Kocaeli’nin Gebze ilçesinde yaşayan ve 41 yaşındaki Yusuf ve 38 yaşındaki Nuray Altıparmak çiftinin 2 çocuğundan en küçükleri olan 12 yaşındaki Birdal, 4 yaşında şiddetli bacak ağrıları çekmeye başladı. Ağrıları bir türlü dinmeyen çocuklarının durumundan şüphelenen aile, soluğu hastanede aldı. Hastanede yapılan tetkiklerin ardından kan değerlerinin olması gerektiğinden fazla çıktığı görülen minik Birdal, tetkiklerin daha yeterli yapılabilmesi için İstanbul Göztepe’de bulunan bir hastaneye sevk edildi. Burada ise minik Birdal’a JİA tanısı konuldu. Bu süreçte Yusuf Altıparmak, oğlunu tedavi ettirebilmek için hastaneye gidip gelmek, bu yüzden iş yerinden sürekli izin almak zorunda kaldı. Bu durum yüzünden sürekli iş değiştirmek zorunda kalan Altıparmak, eşiyle birlikte çocuğuyla ilgilenmeye koyuldu. Göztepe’de bulunan hastanede 4 yıl tedavi gördükten sonra buradaki doktorunun tayini çıkan Birdal, daha sonra ise Ümraniye’de bulunan hastaneye sevk edildi. Depo elemanı olarak bir iş yerinde işe giren baba Yusuf Altıparmak’ın, girdiği işi aksatmaması için eşi Nuray Altıparmak kendisine destek olmaya başladı. 8 yıldır tedavi gören oğlunu, kontrol zamanlarında kucağına alarak hastaneye götüren anne, oğlu kucağındayken yaklaşık 3 saatlik yolu gidiyor. Kullandığı ilaçlar nedeniyle iştahı kapanan Birdal, günden güne daha da zayıflıyor. Bundan 3 ay önceye kadar topallayarak da olsa yürüyebilen Birdal, 3 aydır yatağa mahkum olarak yaşıyor ve acı çektiği için bacağına dahi dokundurtmuyor. Çocuğun ailesi, ağrıları yüzünden Birdal’a kıyafetlerini giydirirken bile zorluk çekiyor. Her geçen gün durumu daha da kötüye giden ve yürüyemediği için eğitimine devam edemeyen küçük çocuğun çaresiz ailesi, çocuklarının hastalığına artık bir çözüm bulunmasını ve küçük Birdal’ın sağlığına kavuşarak yeniden yürüyebilmesi için yetkililerden yardım bekliyor.

“Bir bacak ağrısı, çocuğu bu hale getirebiliyor”

Oğlunun 4 yaşındayken kendisine bacaklarının ağrıdığını söylediğini belirten baba Yusuf Altıparmak, “Biz herhalde düşmüştür dedik. Küçük bir şey sandık. Sonra tahlil yaptırdık, tahliller çok yüksek çıkınca Göztepe’ye sevk ettiler. Gebze’de oturduğumuz halde sürekli Göztepe’ye gidip geliyorduk. Göztepe’de tedavisi başladı. Oradaki doktor eklem romatizması dedi bize, biz şaşırdık. ‘Çocukta romatizma olmaz’ dedik ama çocuklarda da romatizma olabiliyormuş. Buradan ailelere de sesleniyorum, dikkat etmeleri lazım. Bir bacak ağrısı, çocuğu bu hale getirebiliyor” dedi.

“3 aydan fazla hiçbir fabrikada çalışamadım”

