Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Kimya sektörü, sahip olduğu AR-GE kapasitesi, teknoloji seviyesi ve ileri gelir bağlantıları sayesinde sanayimizin ana unsurları konumunda. Özel sektör tarafından Türkiye’de yapımı başlanan bu tesisle birlikte ekonomimize rekabetçiliği kazandırmış olacağız” dedi.

Milli Teknoloji hamlesi vizyonu doğrultusunda çalışmalara hız kesmeden devam edildiğini söyleyen Bakan Varank, “Ekonomik ve küresel bağımsızlığımızı güçlendirecek, küresel rekabet gücümüzü arttıracak, katma değerli üretimi geliştirecek alanlarda ciddi bir atılım içerisindeyiz. Teşvik ve desteklerimizi verimlilik odaklı tasarlıyor, ülkemiz için stratejik konu ve ürünlerine öncelik veriyoruz. Bu polipropilen üretim tesisi de bu yaklaşımın bir yansıması. Sıfırdan dizayn ettiğimiz araştırma, geliştirme ekosistemimiz, lojistik altyapımız, Türkiye’nin her noktasına yayılan üniversitelerimiz, teknoloji geliştirme merkezlerimiz ve organize sanayi bölgelerimizle Türkiye artık yerli ve yabancı tüm yatırımcıların dikkatini cezbediyor” diye konuştu.

“Ekonomimize rekabetçiliği kazandırmış olacağız”

Ceyhan Polipropilen Üretim Tesisi’nin yükselen cazibesinin ispatı konumunda olduğunu belirten Varank, “Pandemiye rağmen büyüme hızını kesmeyen sanayi yatırımlarımız, bu devasa girişim Türkiye’nin yükselen cazibesinin ispatı konumunda. Önümüzdeki dönemde de ülkemizin cazibesini arttıracak işlerimize kararlılıkla devam edeceğiz. Kimya sektörü, sahip olduğu AR-GE kapasitesi, teknoloji seviyesi ve ileri gelir bağlantıları sayesinde sanayimizin ana unsurları konumunda. Özel sektör tarafından Türkiye’de yapımı başlanan bu tesisle birlikte ekonomimize rekabetçiliği kazandırmış olacağız” dedi.

“Gelin, buradaki fırsatları hep birlikte değerlendirelim”

Tesisin global bir proje olacağını da kaydeden Varank, daha sonra şunları söyledi:

“Bu tesis, global bir proje ve her alanında teknoloji transferi sağlayan anlaşmaları beraberinde getiriyor. Toplamda 5 küresel firmayla anlaşmalar imzalanacak. Ben özellikle Japon firmasıyla imzalanan hidrojen üretimi anlaşmasını çok önemsediğimi özellikle ifade etmek istiyorum. Çünkü bu işbirliğiyle geçen hafta onaylanan Paris İklim Anlaşması’na uygun bir biçimde yeşile ve çevreye duyarlı hidrojen enerjisi üretimi teknolojisini ülkemize kazandırmış olacağız. Türkiye’nin ekonomisine güvenin bir göstergesi olan bu yatırımlardan dolayı tüm firmaları tebrik ediyorum. Tüm yatırımcıları, ülkemizin sunduğu muazzam imkanlardan faydalanmaya davet ediyorum. Gelin, buradaki fırsatları hep birlikte değerlendirelim.”