Kıymetli okurlarım. Uzun yaşamak denilince ömrünün bir kısmını kimseyi tanımadan, bezlenerek, altından idrar ve dışkısı alınarak geçiren ve uzun bir ömür süren kimseleri kastetmiyorum. Uzun bir ömrü son günlerine kadar rahat geçiren, birilerine muhtaç olmadan yaşayan kimselerden bahsediyorum. Eski büyüklerimiz genellikle böyle ömür sürer ve bu kişiler için 3 gün yatak son gün toprak benzetmesi yapılırdı. Şimdilerde öyle değil değilmi?

Yapılan tüm çalışmalar uzun ömürlü olmak ve sağlıklı yaşamak için kişide temelde 2 şeyin var olması gereğini gösteriyor. İlki yaşımıza göre kas gücümüzün yüksek olması, ikincisi ise insülin düzeylerimizin normal sınırlarda olması. Ardından da kişide merhamet ve şevkat duygusunun olması ve stres ile baş edebilme yeteneğini varlığı geliyor. Ama illa ki de ilk ikisi olmazsa olmazı uzun yaşamanın.

Görev yaptığım bir çok bölgede, özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’nde çevremde izleyebileceğim ve konuşabileceğim insanların bol olması bu gerçekleri bir kez daha teyit etmemi kolaylaştırdı. 95 yaşında ve halen çayır kesen insanlara şahit oldum. 80 yaşın üzerinde yaylada ineklerini otaran, sütlerini sağan, tereyağını, peynirini, yoğurdunu yapan insanları tanıdım. Odun kesen ve hatta kestiği odunları taşıyabileceği miktarlarda sırtına iple bağlayarak evlerine götüren yaşlılara şahit oldum. Soludukları havanın ve içtikleri suyun saflığı dışında gıdalarının temelini et, süt, tereyağı, yoğurt, bölgeye has lahana, fasülye tarzında karbonhidratlı gıdalar, saflaştırılmamış mısır unu ve kara buğday unu dedikleri undan yaptıkları ekmek oluşturuyordu. Meyveleri ise genellikle elma, armut, kurutulmuş erik ve karayemiş denilen o bölgelere özgü meyvelerden ibaretti. Aklıma İngiltere Kraliçesinin beslenme şekli ve kraliçenin kendisi geldi. Beslenme yapıları hemen hemen aynı idi. Birisi Buckingham sarayı’nda, diğerleri ise taş duvarlı evlerinde konaklıyorlardı o kadar.

Günümüzde uzun ve sağlıklı bir ömür sürdürmek istiyorsak en başta yapmamız gereken şey glisemik indeks değeri orta ve düşük gıdalar ile beslenmek, rafine, katkılı gıdalardan uzak durmak ve elden geldiğince fizik aktivite yapmaktır. Buna uygun yaşam süren insanlar genellikle stres altında olmadıkları için stresle baş etme gibi bir dertleri de yoktur (Ülkemizde bu konuda haber olmuş yerler boldur. Dünyada ise Okinawa Adası Halkı tipik bir örnektir) ve bu insanlar saygı, merhamet, şevkat gibi özellikleri barındırırlar.

OBEZİTE TEDAVİSİNDE DİKKATLİ OLUN

Günümüzde şu veya bu kişilerin önerisi ile, kulaktan dolma bilgilerle, internet ortamından veya yurt dışından ısmarlatarak zayıflatma adına satıldığı belirtilen ilaçlardan asla almamak gerekir. Ömrünün baharında karaciğerini kaybeden, kalp kapaklarını ve akciğerini bozarak ömrünü karartan, hem kendini hem çevresini üzen kişilerden olmayın. Obez kalın ama bu ilaç adı altında satılan ne olduğu belli olmayan bileşimleri kullanmayın.

Hem yerim, hem hareket etmem hem de bir küçücük hap ile zayıflarım ancak ve ancak tembel, kendine güveni olmayan insanların düşünce tarzına uygun bir arayıştır. Böyle bir kişi zaten hayatta hemen her konuda eğer ciddi destek almaz ise kaybetmeye mahkumdur. Kaybedenlerden olmayın.

ANTİENFLAMATUAR İÇECEKLER

Burada size yazacağım birkaç içecek bilimsel temele dayalıdır. Apple danışmanı ve Teksas’ın en ünlü beslenme ve egzersiz fizyolojisi uzmanı Natalie Olsen kaynaklı bilgilerdir. Bunları uygulamak hekiminizin önerdiği tedaviye yardımcı olacaktır. Asla tek başına adı geçen hastalıkları iyileştirecek anlamını taşımamaktadır.

1-Karbonatlı su: Bazı durumlar dışında asla önerilmemekle beraber saygın tıp dergilerinde kronik enflamatuar hastalıklarda (sedef gibi) ağrı kesici ve iltihabın şiddetini azaltıcı etkileri olduğu kanıtlanmıştır. Uzun süreli kullanmak ve buna alışmak ciddi karaciğer hasarı ve kemik erimesi yapabileceğini göstermiştir.

2-Maydanoz ve zencefil suyu: Özellikle romatizmal hastalıklarda yararlı olduğu bilimsel olarak gösterilmiştir. Maydanozda bulunan Karnasol ile zencefilde bulunan gingerol iyi birer ağrı kesici ve antienflamatuardır. Hastalara uygulanırken maydanoz, limon, salatalık, ıspanak, yeşil elma ve zencefiller belli oranlarda katı meyve suyu sıkacağı yardımı ile hazırlanmaktadır.

3-Limon ve zerdeçal tonikleri: Özellikle Multipl skleroz ve romatoid artrit gibi hastalıklardaki eklem ağrılarında yararlıdır.

4-Et ve kemik suyu çorbalar: Sığır eti, balık, özellikle de tavuklardan elde edilen kemik suyu çorbalar, kıkırdakta bulunan kondroitin sülfat ve glukozamin yoluyla eklem sağlığını destekler. Özellikle tavuk kemiklerinden elde edilen çorbada prolin, glisin ve arginin gibi anti-inflamatuar amino asitler boldur.