Maalesef ülkemizde de giderek artan kilo fazlalığı ve obezite çocuk, genç, yaşlı demeden her birimizi tehdit eder hale gelmiştir. Yaz aylarında düzenlenen bilimsel tıbbi kongreler ülkemizde bu oranın % 70 leri bulduğunu açıklamaktadır. Ama üzülerek belirtiyorum ki bilimsel açıdan halen yaklaşım hataları içerisindeyiz ve tedaviyi sadece kalori kısıtlayan diyet listeleri, bu da olmaz ise hemen cerrahi metodlar ile çözme yoluna gitmekteyiz. Bu iki yolun da hasta bireyler için (Obezite artık yağlanmaya bağlı kronik bir hastalık olarak tanımlanmaktadır) tercih edilme sebebi genellikle obeziteyi görünüm bozukluğu olarak görmemizdendir. Oysa sebebe yönelik tedavi yolları ve eğitim ile obezitenin üstesinden gelmek mümkündür. Cerrahi olarak hastanın midesini küçültüp daha az bir gıda ile doymasını sağlayabiliriz ancak beyninde bazı olayları bitiremediğinizde (şeker bağımlılığı gibi), sürekli egzersiz yapmaya alıştıramadığınızda bu hasta ileride yine kilo alacaktır. Ya da kalori kısıtlayan diyetler ile belirli bir dönem fit olacağım diye umutlanıp kas kaybetmeye başlandığında beyin işi ele alıp kişi daha çok yemek yiyecek ve eski halinden daha da fazla kilolu hale gelecektir.

Şu unutulmamalıdır. Aksi halde ne yaparsanız yapın tıbbi anlamda kilo vermezsiniz (yağlarınızdan kaybedemezsiniz). Kas bir yüke karşı kasıldığında iş yapar. Bu, enerjinin kastan, dış yüke transfer edildiği anlamına gelir, örneğin bir cismi daha yükseğe kaldırmak veya harekete karşı direnci yenmek gibi. İş matematiksel olarak şu denklemle tanımlanır: W = L x D . Denklemde W yapılan iş, L yük ve D ise yüke karşı hareket mesafesidir. İşi gercekleştirmek icin gerekli enerji, kasılma sırasında kas hücrelerinde meydana gelen kimyasal reaksiyonlardan elde edilir. Bunu tıp fakültelerinin 2. Sınıfında biz tıp hekimlerie fizyoloji dersinde anlatırlar. İşin kısacası şudur: Enerjimizi vücutta yağ olarak depoluyoruz. Bu enerjiyi de kaslarımızı çalıştırarak harcarız. Yani egzersiz şart. Bunu gerçekleştirmeden, yani bir yük (kas gücü) ve bir mesafe olmadan kilo vereyim derseniz veya ben sizi oturduğunuz yerden zayıflatırım diyenleri dinlerseniz, kendinizi kandırmış, koca fizik kurallarına bayrak açmış olursunuz. Enerjinizi ise gerçek enerji kaynaklarından almak zorundasınız. Dizel motorunuz varsa benzini, benzinli motorunuz varsa dizel yakıtı bu motora koyamazsınız. Tıpkı genetik yapımıza ve işleyişimize uygun olmayan yiyecek maddelerini almamız gibi.

Çok tekrarladım ama bir kez daha yazayım. Obezite bir çok sorunu beraberinde getiriyor. Buna rağmen sigara kadar farkındalık oluşturabilmiş değil. Kadında vücut yağı % 22 yi, erkekte ise % 18 i geçtikçe yağlanma başlamış demektir. Yağlanma arttıkça sıkıntılar da katlanarak artar. Bizlere al bu listeyi kullan zayıfla diyenlere aşağıda obezite yapan nedenleri gözden geçirerek bir daha sorun. Gerçekten bir liste ile bu işi çözebilirmiyim?

1-Hareketsiz yaşam tarzı, boş kaloriler ile beslenmek (fast-food, asitli ve şekerli içecekler, ağartılmış unlar ve bunlardan yapılanlar, mısır şurubu, kızartılmış yağların kullanımı, aşırı meyve)

2-Duygusal açlık, gece yemek yeme sendromu, sindirim sistemi hastalıkları, insüline karşı hassasiyet azalması

3-NPY denilen beyin kaynaklı iştah hormonunu arttıran stres

4-Annenin gebelikteki beslenme şeklinin çocuğun yaşamına olan etkisi

5-Genetik geçişler, kromozom anomalileri

6-Evliliklerin pozitiv etkisi ve kadın cinsiyeti, menopoz sonrası dönem

7-İleri yaşlarda kas kitlesinin azalması

8-Bazı ilaçlar (hormonlardan, bazı hipertansiyon ilaçlarından, bazı antigripal ilaçlardan tutun da epilepsi ilaçlarına kadar geniş bir yelpaze)

9-Bazı hastalıklar (hipotalamus hastalıkları, Cushing Hastalığı, hipotiroidi, testesteron eksikliği, büyüme hormon eksikliği…)

10-Bağırsak flora bozuklukları, moleküler eksiklikler (omega-3, D vitamini ve daha bir çoğu) ve gluten gibi bazı moelküllere karşı hassasiyet, allerjiler

11-Vardiyalı çalışma sistemleri (atıştırma bozuklukları)

12-Düşük eğitim seviyesi

13-Sigaranın bırakılması, bağımlılıklardan kurtulma dönemleri

14-Bilinçsizce uygulanan diyetler, Yoyo sendromu

15-Ev tozları, kirli çalışma ortamları (Bu tozlarda bulunan PPAR-GAMMA 1 proteini yağ hücrelerini uyararak büyümelerine neden olur. 1 miligram ev tozu bile etkin olabilir. Çocuklar 50 miligram ev tozu soluyabilmektedirler)

16-Bazı davranış bozuklukları (sağlıksız yatak ve yastık, sürekli bacak bacak üzerine atarak oturmak, yüksek topuklu ayakkabı alışkanlığı, asansör kullanmak, hızlı çiğneyip yutmak, TV veya sosyal medya araçları ile bol vakit geçirip atıştırmalar yapmak, sıcak odada uyumak ve daha onlarca sebep)

Düştüğümüz kuyular sandığımız kadar dipsiz değil aslında, tutunmaya çalıştığımız ipler çok kısa (Charles Bukowski).