Son yapılan araştırmalara göre Türkiye’de ortalama bir insan ömrü 78 yıl. Bu ortalama erkekler de 75, kadınlar da 88 olarak detaylanıyor.

Bana göre daha önemli olansa dede ve ninelerimizden bolca duyduğumuz o cümle ''Allah’ım elden ayaktan düşmeden al canımı.’’ Yani sağlıklıyken, kimseye muhtaç olmadan terk edeyim bu dünyayı. Onların da dediği gibi önemli olan sağlıklı olarak kaç yıl yaşadığımızdır. Özellikle son yıllarda hastalıkların da artmasıyla sağlıklı yaşanan ortalama bir ömrün, uzun bir ömürden daha kıymetli olduğunu düşünmekteyiz. Peki son yıllarda hatta son ‘’on yıllarda’’ herkesin, özellikle peşinde koştuğu bu sağlıklı yaşamı nasıl sağlayabiliriz? Sürekli bu konu hakkında yeni araştırmalar ve ilginç bilgilerle karşılaşmaktayız. Oysa ki cevap her zaman gözümüzün önünde ve basittir. Tabii ki görebildiğimizde…

Makalelerin, antioksidanlığı yüksek besinlerin, vitaminlerin arasında boğulurken ve organik olduğunu duyduğumuz her şeye sorgulamadan saldırırken yapacağımız en basit ve en etkili şeyleri göz ardı ediyoruz. Peki bunlar neler? Daha sağlıklı bir yaşama kavuşmak için ilk olarak ne yapmamız gerekiyor? İşte fırsat buldukça sizinle bunun cevabını paylaşacağım.

Öncelikle sağlıklı bir yaşam dediğimizde konu ikiye ayrılıyor.

Birincisi bedensel sağlık ikincisi ruhsal sağlık. Tabii ki bunların ikisi de birbirini destekleyen ya da köstekleyen nitelikte. Ruhsal sağlığımız yerindeyse bu pozitif yönde bedenimize yansıyor, bedensel sağlığımız yerindeyse bu yine pozitif olarak ruhumuza yansıyor. Ya da tam tersi… Önemli olan düzeltmeye bir şekilde birinden başlamak.

''Haydi hep beraber daha sağlıklı bir ömür için harekete başlayalım.’’ Cümlesinin ışığında ilk yapacağımız şey tabii ki hareket etmek! Bu aslında hepimizin bildiği ama bir türlü hayata geçiremediği bir durum biliyorum. Ama tekrar etmekten yorulmayacağım. Çünkü gerçekten sağlıklı bir yaşam için hareket şart! Günümüzde ki çalışma şartları sebebiyle birçok insanın bütün günü bilgisayar başında oturarak geçiyor. Ya da bulunmak zorunda olduğumuz alan, hareket etmemiz için yetersiz kalıyor. Eğer bunun bir çözümü olamıyorsa o zaman kalan zamanımızı iyi planlamalıyız.

Mesela işe giderken yürüyerek gidin ya da çıkınca eve yürüyerek gelin. Ya da markete giderken bari, araçla gitmeyin. Eminim sizlerde biliyorsunuz ki hareketli bir yaşamın her zaman bir yolu var. Tabii ki en doğrusu yürümek için ya da spor yapmak için mutlaka özel bir zaman ayırmanız. Ne kadar istemeseniz de eninde sonunda bunu gerçekleştirmek zorunda kalacaksınız.

O yüzden haydi harekete!

Peki hareket edelim, edelim de nasıl hareket edelim? İşte tam bu noktalarda size yardımcı olacağım.

-Ben hiç oturmuyorum ki… Diyorsunuz. Eğer düzenli olarak hareket halinde değilseniz ayakta durmanızın yararından çok zararı olduğunu biliyor muydunuz?

-Ben zaten yürüyorum. Diyorsunuz...

Sabah on beş dakika, öğlen on beş dakika, akşam yarım saat vs. hayır bu yeterli ve anlamlı değil. Bu şekilde vücudunuz farkı algılayana kadar siz hareketi durduruyorsunuz. Eğer metabolizmanızda, hücrelerinize ulaşan oksijende bir artış olsun istiyorsanız ara vermeden en az 45 dakika hızlı bir ritimde yürümelisiniz. Yoksa vücudunuz metabolizmal fark için gerekli reaksiyonları başlatamaz.

Fitness yaparsak harika olur tabii ki, bu kalp sağlığımızı da olumlu yönde etkiler. Hele jimnastik ya da plates yaparsanız sizin için hayat tadından yenmez. Yaşamınızda ki birçok şeyin pozitif yönde değiştiğini göreceksiniz.

Spor yapmak için kendinize illa ki arkadaş aramayın. Müzik, sesli kitaplar ne güne duruyor... Bu size daha kaliteli zaman sunacaktır. Alışınca bırakamayacaksınız. Yeter ki bir yerden başlayın.

Bedensel sağlığımız için işe hareketle başlayalım. Sonrasında kendimizi de çok üzmeden hangi besinleri ne miktarda yaşamımıza almalıyız? Hangi yiyecekleri tamamen hayatımızdan çıkarmalıyız? Sizinle bunları paylaşacağım. Vücudumuzun her şeye ihtiyacı var. Ama bu ihtiyaçları hangi besinlerden sağlamalıyız? Hangilerinden mutlak suretle uzak durmalıyız?

Bir diğer önemli husus ise kesinlikle ''miktar’’. Hangi miktarlarda hatta hangi aralıklarla yemeliyiz?

Bunlar kişiye göre değişen ama genel bir tanımı da olan hayat kalitenizi doğrudan etkileyecek bilgilerdir.

Bu konuyu detaylandırmaya devam edeceğiz. Siz şimdilik yürüyüşe başlayın…

Eğer bu konuştuklarımızdan birini ya da birden fazlasını yaparsak ruhsal sağlığımızdaki iyileşmeyi de hemen fark edeceğiz. Çünkü ruhumuz ve bedenimiz birbirinden etkilenen gizemli bir sistem.

Ruhsal sağlığımız içinse ilk akla gelen konu ''öfke kontrolü’’.

Birine ya da bir duruma sinirlenip öfkelendiğinizde en büyük zararı önce kendinize verdiğinizi bir an önce öğrenmek durumundasınız. Hücrelerinizi strese sokarak vücudunuzda ki olumlu reaksiyonları öylesine kötü etkiliyorsunuz ki tahmin bile edemezsiniz.

Mesela stresin bir hücrenin bozulma, kanserleşme sebeplerinden biri olduğunu biliyor muydunuz? Ve bu şekilde bozulan bir hücrenin vücuttaki diğer reaksiyonlar sayesinde yok edilememesi sonucunda çoğalarak kanserleşmeyi başlattığını… Süreç aynen böyle başlıyor. O yüzden ruhsal şifa sağlığımız içinde çok önemli.

Birbirini destekleyen bu iki sistem sağlıklı bir yaşam için gerekli. O zaman bu hafta şuradan başlayalım.

Haydi hemen şimdi! Karar verelim. Yürüyüş ya da bir spor alışkanlığı edinelim. Saatine gününe hemen şimdi karar verin! Bekliyorum ben acelemiz yok. Karar verin öyle devam edin okumaya... Ve öfkelenmemeye çalışalım. Ya da size harika bir önerim var. Her sinirlendiğinizde önceden kararlaştırmış olduğunuz bir sporu yapın. Harika hissedeceksiniz.

Sağlıkla kalın…