Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz’un dünkü konuşması, Bursa’nın emektar ve çok şeyler beklenen yüksek öğrenimdeki kurumunun gerçeklerinin aynasıdır.

Görevindeki 2.5 yılını değerlendirmek için gazetecilerle buluştu, Türkiye’nin koşullarında ve kapağında ‘her şeye rağmen’ diye yazılmayı gerektirecek bir öyküyü dile getiriyordu.

Mevzuat ve işleyişe mutlak tabi gerçeklerin içerisinde, itibara dayalı talep ve kentsel imeceyle güç verilen bir kurumla karşı karşıyaydık.

Kılavuz’un, önce “Ah, işte! Para… Para… Para…” ve ardından “Para olsaydı, istenilen yerlere gelinirdi… “demesi, meselenin özünü anlatıyor.

Konuşmasının en başında, 70 bini öğrencileri ve toplamda 78 bin dolayındaki nüfusla pekçok kentten büyük ve holdingler kadar bir potansiyelde olmalarına değinmesi, zaten meselenin çıkış noktasını gösteriyordu.

Üstelik…

‘Sağlık Üssü’ olmaları nedeniyle her gün onbinlerce vatandaşı da, bir döngü içerisinde, kampüsü kullandığını da anımsatalım.

Siyasi irade…
Dolayısıyla;
Devlet
Rektör Hoca’ya kulak vermeli!

Merkezi yönetimden güçlü beklenti taşıyan Bursa’nın belediye başkanlarının yanına, üniversite rektörünü de koymak gerekiyor.

Çok haklı!
Söylediği gibi…
Yeni fakülte ve yüksekokulların açılması ile mevcut kapasitelerin artırılması, kurumu obezleştirdi.
Bu nedenle;
Üniversiteleri ölçütleyen yerli ve yabancı derecelendirme kuruluşları nezdinde, obez yapının sıkıntıları, tablolara yansıyor.
Böyle bir yoğunlukta;
Kılavuz, Anadolu’daki örneğin 10-15 sıradan üniversitesindeki sosyal imkanların, üniversitesinde olmadığını da belirtiyor.

Tüm bunları söylerken…
Türkiye’de, ‘Rektörlerin kral gibi görülmesi’ söylemi ve algısına karşı, böyle bir konumda bulunan olarak, bir gerçeğin altını çizmeye çalıştı.

Kılavuz, “Rektörlerin güçlü konumunun, mevzuat ve neden olduğu sistemden kaynaklandığı” ifadesini kullanıyordu.

Kampüste yapımına devam edilen ‘ibadethane’ sorulduğunda, sözlerine, “Biz, sadece cami yapmıyoruz.” diyerek, başladı.
Camiyle aynı yapı içerisinde, 2 katında konferans ve sergi salonları ile düşünce atölyeleri olacağına dikkati çekiyor.
Finansmanı için de, hayırseverlerin desteğini vurguluyordu ve “Öğrenciye ayrılan eğitim parasından, 1 kuruş çıkmıyor.” şeklinde konuşuyordu.

Üniversite denilince;
Tıp Fakültesi!
Kılavuz, tıp eğitimi ve hastane koşulları açısından da, oldukça iddialıydı ve “Tıpçı rektörlerin dönemlerinde görülmeyen imkan ve fırsatlar, bu dönemde görülüyor.” diyordu.
Elbette ki…

Kurumun temel varoluş gerekçesi öğrenciler için de, anketlerde sürekli artan bir eğilimle yüksek memnuniyet de vurgulanıyordu.

Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, bilimsel odaklı; milli ekonomiye kazanım sağlayan ‘sanayi ve teknoloji’ politikasını da gündeme taşıdı.

Bursa’da, mevcuttaki örnek işbirlikleri ve çalışmalarıyla milli sanayiye kazanımlar sürerken, yeni adımları da atılıyor.
Gelinen noktada;

Yerli ve milli otomobile yönelik, akademik eğitim ve bilimsel araştırma, nitelikli kadroların kazanımı altyapısı sağlanıyor.
Çıta yükseliyor.
TUSAŞ;

Yerli ve milli muharip uçağın üretilebilme sürecinde, malzelemelerini hafifletme amaçlı AR-GE çalışmalarının merkezi olarak, Bursa Uludağ Üniversitesi’ni seçti ve çalışmalara başlandı.
Kılavuz, 1 dönümlük alanın tahsisi ve tesisleşilmeyle de beraber, kadro sayısında mühendisleriyle beraber 150’ye ulaşılacağını söylüyordu.

Bu arada…

Özel hastanelerin ve tıp merkezlerinin arttığı, vakıf üniversitelerinin de açılacağı Bursa’da, Bursa Uludağ Üniversitesi’nin deneyimli kadrolarının elde tutabilmesi gerekiyor.

Bu doğrultuda…

Üniversiteyle bağın tamamemn kopmamasını, gündüz tam zamanlı sürdürülmeye devamını ve sağlayacak orta yolun oluşturulduğunu öğrendik.
Akademik eğitim kadrosunun güçlendirilmesi için takviye aşamalarının devamı da, önemle ortaya konuluyordu.

Yeni yılda;
TSE Belgesi’ne sahip…
Bursa Uludağ Üniversitesi’nin 1.5 milyar lira dolayında bütçesi olacak, ama böyle bir rakamda, maaşların önemli bir yer tuttuğunu da ifade edelim.
Kılavuz’un da belirttiği gibi, sağlığa hizmet ve sanayi odaklı işbirliği çalışmalarıyla bir gelirin olduğu görülüyor, ama kurumsal mevcut mali koşullarla da, ‘değirmeni ancak döndürecek’ durum yaşanıyor.
Üniversite çatısı altında;

Medya kuruluşları ve gazetecilerle kurumsal ilişkileri yürüten Barış Gülkaya’nın ulaştırdığı basın bültenleri de, üniversitenin belediyeler gibi canlı ve kentlerden farksız olduğunu gösteriyor.

Herşeye rağmen…
Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz’un kafasında, azimle güçlü koşullara, çok büyük başarılara ulaşmak var.
Bursa’nın belediyeleri, hayırsever kent kimliği ve öne çıkan güçlü kent imecesi, Bursa Uludağ Üniversitesi’ne de güç ve moral veriyor.