişim ve elimde birikim yapacak bir para kalmamış. Oysa çalıştığınız yer diyor ki, bundan sonra size bu paranın yarısını vereceğim. Bir düşünün nelerden kısacağınızı ve nasıl eskisi gibi geçineceğinizi. Siz iyi bir aile tarafından büyütülmüşsünüz ve hırsızlık yapamazsınız. Ama beyniniz öyle değil, mutlaka kendine yeten besini almaz ise bir müddet fit görünme adına gayret eder ve beyninizle savaşırsınız ama sonunda beyniniz hırsızlık yapıp sizi patlayana kadar yedirmeye başlar. Çok ilginçtir ki bu hırsızlık esnasında beyin un, şeker ve trans yağları içeren gıdalardan çalmaya başlar.

O kadar kıymet verdiğiniz, basında, sosyal medyada, görsel medyada programları, yazıları binlerce kişi tarafından izlenen, okunan ve söyledikleri uygulanan sözde bilim insanları var ki (elbette çok kıymetli hocalarımız da var) sanırsınız bunların her dediği doğru, her söylediği kanun. Oysa ben sadece birkaç örnek ile sizlere bu sözünü ettiğim kişlerin aslında sadece görsellikten ibaret olduğunu, içlerinin boş olduğunu ve sadece ekranlara oynadıklarını ispatlayacağım.

1-Asla ara öğün almamalısınız. Bunun aksini söyleyen insanlar bilim ile ilgisi kıt insanlardır. Ara öğünlerin vücudun kirlenmesine, kontrollü hücre ölümüne engel olmasına dair bilgileri Prof Yoshunori Oshimi bularak Nobel Tıp Ödülü almıştır. Aralarda dinlenen hücreler baktılar ki iş yok, o zaman haydi içimizde temizlik hareketi başlatalım derler ve lizozom denilen adeta elektrik süpürgesi işlevi gören minik organcıklarını çalıştırmaya başlarlar. Bu da hücre içinde ne kadar pislik ve hücreyi yıpratacak madde varsa onların temizlenmesi, ortamdan atılması anlamına gelir. Tıbbi açıklaması ise şöyledir. İşe yaramayan pretein molekülleri, tehlikeli atık kimyasallar ve bunun gibi maddeler yok edilip yerlerine yepyeni proteinler yapılır. Yani ara öğün alımı dolaylı olarak kanserleşmeyi tetikler. Hatta günümüz koşullarına pek uyarlanamıyor ancak en sağlıklı beslenme tarzı günde 2 öğün olarak sürdürülebilen tarzdır.

Buraya kadar anlattıklarım her ne kadar hücrelerin kendini yenilemesi, temizlik hareketi olarak algılansa da siz bir bakmışsınız ki sağdan soldan sen ne yaptın, nasıl bu kadar sağlıklı ve genç görünmeye başladın şeklindeki sorular size sorulmaya başlamış. Kıymetli okurlarım bunu sayısız hastamdan işittiğimi sizlere gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.

2-Kalori sayarak zayıflamalı diyenler de sizleri yanıltıyor. İlkokul kitaplarında bile şunlar yazardı. Tamirata giden gıdalar da var, enerjiye giden gıdalar da var diye. Bugün 100 gram eti sindirirken bu etten gelen kalorilerin yaklaşık % 40 ını sindirim esnasında harcarsınız. Ancak bir poğaça veya makarna yerken bunlardan gelen enerjinin % 2 sini sindirim esnasında harcarsınız. Lifli gıdaları bol aldığınızda olay daha da farklı hale gelir. Bu nedenle kalori sayma yerine patlayana kadar değil ama doyana kadar sağlıklı gıdaları bilinçli olarak tüketmek en iyisidir. Bu yolla belirli bir müddet sonra optimum seviyeye çıkaracağınız metabolik yapınız emin olun doyana kadar yediğiniz halde size kilo aldırmayacaktır. Hiç şüpheniz olmasın.

Dünyanın en zeki insanlarından biri olarak kabul edilen A.Einstein der ki, delilik veya aptallık aynı şeyleri yaptığı halde farklı sonuçların olacağını sanmaktır. Bunu çok iyi düşünün lütfen…