Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseri her yıl dünyada milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesine neden oluyor. Dünyada ve Türkiye’de her 10 kadından 1’inin hayatının bir döneminde meme kanseri ile karşı karşıya kalması, tablonun ciddiyetini ortaya koyuyor.

20 yaşından sonra her kadın ayda 1 kez kendi kendine elle muayene yapmalı

Meme kanserinin yaşla birlikte artış gösterdiğini söyleyen VM Medical Park Samsun Hastanesi Genel Cerrahi Kliniğinden Opr. Dr. Abdullah Taşkın, "40 yaşından sonra her kadın yılda en az bir kez meme muayenesi olmalı ve yılda bir mamografi çektirmelidir. Ayrıca 20 yaşından sonra her kadın ayda 1 kez kendi kendine muayene yapmalıdır” diye konuştu.

Üç boyutlu mamografi tümörü daha net görüntülüyor

Meme kanserlerini daha erken evrelerde teşhis etmek için fizik muayene, ultrasonografi, mamografi ve MR görüntüleme, meme tomosentez, PET-CT görüntüleme tetkikleri, biyopsi, immunohistokimyasal çalışmalar ve moleküler testlerin kullanıldığını kaydeden Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Abdullah Taşkın, şu açıklamalarda bulundu:

“Yıllık mamografi taramaları meme kanserinin erken tanısında güvenli, etkili ve yeterli kabul edilmektedir. Kadınların mamografi ile meme tümörü yönünden taranmasında taşıdıkları risk faktörleri (aile öyküsü, hormon tedavileri, sigara şişmanlık gibi) dikkate alınmalıdır. Yeni bir teknolojik görüntüleme tekniği olan üç boyutlu mamografi (meme tomosentez), meme dokusunda değişik açılardan elde ettiği görüntüler sayesinde şu anda yaygın olarak kullandığımız mamografi cihazlarına göre meme tümörünü daha net görüntülemekte ve daha küçük boyutlardaki tümörleri gösterebilmektedir."

Meme koruyucu cerrahi her yaşta uygulanabilir

Meme kanserinin tedavi yöntemlerinden de bahseden Opr. Dr. Abdullah Taşkın, "Amerika Birleşik Devletleri’nde meme kanseri tedavisinde ilk başlangıç noktası cerrahtır. Cerrah hastalığın kapsamını belirler, tedavi seçeneklerini tartışır, evreleme ve lokal kontrol işlemlerini yürütür ve medikal ve rasyasyon onkologlar gibi diğer uzmanlara hastaların yönlendirilmesini sağlar. Hasta tıbbi açıdan uygunsa ve herhangi bir risk faktörü yoksa meme koruyucu cerrahi uygulanmaktadır. Hastanın memesinin alınması durumunda ise hastanın durumuna göre ya mastektomi esnasında ya da ameliyattan bir yıl sonra (bazı risk faktörlerini ortadan kaldırdıktan sonra) hastaya meme rekonstrüksiyonu dediğimiz yeni meme yapılabilmektedir. Tümörün evresi, şekli, yaygınlığı ve lokalizasyonuna bakılarak eğer uygunsa ileri yaştaki bir hastaya da meme koruyucu cerrahi yapılabilir" şeklinde konuştu.

"Meme kanserini aldığımız tedbirlerle önleyebiliriz"

Meme kanserine karşı önleyici tedbirlerin alınabileceğini hatırlatan Opr. Dr. Abdullah Taşkın, sözlerini şöyle tamamladı: "Öncelikle meme kanseri farkındalığını artırmamız gerekir. Meme kanserinin meydana gelmesine yol açabilen beslenme, hareketsizlik, sigara, alkol, şişmanlık gibi bertaraf edilebilen faktörlere göre tedbirlerimizi almamız meme kanserine yakalanma riskimizi asgari düzeye indirmemizde önemli rol oynayacaktır. Ancak bu önleyici tedbirlere göre yaşam biçimimizi değiştirmemize rağmen hâlâ meme kanserine yakalanma riskimiz olacaktır. Bu durumda da meme kanseri tarama programlarımıza (KETEM) önem vermeliyiz ve mümkün olan en erken evrede kanseri teşhis ederek tam şifa şansını yakalayabileceğimizi unutmamalıyız.”