Çocuğu hastalandıktan sonra sürekli iş değiştirmek zorunda kaldığını dile getiren baba Altıparmak, “Çocuk hasta olduğu için tabii ki işverenler idare edemiyordu haliyle. Sürekli izin alıyordum çocuğun hastanesi için. Bir nokta da 3 aydan fazla hiçbir fabrikada çalışamadım. Hastane işleriyle eşim ilgilenmek zorunda kaldı. 1,5 yıldır çocukla eşim ilgileniyor. Benim de 1,5 yıldır düzenli bir işim oldu. Ama şu andaki durum baya bir kötüye gittiği için yine işimi aksatmaya başladım. Ama yapacağım bir şey yok, önemli olan benim oğlumun sağlığı. Oğlumun iyi olmasını istiyorum. Yürüyemiyor, hiç ayağını basamıyor. Tam 8 yıldır çocuk koşamıyor, oynayamıyor. Bunun artık bir şifasının bulunmasını istiyorum. Herhangi bir doktorun buna bakmasını istiyorum. Yetkililere sesleniyorum; bu çocuğun iyileşmesi için bir şey yapılması gerekiyorsa yapalım. Maddiyat, maneviyat olayı değil, mesele sağlık meselesi. Sadece oğlum sağlığına kavuşsun, yürüsün, onu istiyorum. Başka bir şey istemiyorum. Ben çocuğumun sakat kalmasından korkuyorum. Çünkü şu an çok şiddetli ağrıları var. Çocuğa her iki saatte bir ağrı kesici veriyoruz. Günde en az 10 defa ağrı kesici veriyoruz. Şu anda ağrı kesici vermemiz lazım. Bacağı şu anda tutmuş. Şimdi vereceğim ağrı kesiciyi yemek de yiyemeyecek. Ağrı kesiciler iştahını da kapatıyor. Bir çözüm istiyorum” diye konuştu.

“Bizi bu ağrılardan kurtarın”

İşe gittiği zaman oğlunun kendisine sesli mesajlar atarak yanına çağırdığını kaydeden Altıparmak, “Ben işe gidiyorum bana sesli mesajlar atıyor ‘Baba beni kurtar’ diye. Ben bir babayım. İş yerine gittiğim zaman hep onu düşünüyorum ‘Acaba oğlum nasıl oldu?’ diye. Arıyor beni; ‘Baba gel beni kurtar’ diyor, ‘Ben bu bacağımı keseceğim’ diyor. ‘Beni bu ağrılardan kurtar’ diyor. Ben de şimdi doktorlarımıza diyorum; bizi bu ağrılardan kurtarın” şeklinde konuştu.

“Birdal hiçbir zaman ne bisiklete binebildi ne top oynayabildi”

Çocuğunun hiç yemek yemediğini söyleyen anne Nuray Altıparmak ise “Yaşına göre kilosu çok az. 12 yaşında ama 20 kilo. Virüsten dolayı evden çıkmadık bir dönem. 3 kilo aldı, onu da hep geri verdi. Ben taşıyorum. Sabah 5 buçukta kalkıyorum, Gebze-Harem minibüslerine binmek için buradan kucağıma alıp götürüyorum Birdal’ı. Göztepe Köprüsü’nde iniyorum. Orada Ümraniye arabasını bekliyorum. Oradan da alıyorum hastaneye götürüyorum. Önceden okula topalla topallaya götürüyordum. Öğretmeni Birdal’ın ağrıları başlayınca arayıp, gelip almamı söylüyordu. Ben de alıp eve getiriyordum. Okula hiç gidemedi zaten. Harflerin yarısını öğrendi, yarısını öğrenemedi. Okula hiç gidemedi. Birdal’ı okula götürdüğümde ‘Anne ben de top oynamak istiyorum’ diyordu. Sırasından hiç kalkmıyordu. Öğle yemeğine götürüyordum Birdal’ı. Teneffüslerde kucağıma alıp biraz çıkarıyordum. Daha sonra yeniden sırasına koyuyordum. Günde 3-4 defa okula gidiyordum Birdal için. Yaşıtları hep top oynuyor ama Birdal hiçbir zaman ne bisiklete binebildi ne top oynayabildi. Bu da hep aklımızda kaldı. Bende çocuğumun top oynamasını, onunla beraber oynayabilmeyi çok istiyorum” ifadelerini kullandı.

Artık kendisinin de yaşıtları gibi koşup, top oynamak istediğini vurgulayan küçük Birdal da, çektiği ağrıların çok kötü olduğunu belirtti. Geceleri ağrılar yüzünden uyuyamadığını anlatan Birdal, yeniden sağlığına kavuşup, arkadaşlarını gibi koşacağı günlerin hayalini kuruyor.