Kovid-19 salgını ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Uzm. Dr. M. Emin Dinççağ, “Dünya ekonomisini felç eden, birçok insanın hayatını kaybetmesine neden olan pandeminin hayatımızı daha fazla etkilememesi için vatandaşın da fedakarlık yapması ve daha çok çaba göstermesi, elini taşın altına koyması gerek. Çünkü hastalığı insan yayıyor. Toplumda herkesin bu felaketi yok edebilmek için gerekli sabrı ve çabayı göstermediği durumlarda, Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu ve sağlık çalışanlarının emekleri yetmeyecek, hastalık ve ölümler devam edecektir. Hastalık bitmedi ve onun yayılması da maalesef duyarsız ve önemsemeyen insanlar vasıtası ile oluyor” dedi.

Aralık ayından beri dünyanın korona virüs pandemisi ile meşgul olduğunu hatırlatan Dinççağ, “Her gün artan bir sayı ile Kovid-19 hastalarına ve bu hastalıktan ölümlere tanık oluyoruz. Bugün itibarıyla 8,5 milyon insan bu hastalığa yakalandı, 500 bine yakın insan ise hayatını kaybetti. Ülkemizde 185 bin kişi hastalığa yakalandı ve 5 bin civarında insanımız hayatını kaybetti. Sayı her gün değişiyor. Yani hastalık hız kesse de bitmedi ve şunu biliyoruz ki, gelmiş geçmiş en hızlı bulaşan bir hastalık ile karşı karşıyayız. Ayrıca ilacının ve tıbbi kabul görmüş bir tedavisinin olmaması da işin ciddiyetini artırıyor.

Ülkemizde korona pandemisi için gerek kamu idaresi, Sağlık Bakanlığı ciddi ve başarılı bir çalışma yürüttü. Ancak hastalığın yok edilmesi, salgının durdurulabilmesi için herkesin sorumluluğunu bilerek, çaba göstermesi ve üzerine düşeni yapması şarttır. Herkesin korunduğu, hastalığın çok azaltıldığı bir anda bile bir kişinin hastalığı tekrar yayabilme ve binlerce kişiyi enfekte edebilme şansı vardır. Bu durum herkese görev çıkarıyor. Hastalık toplumsal bir sorun ve çözümü de herkesin çaba göstermesi bu felaketi önleyebilmek için elinden gelen her şeyi yapmasıdır. Dünya, yıllardır salgınlar yaşadı, pek çok insan bu salgınlarda hayatını kaybetti ama korona salgınının en önemli özelliği, bulaştırıcılığının çok yüksek olması ve hiç bir belirti taşımayan ancak hastalığı bulaştırabilen asemptomatik bulaştırıcılarının olması hem salgının yayılmasına neden oluyor hem de işi zorlaştırıyor. Maske kullanımı, fiziksel mesafe ve el yıkamanın korunma konusunda ciddi faydaları olduğu biliniyor ancak hastalığı hasta olan kişi bulaştırdığı için, kalabalık yerlere girmemek, çok fazla seyahat edenlerden uzak durmak, yüz yüze kalmamak, öksüren, aksıran ve ateşi olanların toplum içine çıkmamaları şarttır” diye konuştu.

Uzm. Dr. M. Emin Dinççağ açıklamasını şöyle tamamladı:

“Ertelenebilir her faaliyet salgının hız kestiği dönemlere ertelenmelidir. Düğün, nişan, toplantı ve yas, taziye gibi kalabalık oluşturan her etkinlik hastalık riskinin yayılmasına sebep olabilir, ertelenmelidir. Ev içinde bile çalışması zorunlu olan ve kalabalık ortamlara giren bireyler diğerlerinden mesafeli durmalı, yaşlı ve çocuklarla çok iç içe olmamalıdır. Evde ortak kullanılan her malzeme risklidir ve dikkat edilmelidir. Alınan tedbirler, hastalığın yayılmasını önlemek içindir ve sabır gösterilmeli ve mantıksız gerekçeler ile kimsenin hayatı riske edilmemelidir. Kontrollü normalleşme adı verilen bu dönemde, daha çok evde kalmalı, evler sürekli havalandırılmalı, eve girildiğinde üst baş değiştirilmeli ve en az 20 saniye eller sabunlu su ile yıkanmalıdır. Herkes sorumlu olduğunu ve bu ciddi halk sağlığı sorununu yok edebilmek ancak hepimizin sabrı ve çabası ile mümkün olacağını bilmelidir.”