Korona virüsünden etkilenen ülke sayısı her geçen gün artıyor. İlk olarak 2019’da Çin’in Hubei eyaletinin Wuhan kentinde ortaya çıkan COVİD-19 adıyla bilinen korona virüsünden korunma yöntemlerini ve günlük hayatta atılması gereken adımları Türkiye Sağlık Federasyonu Başkanı Raşit Dinç açıkladı. Dinç yaptığı açıklamada; korona virüslerin, havyandan insana geçerek mutasyona uğrayan, insan dolaşımında bulunan farklı alt tipleri ile hafif düzeyli soğuk algınlığından, şiddetli solunum sıkıntısına kadar farklı hastalıklara neden olan virüs grubu olarak tanımladı.

Virüsün solunum problemlerine neden olması ile birlikte; yorgunluk, nefes darlığı ve böbrek yetmezliğini de neden olduğunu belirten Dinç; “COVİD-19 virüsünün insandan insana bulaşması, genellikle sağlıklı bir insanın hasta olmuş bir insanın vücut salgılarıyla temas etmesi sonucu mümkün olmaktadır. Virüs hastalıklı kişilerden öksürme, hapşırma yoluyla ortaya saçılan damlacıklarla ve hastaların temas ettiği yüzeylerden göz, ağız, burun mukozası ve el sıkışması ile bulaşabilmektedir. Yüksek risk grubu 60 yaş üzeri ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerdir” dedi.

Son rakamlara göre dünya genelinde yeni tip korona virüsü nedeniyle hasta olan kişi sayısının 98 bini geçtiğini ifade eden Dinç, bunlardan 3 bin 383’ünün hayatını kaybettiğini, COVİD-19 nedeniyle virüsün bulaştığı kişilerde görülen ölüm oranın ise yüzde 3,4 olduğunu dile getirdi. Çin’in ardından en fazla ölümün yaşandığı ülkeler İtalya, İran ve Asya ülkeleri olduğunu belirten Dinç, "İtalya’da 233 kişi, İran’da 145 kişi ve Güney Kore’de 50 kişi virüs nedeni ile yaşamını yitirmiştir. Virüsü önlemeye yönelik henüz bir ilaç tedavisi bulunmamakla birlikte, aşı geliştirme çalışmaları ABD Kara kuvvetleri Tıbbi AR-GE merkezinde, Rusya ve İsrail araştırma merkezi MIGAL’de devam etmektedir. Son açıklamalara göre İsrail araştırma merkezi MIGAL, daha önce tavuklardaki “infeksiyoz viral bronşite” karşı geliştirilen aşının, mevcut korona virüsüne karşı da kullanılabileceğini ve aşının birkaç haftaya hazır olabileceğini belirtmiştir” diye konuştu.

Virüs ile mücadelede vatandaşın neler yapması gerektiğine de değinen Dinç, "Küresel düzeyde hızla yayılım gösteren korona virüsü nedeniyle, kamu sağlığına yönelik, en önemli ve temel koruma yöntemi, bireylerin genel hijyen kurallarına azami özen göstermesidir. Bu nedenle gerek kamunun bireysel hijyen kurallarına özen göstermesi gerekse de Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca’nın ve Bilim Kurulunun aldığı yüksek önleyici ve koruyucu tedbirler sayesinde başarı sağlanarak, gelişmiş ülkelerin çoğunda korona virüsü vakası hızla artış gösterirken, ülkemizde henüz tanı konmuş bir COVİD-19 vakası bulunmamaktadır. Sağlık Bakanlığımız ve ilgili kurumlar tarafından alınan özellikle hava alanlarında ve sınır noktalarında önlemlerin en üst seviyeye çıkartılmış olması, yine alınan önlemler kapsamında İran, İtalya ve Çin’e uçuşların iptal edilmiş olması, virüsün Türkiye’ye ulaşıp ulaşmadığı konusunda düzenli olarak yapılan bilgilendirme tedbirleri ve alınan yüksek önlemler neticesinde Türkiye en korunaklı ülkelerden birisidir" şeklinde konuştu.

Dinç, alınacak basit önlemler ile virüse karşı konulabileceğini söyledi. Dinç, 10 basit önlemi şöyle sıraladı:

"El hijyenine azami dikkat edilmelidir. Eller sık aralıklarla en az 20 saniye boyunca su ve sabunla yıkanmalı, yıkamanın mümkün olmaması halinde alkol bazlı el antiseptiği veya alkol bazlı kolonya kullanılmalıdır. Özellikle hasta kişi ve çevresi ile temastan sonra eller mutlaka yıkanmalıdır. Eller yıkanmadan yüze dokunulmamalı özellikle kirli eller ile göz ve burun temas etmemelidir. Öksürürken ve hapşırırken tek kullanımlık mendiller tercih edilmeli, kâğıt mendil bulunamadığı durumlarda dirsek içi kullanılmalıdır. Hasta olmuş kişilerin dokunduğu yüzeyler dezenfekte edilmelidir. Uzun süre kapalı ortamlarda durulmamalı, oda sık sık havalandırılmalı ve doğrudan güneş ışığı alması sağlanmalıdır. Et ve yumurta gibi hayvansal gıdalar iyice pişirilmelidir. Hasta kişilerin mümkünse kalabalık yerlere gitmemesi, eğer gitmek zorunda kalınıyorsa ağız ve burnun kapatılması, mümkünse tıbbi maske kullanılmalıdır. Alışveriş merkezleri, toplu taşıma gibi kalabalık ortamlarda mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Sağlıklı beslenilmeli ve yeterince uyku uyumaya özen gösterilerek, bağışıklık sistemi güçlü tutulmalıdır. Hazır gıdalardan uzak durularak, doğal ve taze besin tüketimi ile yararlı bakteriler içeren ev yoğurdu gibi besinlerin tüketimi artırılmalıdır. Tuzlu ılık su ile boğaz gargarası yapılması ve bol ılık su tüketimi virüsün yerleşmesini engelleyebilir. Hastalık belirtileri olan yüksek ateş, kuru öksürük, kas ve eklem ağrıları, solunum zorluğu gibi belirtiler başladığı zaman vakit kaybetmeden ve maske takılarak en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır."

Her COVİD-19 vakasının ağır ve ölümcül yönde ilerleyeceği yönünde bir kanı olduğunu ve bunun yanlış olduğunu vurgulayan Dinç, "veriler doğrultusunda yüzde 10-15 oranında ağır solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği ve organ iflasları görülürken, ölüm oranı ise yüzde 3 civarındadır. Toplumlarda ki bir diğer yanlış kanı ise, virüs salgını geçene kadar herkesin maske takarak korunacağını düşünmesidir. Oysaki sadece virüs bulaşmış kişilerin virüsü etrafa yaymaması adına maske takması gerekmektedir. Ancak kapalı alanlarda çok sayıda kişi ile bir arada bulunacak kişilerin maske takmaları, olası hasta ile karşılaşma açısından anlamlı olabilir” yorumunda bulundu.