Kıymetli okurlarım. Sizlere asla abartmadan, olduğu gibi bazı gayretli hastalarımın öykülerini anlatacağım. Bu hastalarımın neleri ve ne kadar kolay bir yolla çözdüklerini okuduğunuzda sizin de bunları çok kolay bir şekilde çözebileceğinize inanıyorum. Burada temel nokta şu: İçinizdeki yaşam ışığı ve umutlarınız daima var olduğu sürece başarılı olacaksınız.

Hasta 1: 74 yaşında erkek hasta. Bir elinde baston diğer eli ise oğlunun omuzunda muayenehaneme geldi. Yürüme güçlüğüne bağlı olarak zamanla kilo almış. Bu durum kalça ve diz ağrılarını daha da arttırmış. Böylelikle hareket yeteneği giderek azalmış ve o oranda da kilo almış. Hasta dikkatli bir şeklde incelendiğinde genellikle yetiştiği kültürde karbonhidratlı gıdaların ana planda tüketildiği gözlendi ve gıdaları tamamen değiştirildi. B12, D vitamini ve yüksek doz omega-3 verildi. Evin bir odası ona ayrıldı ve odaya serpilen nohut ve fasulyeleri emekleyerek her gün 3-4 kez toplaması söylendi. 14 kilo kadar kayıptan sonra 3. Ayın sonunda hasta tek başına muayenehaneye gelip gitmeye başladı.

Hasta 2: Çanakkale’den gelen orta yaşlarda bir bayan hasta. Genellikle oturarak hayatını kazandığı bir mesleği var. İştah artışı, kilo alma, sık idrara çıkma yakınmaları ile ilgili gittiği hekimler şeker hastalığı tanısı koyup 2 farklı ilaç başlamışlar ve diyetisyen tarafından düşük kalorili bir diyet listesi verilerek buna göre yemeklerini yemesi önerilmiş. Hastaya zamanla gece tek doz insülin yapılması önerilmiş. 1 yıl boyunca 15 günlük aralıklar ile tedavisine başladığım hasta sağlıklı bir beslenme ve günün belli bir kısmında yaptığı egzersizler ile 30 kilo kaybetti. Tedavi bittiğinde şeker düzeyleri ve 3 aylık ortalama şeker belirteci normale geldi. Hiçbir ilaç kullanmadan hasta yaşamına devam etti.

Hasta 3: 45 yaşlarında erkek hasta. Bir özel kuruluşta yönetici pozisyonunda idi. Genellikle günün büyük bir kısmında oturarak işini yapıyor ve misafirlerini kabul ediyordu. Günde 20 den fazla çay (2 şekerli) ve bunlara ek olarak asit ve şeker içeren içeceklerden içtiğini belirtmişti. Arka cepheden baktığınızda son derece fit görünen hastada karın bölgesinde ileri derecede yağ birikimine bağlı büyük bir göbek vardı. Gittiği hekimler ancak 3 farklı tansiyon ilacı ile tansiyonunu kontrol altına alabilmişti. Kolesterol ve trigliserit düzeylerini düşürebilmek için de 2 farklı ilaç yanında kan sulandırıcı bir ilaç daha alıyordu. Beslenme şeklini ABD ve diğer gelişmiş ülkelerde kullanılan bir form ile ayrıntılı olarak öğrendikten sonra hastaya yeni düzenlemeler yapıldı. Organik kaynaklı olmayan tüm şekerler ve fast food tarzı beslenme şekli tamamen kestirildi. Eti seven hastada et ile birlikte unlu gıda alması kestirildi ve yerine özel bazı gıdalar eklendi. 5 kilo kadar karın bölgesinden kaybettikten sonra hastanın kullandığı 2 tane hipertansiyon ilacı ve trigliserit düşürücü ilacı kesildi. Baş dönmeleri ve halsizlik ortadan kalktı, uykuları düzeldi. İş performansı açısından çok iyi bir düzeye geldi.

Kıymetli okurlarım. Günümüzde bir çok hastalık beslenme bozukluğu ve hareketsiz yaşam tarzına bağlı olarak gelişmekte. Bu nedenle sebebi ortadan kaldırdığnızda mükemmel bir işletim sistemi olan vücudumuz da buna hemen cevap veriyor. Adı üstünde ilaç ilaçtır ancak her şeyi ilaçlar ile çözebileceğinize inanmayın. Akşamları baklavayı bol alarak insülinini de bol yapan hastalar gördüm. Hayatın tadından önce gıdaların tadı geliyorsa buna hiçbir doktorun ve ilacın yapacağı bir şey yok. Bu nedenle yazımın başında belirttiğim gibi bütün olay size şoförlüğü öğrettikten sonra sizde. Trafiğe çıktığınızda ister kurallara uyar arabanızı sağlıklı bir şekilde sürersiniz, isterseniz de kuralları bir yana bırakırsınız. Hayatta yasaklar can sıkıcıdır ancak kurallar her birimizin sağlıklı ve huzurlu yaşaması için oluşturulmuştur.

DİŞLERİNİZİ TAHRİP EDEN GIDALAR

20 Temmuz 2021 Tarihli bir makaleye göre beyaz un dişleri ciddi düzeyde tahrip ediyor. Beyaz un ve pirinçteki karbonhidratlardan ağız içinde bulunan bakteriler hemen fermantasyon yolu ile asit üretirler. Bu asit de diş minesini zamanla bozarak çürüklere neden olur. 2011 de 198 çocuk üzerinde yapılan bir çalışma patates cipslerinin de aynı mekanizma ile bu çocuklarda diş çürümelerine neden olduğunu göstermiştir. Özellikle öğün aralarında bu tip gıdaların alınması çürümeyi daha da hızlandırmaktadır. İşlenmemiş tam tahıllar ve lif içeriği yüksek olan gıdaları tercih etmek de olayı tersine çevirebilmektedir.

Bunların dışında gayet iyi bilindiği gibi asitli ve şekerli içecekler, alkollü içecekler, sert şekerlemeler, buz çiğneme alışkanlıkları, şekerli kahvaltılık gevrekler diş çürümelerine yol açarken doğal meyveler içindeki koruyucu maddeler ve lifler nedeni ile tükürük artışını arttırıp dişi korumaya yardımcı olurlar.